Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Çoban Davut Yemeğe Çağrılıyor

    Eliyav Samuel'in önünden geçti. Diğer altı oğul da peygamberin önünden geçti. Ancak Rab hiçbirini seçmemişti. Samuel acıyla doğrularak en küçük oğula baktı. “Oğullarının hepsi bunlar mı?” diye sordu. Yişay, “Bir de en küçüğü var” dedi, “Sürüyü güdüyor.” Samuel, “Birini gönder de onu getirsin” dedi, “O buraya gelmeden yemeğe oturmayacağız.”1GS 366.1

    Yalnız çoban ulağın beklenmedik çağrısından ürktü. Peygamber Beytlehem'e gelmiş ve kendisini çağırtmıştı. İsrail'in peygamberi ve hakimi neden onu görmek istemişti? Gecikmeden çağrıya uydu.1GS 366.2

    Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. Rab, Samuel'e, “Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur” dedi. Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu meshetti. Davut çobanlık görevindeki cesareti ve sadakatiyle kendisini kanıtlamıştı. Tanrı da onu halkının önderi olmaya çağırıyordu. Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu meshetti. O günden başlayarak Rab'bin Ruhu Davut'un üzerine güçlü bir biçimde indi. Rahatlayan Samuel Rama'ya döndü.1GS 366.3

    Davut'u meshetme töreni gizlice yapılmıştı. Bu tören genç adama kendisini bekleyen yüce geleceğe ilişkin ipuçları veriyordu. Gelecek yılların tehlikeleriyle karşılaştığında bu bilgi Tanrı'nın tasarısının gerçekliğini anımsatacaktı.1GS 366.4

    Davut'a verilen yüce onur, onun gururunu körüklememeliydi. Meshedilmeden önceki mütevazi ve ılımlı yaşamına dönmeliydi. Davut bir süre sonra tepelere ve sürüsüne döndü. Bu yeni olayın etkisiyle yeni besteler yaptı ve cenk çalmaya devam etti.1GS 366.5

    Davut'un önünde zengin ve renkli güzelliğe sahip bir doğa vardı. Gökler odasından çıkan bir damadın sevinciyle gökleri dolduruyordu. Gökyüzüne uzanan tepelerin dorukları görülebiliyordu. Onun da ötesinde Tanrı vardı. Ormanları ve dağları aydınlatan gün ışığı her iyi ve mükemmel armağanın kaynağı olan Rab'be işaret ediyordu. Yaratıcının karakterine ilişkin günlük bilgiler ozanın yüreğini hayranlık ve sevinçle dolduruyordu. Davut'un zihinsel ve duygusal yetenekleri geliştikçe Tanrıyla daha yakın bir beraberliğe kavuşuyordu. Zihni ezgilerine esin kaynağı olacak ve çengini müzikle dolduracak derin konularla dolup taşıyordu. Davut'un sesinin zengin tınısı meleklerin ezgilerinin gökleri doldurması gibi havaya yükseliyordu.1GS 366.6

    Uzun yıllar boyunca ıssız tepelerde dolaşarak emek vermenin sonuçlarını kim ölçebilir? İsrail'in tatlı ozanının mezmurları gelecek çağlarda Tanrı halkının yüreğini sevgi ve imanla dolduracak, onları Tanrı'nın sevecen yüreğine yaklaştıracaktı.1GS 367.1

    Davut yeryüzünün en soyluları arasında yüksek bir konuma çıkmaya hazırlanıyordu. Yüreği Tanrıyla ilgili açık kavramlarla doluyordu. Belirsiz noktalar aydınlanıyor, zorluklar aşılıyor ve karmaşık konular çözülüyordu. Tanrı'dan gelen her yeni ışık O'nun yüceliğine ve Kurtarışına işaret ediyordu. Davut yaşamı boyunca Tanrı'nın sağlayışını, O'nun sevgisini gördü. Yüreği giderek artan ölçüde hayranlık ve minnettarlıkla dolup taştı. Davut'un sesi daha zengin tınılarla çınladı, cengi daha sevinçli melodilere kaynak oldu. Küçük çoban gücüne güç, bilgisine bilgi kattı. Tanrı'nın Ruhu da onun üzerindeydi.1GS 367.2

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents