Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Firavun Yine Yüreğini Katılaştırıyor

    Musa, Firavun'un sorusuna şöyle cevap verdi: “Genç, yaşlı hep birlikte gideceğiz. Oğullarımızı, kızlarımızı, davarlarımızı, sığırlarımızı yanımıza alacağız. Çünkü Rab'be bayram yapmalıyız.”1GS 150.1

    Kral öfkeyle dolup taştı; “Alın çoluk çocuğunuzu gidin gidebilirseniz, Rab yardımcınız olsun!” dedi, “Bakın, kötü niyetiniz ne kadar açık. Olmaz. Yalnız erkekler gidip Rab'be tapsın. Zaten istediğiniz de bu.” Sonra Musa'yla Harun Firavun'un yanından kovuldular. Firavun onlarla gerçekten ilgileniyormuş gibi yaptı. Güya küçükleri gözetiyordu, ama asıl amacı kadınları ve çocukları tutup erkeklerin döneceğinden emin olmaktı.1GS 150.2

    Musa bu kez değneğini uzattığı zaman doğu rüzgarı çekirgeleri getirdi. “Mısır'ın üzerinde uçuşan çekirgeler ülkeyi boydan boya kapladı. Öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi, kuşaklar boyu da görülmeyecek. Toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülke kapkara kesildi.”1GS 150.3

    Firavun derhal peygamberi çağırtarak şöyle dedi: “Tanrınız Rab'be ve size karşı günah işledim” dedi, “Lütfen bir kez daha günahımı bağışlayın ve Tanrınız Rab'be dua edin; bu ölümcül felaketi üzerimden uzaklaştırsın.” Musa ve Harun yalvarınca güçlü bir batı rüzgarı esmeye başladı ve çekirgeleri Kızıldeniz'e doğru sürükledi. Ne var ki kral, bu kez de inatçılığından şaşmadı.1GS 150.4

    Mısır halkı ümitsizliğe kapılmıştı ve geleceğe korkuyla bakıyorlardı. Ulus ilahlarının temsilcisi olarak Firavun'a tapıyordu; ama artık doğanın güçlerini kendi isteğinin hizmetinde kullanan gerçek Tanrı'nın varlığını görüyorlardı. İbrani köleler kurtulacaklarına kesin gözüyle bakıyorlardı. Mısır'da gizli bir korku vardı; köle ulus yükselip kendilerine yapılan yanlışların intikamını alacak mıydı? Herkesin ortak sorusu şuydu: “Acaba, bundan sonra ne olacak?”1GS 150.5

    Ülkenin üzerine ansızın bir karanlık çöktü. O denli koyu ve kesif bir karanlıktı ki neredeyse hissediliyordu. Soluk alıp vermek bile zorlaştı. “Üç gün boyunca kimse kimseyi göremez, yerinden kımıldayamaz oldu. Yalnız İsraillilerin yaşadığı yerler aydınlıktı.” Mısırlılar, güneş ve ayı ilah olarak görür ve onlara taparlardı. Bu gizemli karanlık, hem halkı hem de onların ilahlarını örtmüştü. (Bkz. Ek, 2.not). Bu hüküm ne denli korkutucu olursa olsun, Tanrı'nın merhametini ve insanları mahvetmeyi istemediğini gösteriyordu. En son ve en kötü felaket gelmeden önce düşünmeleri ve tövbe etmeleri için halka fırsat tanıdı.1GS 150.6

    Karanlığın hüküm sürdüğü üçüncü günün sonunda Firavun Musa'yı çağırttı ve halkı göndermeye razı olduğunu söyledi. Ancak hayvanların kalmasını istiyordu. Musa buna şöyle yanıt verdi: “Ama Tanrımız Rab'be kurban kesmemiz için bize kurbanlık ve yakmalık sunular da vermelisin” diye karşılık verdi, “Flayvanlarımızı da yanımıza almalıyız. Bir tırnak bile kalmamalı burada. Çünkü Tanrımız Rab'be tapmak için bazı hayvanları kullanacağız. Oraya varmadıkça hangi hayvanları Rab'be sunacağımızı bilemeyiz.” Firavun öfkeden kendini kaybetti. Musa'ya, “Git başımdan” dedi, “Sakın bir daha karşıma çıkma. Yüzümü gördüğün gün ölürsün.”1GS 151.1

    Musa, “Dediğin gibi olsun” diye karşılık verdi, “Bir daha yüzünü görmeyeceğim.” Rab İsrail halkının Mısırlıların gözünde lütuf bulmasını sağladı. Musa da Mısır'da, Firavun'un görevlilerinin ve halkın gözünde çok büyüdü. Kral Musa'ya zarar vermeyi göze alamıyordu. Çünkü halk, Musa'yı, felaketleri kaldırma gücüne sahip tek kişi olarak görüyordu. Onlar da İsraillilerin Mısır'dan ayrılmalarını istiyorlardı. Kral ve kahinler Musa'nın son taleplerine de karşı çıktılar.1GS 151.2

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents