[Bu bölüm, Elçilerin İşleri 25:1-12 ayetlerine dayanmaktadır.] Eyalete vardıktan üç gün sonra Festus, Sezariye’den EI 369.1
Yeruşalim’e gitti. Başkâhinlerle Yahudiler’in ileri gelenleri, Pavlus’la ilgili şikâyetlerini ona açıkladılar. Festus’tan kendilerine bir iyilikte bulunmasını isteyerek Pavlus’u Yeruşalim’e getirtmesi için yalvardılar.” Bu ricada bulunurken Pavlus’a Ye- ruşalim yolunda pusu kurarak onu öldürmeyi tasarlıyorlardı. Fakat Festus’un mevkiine karşı büyük bir sorumluluk duygusu vardı ve Pavlus’u getirtmeyi kibarca reddetti. “Herhangi bir sanığı, kendisini suçlayanlarla yüzleştirmeden, kendisine yöneltilen ithamlarla ilgili olarak savunma fırsatı vermeden, onu suçlayanların eline teslim etmek Romalılar’ın geleneğine aykırıdır” dedi. “Kendisinin de yakında [Sezariye’ye] gideceğini” belirtti. “Aranızda yetkili olanlar benimle gelsinler; bu adam yanlış bir şey yapmışsa, ona karşı suç duyurusunda bulunsunlar.” EI 369.2
Yahudilerin istediği bu değildi. Sezariye’de daha önce uğradıkları bozgunu unutmamışlardı. Elçinin sakin tavrının ve kuvvetli tezlerinin aksine, kendi habis ruhları ve temelsiz suçlamaları çok kötü bir ışıkta görünecekti. Pavlus’un mahkeme için Yeruşalim’e getirilmesinde yine ısrar ettiler, ancak Festus Pavlus’u Sezariye’de adil biçimde yargılama tasarısında kararlıydı. Allah, koruyucu iradesi ile, elçinin hayatının uzaması için Festus’un kararını kontrol etti. EI 369.3
Tasarıları boşa çıkarılan Yahudi önderler, valinin mahkemesinde Pavlus’a karşı tanıklık etmek üzere bir an önce hazırlandılar. Festus Yeruşalim’de birkaç gün kalıp Sezariye’ye döndükten sonra, “ertesi gün yargı kürsüsüne oturarak Pavlus’un getirilmesini buyurdu.” “Yeruşalim’den gelen Yahudiler çevresini sardılar ve kanıtlayamadıkları birçok ağır suçlamada bulundular.” Bu olayda avukatları olmayan Yahudiler, suçlamalarını kendileri sundular. Mahkeme devam ederken, sanık, sakinliği ve açık sözlülüğü ile onların ifadelerinin yanlışlığını açıkça gösterdi. EI 370.1
Festus tartışılan sorunun tamamen Yahudi öğretileriyle ilgili olduğunu ve doğru anlaşıldıklarında Pavlus’a yöneltilen suçla-malarda, kanıtlanmış suçlamalarda bile, onun ölüm, hatta hapis cezasına çarptırılmasını gerektiren hiçbir şey olmadığını anladı. Yine de, Pavlus’un mahkûm edilmemesi ya da ellerine verilmemesi halinde ortaya çıkacak olan öfke fırtınasını açıkça görüyordu. Böylece, “Yahudiler’in gönlünü kazanmak isteyen” Festus Pavlus’a dönerek, Sanhedrin tarafından yargılanmak üzere kendi koruması altında Yeruşalim’e gitmeyi isteyip istemediğini sordu. EI 370.2
Elçi, suçları ile kendi üzerlerine Allah’ın gazabını getirmekte olan ulustan adalet bekleyemeyeceğini biliyordu. İlyas peygamber gibi, gökten gelen ışığı reddeden ve kalplerini müjdeye karşı sertleştirenler arasında olmaktansa, putperestlerin arasında daha güvende olacağını biliyordu. Çekişmelerden yorulmuş olan etkin ruhu, mahkemesinin ve tutukluluğunun bitmeyen gecikmelerine ve yorucu belirsizliğine daha fazla dayanamayacaktı. Bu nedenle bir Roma vatandaşı olarak sahip olduğu Sezar’a başvurma ayrıcalığını kullanmaya karar verdi. EI 370.3
Pavlus valinin sorusuna yanıt olarak şunları söyledi: ” ‘Ben Sezar’ın yargı kürsüsü önünde durmaktayım’ dedi, ‘Burada yargılanmam gerekir. Sen de çok iyi biliyorsun ki, Yahudiler’e karşı hiçbir suç işlemedim. Şayet suçum varsa, ölüm cezasını gerektirecek bir şey yapmışsam, ölmekten çekinmem. Yok eğer bunların bana karşı yaptığı suçlamalar asılsız ise, hiç kimse beni onların eline teslim edemez. Davamın Sezar’a iletilmesini istiyorum.’ ” EI 370.4
Festus Yahudilerin Pavlus’u öldürmek için kurdukları komplolar hakkında hiçbir şey bilmiyordu, bu nedenle Pavlus’un Sezar’a başvurmasına şaşırdı. Ancak elçinin sözleri mahkeme sürecini sona erdirdi. “Festus, danışma kuruluyla görüştükten sonra şu yanıtı verdi: ‘Davanı Sezar’a ilettin, Sezar’a gideceksin.’ ” EI 371.1
Böylece bir kez daha, bağnazlık ve kendini beğenmişlikten doğan nefretten ötürü, Allah’ın bir hizmetkârı, korunmak için putperestlere yönelmek zorunda bırakıldı. İlyas peygamberi yardım almak için Sarefatlı dul kadının yanına kaçmaya iten; müjdeyi duyuranların Yahudilerden dönerek, mesajlarını Uluslardan olanlara iletmeye zorlayan aynı nefretti. Ve bu çağda yaşamakta olan Allah halkı bu nefretle henüz karşılaşmamıştır. Mesih’in izleyicileri olma iddiasındaki pek çok kişi arasında, Yahudi kalbinde böylesi büyük bir yer edinmiş olan aynı gurur, şekilcilik ve bencillik, aynı baskı ruhu mevcuttur. Gelecekte, Mesih’in temsilcileri olduklarını iddia eden kişiler, rahiplerin ve yöneticilerin Mesih’e ve elçilere davranırken izlediklere yola benzer bir yol tutacaklardır. Çok yakında geçecek oldukları büyük krizde, Allah’ın sadık hizmetkârları aynı kalp katılığıyla, aynı zalim kararlılıkla ve aynı sert nefretle karşılaşacaklardır. EI 371.2
O şerli günde Allah’a vicdanın gerektirdiği gibi korkusuzca kulluk edecek olanların hepsi cesarete, dayanıklılığa, ve Allah’a ve O’nun sözüne ilişkin bilgiye ihtiyaç duyacaklardır; zira Allah’a sadık kalanlar zulme uğrayacak, amaçlarından şüphelenilecek, en iyi çabaları yanlış yorumlanacak ve adları kötüye çıkarılacaktır. Şeytan, kalbi etkilemek ve anlayışı karartmak, kötüyü iyi, iyiyi ise kötü gibi göstermek için tüm aldatıcı gücüyle çalışacaktır. Allah’ın halkının imanı ne kadar güçlü ve ne kadar pak olursa, ve O’na itaat etmeye ne kadar kararlı olurlarsa, Şeytan, doğru kişiler olduklarını iddia etmelerine rağmen Allah’ın yasasını ayaklar altına alanların öfkesini onlara karşı kışkırtmak için o kadar şiddetli bir gayret gösterecektir. İlk ve son kez kutsallara emanet edilen imana sımsıkı sarılmak için en sağlam itimat ve en kahramanca amaç gerekecektir. EI 371.3
Allah, halkının yaklaşmakta olan krize hazırlanmalarını arzular. Hazır olsalar da olmasalar da, tümü bununla karşılaşmalı- dır; ve yalnızca hayatlarını ilahî standarda uygun hale getirenler sınav ve denenme zamanında kararlılıkla duracaklardır. Dünyasal yöneticiler din görevlileriyle birleşerek vicdana ait konularda tahakküm kurduklarında, gerçekten Allah’tan korkan ve O’na kulluk edenlerin kim oldukları görülecektir. Karanlık en derinken, tanrısal bir karakterin ışığı en parlak şekilde parlayacaktır. İtimat edilen diğer her şey boşa çıktığında, kimin Yehova’ya kalıcı bir güveni olduğu görülecektir. Ve gerçeğin düşmanları dört bir yanda, kötülük için Rabb’in hizmetkârlarını gözlerken, Allah da onları iyilik için gözetecektir. O, onlar için yorucu bir diyarda büyük kaya gölgesi gibi olacaktır. EI 372.1