Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 52: Sevinç Bayramları

    Bu bölüm Levililer 23'e dayanmaktadır.

    İsrail halkı savaşçı ve zorba uluslar tarafından kuşatılmıştı. Bu uluslar İsrail'in topraklarına göz dikmişlerdi. Buna rağmen halktan yürüyebilecek durumda olanlar, yılda üç kez evlerinden ayrılarak ülkenin merkezinde toplanmaya çağrılmıştı. Bu dönemlerde, çevredeki düşmanların halkın bıraktığı evlere saldırıp korunmasız mülkleri ateş ve kılıçla yakıp yıkmaması için ne gibi bir güvence vardı? İsrail'i sonuçta tutsak edecek bir işgal nasıl önlenecekti?1GS 305.1

    Tanrı halkını korumayı vaat etmişti. “Öteki ulusları önünüzden kovacak, sınırlarınızı genişleteceğim. Yılda üç kez Tanrınız Rab'bin önüne çıktığınız zaman, kimse ülkenize göz dikemeyecek” (Çıkış 34:24).1GS 305.2

    Bu bayramların ilki olan Fısıh, Yahudi yılının ilk ayı olan Mart'ın sonuna ve Nisan'ın başına denk gelen Aviv'de kutlanırdı. Kışın soğuğu atlatılmış, yağmurlar son bulmuş, baharın tazeliği ve güzelliği doğada yeşermiş olurdu. Tepeler ve vadiler çimenlerle örtülmüş, tarlalar yaban çiçekleriyle bezenmiş olurdu. Geceleri çıkan dolunay yüreklere zevk salardı.1GS 305.3

    Bu dönemde ülkenin her yerinden yola çıkan insanlar Kudüs'e gelirlerdi. Çobanlar, hayvancılar, Celile denizinin balıkçıları, ekinciler ve peygamberler Tanrı'nın varlığının açıklandığı yere doğru yola koyulurlardı. Birçokları yaya olarak yolculuk ederdi. Kutsal Kente yaklaşan kervanlar giderek kalabalıklaşırdı.1GS 305.4

    Doğanın güler yüzü İsraillilerin yüreklerini sevinçle doldururdu. İbrani ezgileri söylenir, Yahve'nin yüceliği ve büyüklüğü övülürdü. Zillerin tınısına, şükran sunan sesler karışır, yüzlerce kişi hep bir ağızdan nağmeler sunardı:1GS 305.5

    Bana: “Rab'bin evine gidelim” dendikçe sevinirim (Mezmur 122:1).1GS 305.6

    Halk, eskiden çevrelerinde putperestlerin sunak ateşleri yaktıkları tepeleri görünce şöyle derlerdi:1GS 305.7

    “Gözlerimi dağlara kaldırıyorum, nereden yardım gelecek bana? Yeri göğü yaratan Rab'den gelecek yardımım” (Mezmur 121:2).1GS 305.8

    Kutsal Kentin çevrelerindeki tepeler görüldüğünde, tapınağa yaklaşan istekli kalabalıklar müthiş bir görüntü oluştururdu. Levililerin borazanlarının kutsal hizmeti haber verdiğini işittiklerinde vaktin geldiğini anlarlar ve şöyle söylemeye başlarlardı:1GS 306.1

    “Rab büyüktür ve yalnız O övülmeye değer Tanrımız'ın kentinde, kutsal dağında. Yükselir zarafetle, bütün yeryüzünün sevinci Siyon Dağı, Safon'un doruğu, ulu Kral'ın kenti” (Mezmur 48:1,2).1GS 306.2

    “Açın bana adalet kapılarını, girip Rab'be şükredeyim” (Mezmur 118:19).1GS 306.3

    Kudüs'ün bütün evleri yolcuları konuk eder ve mobilyalı odalar ücretsiz olarak açılırdı. Ama bu yeterli olmazdı. Kentin uygun düşen her yerine ve çevredeki tepelere çadırlar kurulurdu.1GS 306.4

    Ayın on dördüncü günü, Fısıh kutlanır, Mısır'daki kölelikten kurtuluşu anmak için ciddi ve etkileyici törenler yapılırdı. Bu törenler, kendilerini günah köleliliğinden kurtaracak olan kutsal Kişiye işaret ederdi. Kurtarıcı çarmıhta canını verdiği zaman, Fısıh'ın önemi geride kalacak ve onun yerini Rab'bin Sofrası töreni alacaktı.1GS 306.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents