Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Yakup'un Adı ‘İsrail' Oluyor

    Yakup'un, doğum hakkını hileyle ele geçirme günahı artık açıkça belliydi. Tanrı'nın vaatlerine güvenmemiş, Tanrı'nın kendi zama- nına ve yöntemine göre yerine getireceği vaatlere Yakup kendi gayretiyle kavuşmaya çalışmıştı. Bağışlandığının bir kanıtı olarak adı değiştirildi; kazandığı zaferin anısına ona yeni bir adı verildi: “Artık sana Yakup değil, İsrail denecek” dedi, “Çünkü Tanrı'yla, insanlarla dövüştün ve kazandın.”1GS 104.6

    Yakup'un yaşamındaki kriz geçmişti. Bütün varlığı kuşku, karışıklık ve kederle acılaşmıştı, ama artık hepsi geride kalmıştı. Tanrı'yla barışık olmanın huzuru çok tatlıydı. Yakup artık ağabeyiyle karşılaşmaya korkmuyordu. Tanrı Esav'ın yüreğini değiştirerek onu alçakgönüllülüğe ve tövbeye yöneltebilirdi.1GS 105.1

    Yakup Melekle güreşirken, Esav'a başka bir göksel haberci gönderildi. Esav bir rüyada, kardeşinin yirmi yıl sürgünde yaşadığını, eve döndüğünde annesini ölü bulduğunda kederle dolduğunu gördü. Yakup'un çevresi Tanrı'nın ordularıyla kuşatılmıştı. Babasının Tanrısı, Yakup'la birlikteydi.1GS 105.2

    İki taraf nihayet birbirlerine yaklaşmaya başladılar. Çölün hakimi savaşçılarıyla ilerliyor, Yakup da karıları, çocukları ve sürüleriyle birlikte yavaş yavaş yaklaşıyordu. Değneğine dayanarak yürüyen Yakup, son mücadeleden ötürü solgun ve çelimsiz olduğu gibi bir de topallıyordu. Acısı yüzünden ağır aksak yürüyordu, ama yüzünden sevinç ve esenliğin ışığı vardı.1GS 105.3

    Topallayan kardeşi Yakup'u gören Esav, koşarak onu karşıladı; kucaklayıp boynuna sarıldı, öptü. İkisi de ağlamaya başladı. Bu görüntü, Esav'ın kaba savaşçılarının yüreğine bile dokundu. Önderlerindeki değişimi anlayamıyorlardı.1GS 105.4

    Yakup, acıyla geçen önceki gece insanın yardımına güvenmenin, insan gücüne dayanmanın boşluğunu öğrenmişti. Kendisini çaresiz ve değersiz hissettiğinden, bir günahkar olarak Tanrı'nın merhamet vaadini dilemişti. Bu vaat, Tanrı'nın onu bağışladığının ve kabul ettiğinin güvencesiydi.1GS 105.5

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents