Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Tanrı'ya ilişkin Kavramlar İnsan Davranışlarını Etkiliyor

    Putperest ulusların çoğu, ellerindeki tasvirlerin sadece taptıkları Tanrı'yı simgelediğini söylerler. Oysa sonsuz Tanrı'yı nesnelerle temsil etmek Tanrı'ya ilişkin kavramları aşağılamaktadır. Bu şekilde zihin, Yaratıcı'dan çok yaratığa odaklanmaktadır. İnsan Tanrı'ya ait kavramları aşağıladıkça kendisi de aşağılaşmaktadır.1GS 167.5

    “Ben, Tanrın Rab, kıskanç bir Tanrı'yım.” Tanrı'nın halkıyla yakın ilişkisi, evlilik simgesiyle temsil edilmektedir. Putperestlik de ruhsal zinaya benzetilir. Tanrı'nın zinaya karşı duyduğu hoşnutsuzluk kıskançlıktır.1GS 167.6

    “Benden nefret edenin babasının işlediği günahın hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.” Çocuklar babalarının günahlarına ortak olmadıkça bu günahların cezasını çek-mezler. Ancak gerek kalıtım gerekse kötü örnek yüzünden oğullar da babalarının günahına ortak olurlar. Yanlış eğilimler, sapık arzular, ahlaksızlık, bedensel hastalıklar ve yozlaşma babadan oğla bir miras gibi geçer. Bu, üçüncü ve dördüncü kuşağa kadar böyle devam edip gider.1GS 167.7

    “Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.” Tanrı, diğer yandan kendi hizmetine bağlı olanlara merhametini vaat etmektedir. Üstelik bu, yalnızca kendisinden nefret edenlerin soyu gibi üçüncü ve dördüncü kuşağa kadar değil, binlerce kuşağa uzanacaktır.1GS 168.1

    3. “Tanrın Yahve'nin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü Yahve, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.”1GS 168.2

    Bu buyruk Tanrı'nın adını hafife almamızı ya da dikkatsizce kullanmamızı yasaklamaktadır. Tanrı'nın adını günlük konuşmada düşüncesizce kullanmak, sık sık boş yere anmak, O'na saygısızlık etmek demektir. “Adı kutsal ve müthiştir” (Mezmur 111:9). Tanrı'nın adı saygı ve ciddiyetle anılmalıdır.1GS 168.3

    4. “Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana, Tanrın Rab'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancı hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü ben, Rab yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal kıldım.”1GS 168.4

    Sept günü yeni bir olgu değildir; kökleri yaratılışa dayanmaktadır. Sept günü göklerin ve yerin Rab'bi olarak Tann'ya işaret eder, böylece gerçek Tanrı'yı sahte ilahlardan kesin bir şekilde ayırır. Bu yüzden Sept gününü tutmak, insanın Tann'ya bağlılığının işaretidir. Dördüncü buyruk, yasayı veren Tanrı'nın adının ve ünvanının geçtiği tek buyruktur. Ayrıca yasanın tümünün kimin yetkisiyle verildiğini gösterir. Dördüncü buyruk, Tanrı'nın mührünü içermektedir.1GS 168.5

    Tanrı insana çalışması için altı gün vermiştir. İnsan bu günler süresince çalışmalarını dilediği gibi sürdürebilir. Sept gününde in-sanlara merhamet gösterme ve çok gerekli ödevlerini yerine getirme olanağı tanınmıştır. Hastalar ve acı çekenlerle her an ilgilenilmelidir. Ancak bu yasa gereksiz işleri yasaklamaktadır. Sept gününün kutsallığına saygı göstermek için, zihinlerimizi dünyasal nitelikteki etkinliklerle meşgul etmemeliyiz. Üstelik bu buyruk, bütün ev halkını içermektedir. Ailemizin üyeleri de kendilerini kutsal saatlerde meşgul etmemelidir. Herkes bu kutsal günün gerektirdiği gibi yaşayarak Tanrı'yı onurlandırmalıdır.1GS 168.6

    5. “Annene, babana saygı göstereceksin ki, Tanrın Rab'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.”1GS 169.1

    Ana babaların, başka hiçbir insana gösterilmeyecek oranda sevgi ve saygı görme hakları vardır. Ana babalarının yetkisini reddedenler Tanrı'nın yetkisini reddetmektedirler. Beşinci buyruk çocukların ana babalarına yalnızca saygı göstermelerini, boyun eğmelerini ve onların sözünü dinlemelerini değil onlara sevgi ve şefkat göstermelerini de buyurmaktadır. Çocuklar ana babaların yüklerini haflfletmeli, saygınlıklarını korumalı, yaşlılıklarında onları teselli ederek yardımcı olmalıdırlar. Bu buyruk görevliler ve yöneticiler için de saygı gösterilmesini gerektirmektedir.1GS 169.2

    6. “Adam öldürmeyeceksin.”1GS 169.3

    Haksızlığın her türlüsü ömrü kısaltır. Nefret ve intikam ruhu, benliğe ait çeşitli tutkular, kişiyi, başkalarına haksızlık yapmaya yöneltirler. “Kardeşinden nefret eden katildir.” Muhtaç olanları göz ardı etmek, aşırı çalışmak, benliğe ait tutsaklıklar kişinin sağlığını zedeler. Bunların hepsi, altıncı buyruğun az ya da çok çiğnenmesidir.1GS 169.4

    7. “Zina etmeyeceksin.”1GS 169.5

    Tanrı bizden yalnızca dışsal yaşamımızda değil, yüreğimizin gizli niyetlerinde ve duygularında da pak olmamızı istiyor. Mesih Tanrı yasasının çok daha geniş kapsamlı olduğunu öğretti. Yürekteki kötülüğün, eyleme dökülen kötülük kadar günah olduğunu gösterdi.1GS 169.6

    8. “Çalmayacaksın.”1GS 169.7

    Bu yasak insan kaçırmayı, köle tacirliğini, işgalciliği, hırsızlığı ve soygunculuğu içermektedir. Yaşamın her alanında namus hüküm sürmelidir. Ticarette, ücretlerin ve borçların ödenmesinde her türlü sahtekarlık yasaklanmaktadır. Başka bir kişinin bilgisizliğinden, zayıflığından ya da talihsizliğinden maddi çıkar sağlamak göksel kitaplara ‘sahtekarlık’ olarak kayıt edilmektedir.1GS 169.8

    9. ‘’Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.”1GS 169.9

    Sahtekarlığın arkasında insanları aldatmaya yönelik bir niyet vardır. Sahtekarlık sözlerle etkili olduğu gibi gözün bir bakışı, elin anlık bir hareketi, yüzün hızlı bir ifadesiyle de etkili olabilir. Gerçek- leri, insanları yanıltacak şekilde kullanmak da sahtekarlıktır. Komşuyu yanlış temsil ederek adını lekelemek, iftira atmak, masal uydurmak, gerçeği bilerek gizlemek dokuzuncu buyruğun yasaklar kapsamına giren eylemlerdir.1GS 169.10

    10. “Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.”1GS 170.1

    Onuncu buyruk bütün günahların köküne darbe indirmektedir. Günahlı bir eylemin kaynağındaki kötü arzuya işaret etmektedir. Başka kişinin malına göz koyma arzusundan kaçman kişi bu günaha düşmekten de korunmuş olacaktır.1GS 170.2

    Tanrı, yasasını halkına iletirken gücünü ve yüceliğini de gözler önüne serdi. Böylece bu sahnenin, halkının zihnine kazınmasını amaçladı. Bütün insanlara yasasının kutsallığını ve kalıcılığını göstermek istiyordu.1GS 170.3

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents