Go to full page →

Bölüm 7: Dünya Suyla Mahvolduğu Zaman 1GS 43

Bu bölüm Yaratılış 6 ve 7'ye dayanmaktadır.

Nuh'un zamanında Adem'in suçu ve Kayin'in cinayeti yüzünden yeryüzü üzerinde çifte lanet vardı. Buna rağmen yeryüzü, hala güzelliğini koruyordu. Tepeler görkemli ağaçlarla süslü, düzlükler bin-lerce çiçeğin hoş kokusuyla doluydu. Yeryüzünün meyveleri sınırsızdı. Ağaçların boyutları şimdiki örneklerine göre çok daha büyüktü. Dayanıklılık ve sağlamlıkta çok daha üstündüler. Altın, gümüş ve değerli taşların bolluğuna diyecek yoktu. 1GS 43.1

İnsanlık ilk gücünün çoğunu koruyordu. Bilgelikte ve yetenekte ün salmış birçok dev vardı. Ne var ki günahın da boyutları aynı oranda büyüyordu. 1GS 43.2

Tanrı ilk çağ insanlarına zengin armağanlar vermiş, ama onlar armağanları veren Tanrıya bağlanmak yerine kendilerini yücelterek bu bolluğu lanete çevirmişlerdi. Ustalıklarını kullanıp evlerini güzelleştirmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Zevk ve kötülük alemlerine dalıyorlardı. Bilgilerinde Tanrıya yer vermedikleri için O'nun varlığını kısa sürede reddettiler. İnsan dehasını yücelterek kendi ellerinin eserlerine tapındılar, çocuklarına da oyma putlara eğilmeyi öğrettiler. 1GS 43.3

Mezmurcu putlara tapınmanın sonucunu şöyle tanımlıyor: “Onları yapan, onlara güvenen herkes onlar gibi olacak!” (Mezmur 115:8). İnsan zihninin bir yasası vardır. Gözlerimizi neye dikersek, ona benzeriz. Eğer zihin hiçbir zaman insanlığın bulunduğu düzeyin üstüne çıkmazsa, sınırsız bilgelik ve sevgi hakkında kafa yormazsa, insanlık giderek daha aşağılara inecektir. “Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte... Tanrı'nın gözünde yer-yüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.” Tanrı'nın yasası çiğnenmiş, bunun sonucunda akla gelebilen her türlü günah işlenmeye başlamıştı. Adalet ayaklar altına alınmış, ezi-lenlerin haykırışları göğe ulaşmıştı. 1GS 43.4