Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    İki Bölme Ruhsal Hizmetin İki Evresini Simgelemektedir

    Tapınma çadırı güzel bir perdeyle iki bölmeye ayrılmıştı. İlk bölmenin girişini örten böyle bir perde daha vardı. Bunların görkemli renkleri vardı mavi, mor, kırmızı ve melekleri temsil eden altın ve gümüş örgülerle süslenmişlerdi.1GS 189.6

    Kutsal çadır, avlu denilen açık bir yerin içinde bulunuyordu. Giriş kapısı doğuya bakıyordu ve incelikle işlenmiş perdelerle örtül-müştü. Tapınma çadırı dışarıdaki insanlar tarafından açıkça görülebilecekti. Avluda, yakmalık adaklar için tunçtan bir sunak duruyordu. Sunular, bu sunakta Rab için yakılan ateşte kızartılacaktı. Sunakla tapınma çadırının kapısı arasında kadınların sunduğu aynalardan tunç bir kazan yapıldı. Kahinler kutsal bölmelere girdiklerinde ya da Rabbe yakmalık bir sunu getirmek amacıyla sunağa yaklaştıklarında ellerini ve ayaklarını bu kazanda yıkayacaklardı.1GS 190.1

    Birinci bölmede, ekmeğin bulunduğu masa, şamdan ve buhur sunağı olacaktı. Ekmek masası kuzeye bakan bölümde bulunacak ve saf altınla kaplanmış olacaktı. Kahinler, Sept günü bu masaya altışardan iki grup halinde on iki somun ekmek koyacaklardı. Güney tarafında ise yedi kollu bir şamdan olacak, kolları saf altından yapılan süslerle donatılacaktı. Kandiller hiçbir zaman sönmeyecek, gece gündüz yanacaktı.1GS 190.2

    Kutsal yeri, Tanrı'nın dolaysız varlığını simgeleyen en kutsal yerden ayıran perdenin hemen önünde altın bir buhur sunağı duracaktı. Kahin bu sunağın üzerinde her sabah ve akşam buhur yakacaktı. Sunağın boynuzlarına günah sunusunun kanı serpilecekti. Bu sunağın ateşini Tanrı'nın kendisi yakacaktı. Kutsal buhurun kokusu, kutsal bölmelere ve tapınma çadırının çevresine gece ve gündüz yayılacaktı.1GS 190.3

    İç perdenin arkasında en kutsal yer bulunuyordu. Burası kefaret ve yalvarışı simgeliyor, göklerle yeryüzü arasındaki bağlantıyı temsil ediyordu. Bu bölmede, On Buyruğun yazılı olduğu taş levhaları barındıran içi ve dışı altınla kaplı Rab'bin sandığı duruyordu. On Buyruk, Tanrı'nın İsrail'le yaptığı antlaşmanın temelini oluşturduğundan sandığa, antlaşma sandığı deniliyordu.1GS 190.4

    Sandığın üzerinde bağışlanma kapağı vardı. Saf altından yapılmış olan bu kapağın her iki ucunda altın bir keruv simgesi duruyor-du. Keruvların yüzleri birbirine dönüktü ve altlarındaki sandığa saygı ile bakıyorlardı. Bu simgeler, göksel varlıkların Tanrı'nın yasasına nasıl baktıklarını ve kurtuluş tasarısıyla nasıl ilgilendiklerini gözler önüne seriyordu.1GS 190.5

    Bağışlanma kapağının üzerinde Şekina, yani Tanrı'nın belirgin varlığı bulunuyordu. Tanrı'nın bildirisi bazen kahine buluttan gelen bir ses biçiminde iletiliyordu.1GS 190.6

    Tanrı'nın sandık içindeki yasası doğruluk ve adaletin hükmünü temsil ediyordu. Yasa, suç işleyeni ölüme mahkum ediyordu. Ancak yasanın üzerinde bağışlanma kapağı vardı. Tövbe eden günahkar, kefaret sayesinde bağışlanıyordu. “Sevgiyle sadakat buluşacak, doğrulukla esenlik öpüşecek” (Mezmur 85:10).1GS 191.1

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents