Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 59—İsrail Evi

    Sonsuz müjdenin gerçeklerini her ulusa, oymağa, dile ve halka duyurmakla yükümlü olan Allah'ın günümüzdeki imanlılar topluluğu eski peygamberliği gerçekleştirmektedir: “Yakup soyu gelecekte kök salacak, İsrail filizlenip çiçeklenecek, yeryüzünü meyvesiyle dolduracak”(Yeşaya 27:6). İsa'nın izleyicileri göksel varlıklarla işbirliği yaparak dünyanın yıkık yerlerini hızla doldurmaktadır, Çabalarının sonucunda kurtuluş bulan değerli insanların meyvesi çoğalmaktadır. Günümüzde, Allah'a adanmış imanlılar topluluğu aracılığıyla Kutsal Kitap gerçeğinin yayılması İbrahim'e ve tüm İsrail'e yüzlerce yıl önce verilen vaadin gerçekleşmesidir. “Seni büyük bir ulus yapacağım, seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım. Bereket kaynağı olacaksın” (Yaratılış 12:2).2GS 416.1

    Bereket vaadi İsraillilerin tutsaklıktan dönüşlerini izleyen yüzyıllarda geniş ölçüde gerçekleşmeliydi. Allah'ın tasarısı, günümüzde Mesih'in ikinci gelişini beklemesi gereken tüm yeryüzünün o günlerde de Mesih'in ilk gelişini beklemesiydi. Halkı alçaltıcı sürgün yıllarından sonra Allah Zekarya aracılığıyla bir güvence vermişti: “Yeruşalim'e Sadık Kent, Her Şeye Egemen Rab'bin dağına Kutsal Dağ denecek.” Allah kendi halkından da şöyle söz etmişti: “Halkımı doğudaki, batıdaki ülkelerden kurtarıp geri getireceğim. Yeruşalim'de yaşayacak, halkım olacaklar; ben de onların sadık ve adil Allahı olacağım” (Zekarya 8:3,7,8).2GS 416.2

    Bu vaatler söz dinlemeye dayanıyordu. Sürgünden önce İsrail'le özdeşleşen günahların tekrarlanmaması gerekiyordu. Rab yeniden inşa sürecine katılanlara şöyle öğüt vermişti: “Gerçek adaletle yargılayın; birbirinize sevgi ve sevecenlik gösterin. Dul kadına, öksüze, yabancıya, yoksula baskı yapmayın. Yüreğinizde birbirinize karşı kötülük tasarlamayın.” “Yapmanız gerekenler şunlardır: Birbirinize doğruyu söyleyin, kent kapılarınızda esenliği sağlayan gerçek adaletle yargılayın” ( Zekarya 7:9,10; 8:16).2GS 416.3

    Doğruluğun bu ilkelerini uygulamaya koyanlara vaat edilen hem geçici hem de ruhsal ödüller zengindir. “Ekilen tohum verimli olacak; asma üzüm, toprak ürün,gökler çiy verecek. Bunların tümünü sürgünden dönen bu halka miras olarak vereceğim. Sizi kurtaracağım, ey Yahuda ve İsrail halkı. Siz uluslar arasında nasıl lanet konusu olduysanız, şimdi de bereket kaynağı olacaksınız. Korkmayın, yürekli olun!” (Zekarya 8:12,13).2GS 416.4

    Babil tutsaklığı İsraillileri oyma putlara tapınma alışkanlığından özgür kılmıştı. Geri döndüklerinde Allah'ın buyruklarında, yasa kitabında ve peygamberlerde yer alan gerçek tapınma ilkelerine çok dikkat ettiler. Tapınağın onarımı törenlere tam olarak katılabilmelerini sağladı. Zerubbabil'in, Ezra'nın ve Nehemya'nın önderliğinde Yahve'nin bütün buyruklarına ve ilkelerine uymak için tekrar tekrar söz kesildi. Bolluk mevsimleri Allah'm kabullenme ve bağışlama konularındaki istekliliğine ilişkin bol miktarda kanıt sunmaktadır. Ancak halk, dar görüşlülük yüzünden yüce geleceklerine tekrar tekrar sırt çevirerek sayısız insana şifa ve ruhsal yaşam kazandıracak olan unsurları bencilce kötüye kullandı.2GS 417.1

    Tanrısal tasarıyı gerçekleştirmekle ilgili bu başarısızlık Malaki'nin devrinde çok belirgindir. Rab'bin habercisi İsrail'i geçici bolluktan ve ruhsal güçten yoksun kılan kötülükleri sertçe azarladı. Peygamberin sözleri ne kahinleri ne de halkı esirgedi. Malaki aracılığıyla Rab'bin sözü geçmiş derslerin unutulmaması, Yahve'nin İsrail eviyle yaptığı antlaşmaya sadakatle uyulınasıydı. Allah'ın bereketine kavuşmak sadece yürekten gelen tövbeyle mümkün olabilirdi. “Şimdi bize lütfetmesi için Allah'a yalvarın”( Malaki 1:1,9).2GS 417.2

    Bununla birlikte İsrail'in geçici başarısızlıklarından ötürü insanlığın kurtuluş tasarısı sekteye uğramayacaktı. Peygamberin seslendiği kişiler onun sözlerine kulak vermeyebilirlerdi, ama Yahve'nin tasarısı tamamlanma yolundaydı. Rab habercisi aracılığıyla şöyle ilan etti: “Doğudan batıya kadar uluslar arasında adım büyük olacak! Her yerde adıma buhur yakılacak, temiz sunular sunulacak. Çünkü uluslar arasında adım büyük olacak!” (Malaki 1:11).2GS 417.3

    Allah'm Levililerle yaptığı 'yaşam ve esenlik antlaşması', Rab tarafından ruhsal yenileniş amacıyla ruhsal önderlere sunulmuş, ama bütün halkın huzurunda horlanarak küçük düşürülmüştü (Malaki 2:5,9).2GS 417.4

    Kötülük yapanlar yargı gününe ilişkin ciddi bir dille uyarılıyor, her suçlunun Yahve tarafından çabucak yıkıma uğrayacağı anlatılıyordu. Ancak kimse ümitsiz bırakılmadı; Malaki'nin yargıyla ilgili peygamberlikleri aynı zamanda tövbesizleri Allah'la barışmaya çağırıyordu. Rab, “Bana dönün, ben de size dönerim” diyordu (Malaki 3:7).2GS 417.5

    Her insan yüreğinin bu davete karşılık vermesi gereklidir. Göklerin Allahı yanılgıdaki çocuklarını kendisine dönmeleri için çağırmaktadır. Böylece onlar, Allah'ın yeryüzündeki etkinliğini yürütebileceklerdir. Rab İsrail'in elini tutmak, onları kendini inkarın ve özverinin dar yolunda yürüterek oğulluk mirasına ortak kılmak ister. Acaba güvenilir olacaklar mıdır? Tek ümitlerinin ne olduğunu görebilecekler midir?2GS 418.1

    Malaki'nin devrinde İsraillilerin yürekten işbirliği ve sevecen söz dinleme yoluyla kibirli yüreklerini hemen alçaltmakta tereddüt etmeleri ne acıdır! “Nasıl döneriz?” sorusu onların kendilerini haklı çıkarma girişimidir.2GS 418.2

    Rab halkına onların özel günahlarından birini gösterir: “İnsan Allah'tan çalar mı? Oysa siz benden çalıyorsunuz. 'Senden nasıl çalıyoruz?' diye soruyorsunuz.”2GS 418.3

    Halkın bu sorusuna Rab'bin verdiği yanıt gerçekten de çok açıktır: “Ondalıkları, sunuları çalıyorsunuz. Siz lanete uğradınız. Çünkü bütün ulus benden çalıyorsunuz.2GS 418.4

    “Tapınağımda yiyecek bulunması için bütün ondalıklarınızı ambara getirin. Beni bununla sınayın. Göreceksiniz ki, göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım. Çekirgelerin ekinlerinizi yemesini engelleyeceğim. Tarlada asmanız ürünsüz kalmayacak. Bütün uluslar ne mutlu size diyecekler. Çünkü ülkeniz özlenen bir yer olacak” ( 7-12.ayetler).2GS 418.5

    Allah insanların işlerini kutsar ve kazançlarının bir kısmını kendisine vermelerini ister. İnsanlara gün ışığını ve yağmuru verir; topraktan sebze ve meyve çıkarır; onlara sağlık ve beceri kazandırır. Her bereket O'nun cömert elinden çıkar. Bu nedenle Allahım - yürekten gelen - ondalık ve sunular aracılığıyla insanların minnettarlıklarını göstermelerini ister. İnsanlar kendi olanaklarını Allah'ın hizmetine sunmalı, böylece O'nun bağının yoksullaşmasına fırsat tanımamalıdır. Kendi yerlerine Rab'bi koyarak O'nun isteğini kestirmelidirler. Her türlü zorluğu dua yoluyla Allah'a götürmelidirler. Bencilce olmayan bir tavırla dünyanın her yerinde O'nun etkinliğini yürütmeye çalışmalıdırlar.2GS 418.6

    Eski Antlaşma peygamberlerinin sonuncusu olan Malaki'nin bildirileri ve imansız düşmanların baskısı aracılığıyla İsrailliler gerçek bolluğun Allah'ın yasasını gözetmekten kaynaklandığını sonunda anlamışlardır. Ne var ki birçok kişinin iman sevgisinin göstergesi söz dinlemek olmamıştı. Niyetleri bencilceydi. Dışsal hizmetler ulusal büyüklük adına yürütülüyordu. Seçilmiş halk dünyanın ışığı olmamış, putperestliğe ayartılmamak için kendilerini dış dünyaya kapatmıştı. Allah'ın imansızlarla evliliği ve çevredeki ulusların putperest uygulamalarına katılmayı yasaklayan kuralları o denli çarpıtılmıştı ki İsraillilerle tüm diğer halklar arasında bir duvar örülmüş, onları İsrail aracılığıyla kavuşabilecekleri bereketlerden yoksun bırakmıştı.2GS 419.1

    Aynı zamanda Yahudiler, günahlarından ötürü kendilerini Allah'tan koparıyorlardı. Simgesel hizmetlerinin derin ruhsal anlamını göremiyorlaıdı. Kendine özgü doğruluklarından ötürü kurbanların ve törenlerin işaret ettiği Rab'den çok, onların kendilerine güven bağlamışlardı. Kendi doğruluklarını yerleştirmeye çalıştıkları için kendine yeterli olan bir biçimciliğe teslim olmuşlardı. Allah'ın Ruhundan ve lütfundan yoksun olduklarından bu eksikliği dinsel törenlere ve ayinlere gayretle sarılarak doldurmaya çalışıyorlardı. Allah'ın belirlemiş olduğu ilkelerden hoşnut değildiler, bu nedenle bunlara kendi başlarına sayısız kural eklediler. Allah'tan uzaklaştıkça, bu biçimlere uymakta o denli gayretli oldular.2GS 419.2

    Kılı kırk yaran bu denli ağır kurallardan ötürü halkın yasaya uyması olanaksız hale geldi. Doğruluğun On Buyrukta geçen büyük ilkeleri ve simgesel hizmetin arkasında yatan yüce gerçekler insan geleneklerinden ve törelerinden ötürü bulandı. Allah'a hizmet etmeyi gerçekten arzulayanlar, kahinlerin ve yöneticilerin kabul ettiği şekliyle yasanın tümüne uymaya çalışanlar ağır bir yük altında inliyorlardı.2GS 419.3

    İsrail halkı bir ulus olarak Mesih'in gelişini arzuladığı halde yürekte ve yaşamda Allah'tan o denli uzaklaşmışlardı ki vaat edilen Kurtarıcının karakterine ve etkinliğine yabancıydılar. Günahtan kurtuluşu, kutsallığın yüceliğini ve esenliğini arzulamak yerine yüreklerinden ulusal düşmanlarından kurtulmayı ve dünyasal güce kavuşmayı arzuluyordu. Mesih'in bir savaşçı gibi gelmesini, her türlü boyunduruğu kırarak İsrail'e tüm uluslar üzerinde egemenlik sağlamasını bekliyorlardı. Şeytan böylece insanların yüreklerini Kurtarıcıyı reddetmeleri için hazırladı. Yüreklerindeki gururları, O'nun karakterine ve hizmetine ilişkin yanlış kavramları, onları İsa'nın Mesih olduğunun kanıtlarını dürüstçe tartmaktan alıkoydu.2GS 419.4

    Yahudi halkı vaat edilen Kurtarıcının gelişini bin yıldan uzun bir süre beklemişti. En parlak ümitleri bu olaya dayanıyordu. Ezgiler, peygamberlikler, tapınak törenleri ve ev duaları aracılığıyla Mesih'in adına bin yıl hürmet edildi. Ne var ki Mesih geldiğinde, O'nun uzun süredir bekledikleri kişi olduğunu fark etmediler. Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi (Yuhanna 1:11). Göklerin sevgilisi, onların dünyayı seven yürekleri için 'kurak yerdeki kök' gibiydi. Onların gözünde Mesih 'bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu.' Onu arzulayacak hiçbir güzellik göremediler (Yeşaya 53:2).2GS 420.1

    Nasıralı İsa'nın, Yahudi halkı arasındaki tüm yaşamı onların bencilliğini ortaya koydu. Kendilerini bağcı olarak yerleştiren bağ sahibinin haklı iddialarını kabullenmeye razı olmadılar. Mesih'in örnek nitelikteki gerçeğe bağlılığından ve tanrısayarlığından nefret ettiler. Sonsuz yaşama götürecek söz dinlerlikle sonsuz ölüme götürecek söz dinlemezlik arasındaki seçim anlamını taşıyan son sınav anı gelip çattığında, İsrail'in Kutsalını reddettiler ve O'nun çarmıhtaki ölümünün sorumluluğunu üstlendiler.2GS 420.2

    Mesih, yeryüzündeki etkinliğinin son zamanlarındaki bağcı benzetmesinde Yahudi önderlerin dikkatini İsrail'e bağışlanan zengin bereketlere çekti. Allah'ın tasarısının yüceliğini açıkça gözler önüne serdi. Eğer söz dinleselerdi, bu tasarı gerçekleşmiş olacaktı. Mesih geleceğin üzerindeki örtüyü açtı, Allah'm tasarısına uymayan ulusun O'nun bereketlerini kaybedeceğini ve kendi üzerine yıkım getireceğini söyledi.2GS 420.3

    Mesih şöyle dedi: ''Bir benzetme daha dinleyin: toprak sahibi bir adam, bağ dikmiş, çevresini çitle çevirmiş, üzüm sıkmak için bir çukur kazmış, bir de bekçi kulesi yapmış. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıkmış” (Matta 21:33).2GS 420.4

    Kurtarıcı böylece peygamber Yeşaya'nın dile getirdiği Her Şeye Egemen Rab'bin bağı olacak İsrail evinden söz etmişti ( Yeşaya 5:7).2GS 420.5

    Mesih sözlerine şöyle devam etti: “Bağbozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almaları için kölelerini bağcılara yollamış. Bağcılar adamın kölelerini yakalamış, birini dövmüş, birini öldürmüş, diğerini de taşlamışlar. Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle yollamış. Bağcılar bunlara da aynı şeyi yapmışlar. Sonunda bağ sahibi, 'Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara onu yollamış. Ama bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, 'Mirasçı bıi; gelin, onu öldürüp mirasına konalım1 demişler. Böylece onu yakalayıp bağdan dışarı atmış ve öldürmüşler.”2GS 420.6

    Kahinlerin doruk noktasına çıkan kötülüğünü gözler önüne seren Mesih, onlara şöyle sordu: “Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?” Kahinler bu öyküyü derin bir ilgiyle dinliyorlar, kendileriyle bağlantı kınamıyorlardı; diğer insanlara katılarak şöyle cevap verdiler: “Bu korkunç adamları korkunç bir şekilde yok edecek; bağı da, ürününü kendisine zamanında verecek olan başka bağcılara kiralayacak.”2GS 421.1

    Böylece aslında kendi sonlarını ilan etmiş oldular. İsa onlara baktı; O'nun gözlerinin kendi yüreklerindeki sırları okuduğunu biliyorlardı. Mesih'in Tanrılığı yanılmaz bir güçle gözlerinin önünde parlıyordu. Bağcıların kendileri olduğunu anladılar ve “Allah korusun!” dediler.2GS 421.2

    Mesih şöyle sordu: “Kutsal Yazılarda şu sözleri hiç okumadınız mı? “Yapıcıların reddettiği taş, işte köşenin baş taşı oldu. Rab'bin işidir bu, gözümüzde harika bir iş! Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Allah'ın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştirecek bir ulusa verilecek. Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek” (Matta 21:34-44).2GS 421.3

    Yahudi ulusu kendisini kabul etseydi, Mesih onları bekleyen kötü sonu değiştirebilirdi. Ne var ki kıskançlık ve haset öfkelerini yatıştıramadı. Nasııalı İsa'yı Mesih olarak kabul etmemeye karar verdiler. Dünyanın ışığını reddettiler ve yaşamlarını gece karanlığına teslim etmiş oldular. Bildirilen kötü son Yahudi ulusunu pençesine aldı. Acı tutkuları dizginsiz kalıp onları yıkıma sürükledi. Kör öfkeleri yüzünden birbirlerini yok ettiler. İsyancı, inatçı gururları Roma akıncılarının gazabını üzerlerine çekti. Kudüs yıkıldı ve tapmak yerle bir oldu. Yahudalılar ölümün en korkunç biçimleriyle can verdiler. Milyonlarca insan imansız ülkelere köle olarak satıldı.2GS 421.4

    Allah'ın seçilmiş ulus İsrail aracılığıyla dünya için yapmayı tasarladığını günümüzde O'na iman edenler aracılığıyla gerçekleştirecektir. Allah bağını başka bağcılara devretmiştir. Allah'ın antlaşmasına bağlı kalan insanlar O'na sadık bir şekilde mevsimin meyvelerine getireceklerdir. Rab'bin arzusunu kendi arzuları kılan gerçek temsilciler yeryüzünden asla eksik olmamıştır. Ruhsal İsrail bu tanıklardan oluşmaktadır. Yahve'nin eski halkına verilen antlaşma vaatlerinin tümü onlar için gerçekleşecektir.2GS 421.5

    Günümüzde imanlılar topluluğu kaybolmuş insanlık için tanrısal tasarıyı yürütmekte serbesttir. Yüzlerce yıl boyunca Allah'ın halkı birçok özgürlükten yoksun kalmıştır. Müjdenin özünün yayılması yasaklanmış, insan kurallarına uymayanlar şiddetli cezalara çarptırılmıştır. Sonuç olarak Rab'bin biiyiik ahlaksal bağı neredeyse ıssız kalmıştır. İnsanlar Allah sözünün ışığından yoksun bırakılmıştır. Yanılgıların ve batıl inançların karanlığı gerçek inancın bilgisini silip atmaya çalışmıştır. Allah'ın yeryiizündeki kilisesi bu dönemde, tıpkı Babil'deki İsrail gibi sürgünde yaşamıştır.2GS 422.1

    Ancak Allah'a şükürler olsun ki imanlılar topluluğu artık tutsak değildir. Babil'denkurtarılan Allah halkı gibi ruhsal İsrail de kendi ayrıcalıklarına kavuşmuş durumdadır. Dünya çapında çok sayıda insan elçi Yuhanna'nın peygamberlik ettiği gibi Mesih'in ikinci gelişinden önce ilan edilen göksel bildiriye karşılık vermektedir. “Allah'tan korkun! O'ıuı yüceltin! Çünkü O'nun yargılama saati geldi” (Esinleme 14:7).2GS 422.2

    Kötii güçlerin imanlılar topluluğunu tutsak kılacak güçleri artık yoktur: “Yıkıldı! Kendi azgın ahlaksızlığının şarabını biitiin uluslara içirmiş olan biiyiik Babil yıkıldı.” Ruhsal İsrail'e verilen vaat şudur: “Ey halkım! Onun günahlarına ortak olmamak, uğradığı belalara uğramamak için çıkın oradan!”(8; 18:4 ayetler). Sürgündeki tutsaklar Babil'den kaçış (Yeremya 51:6) bildirisine kulak verdikçe vaat edilen ülkeye nasıl kavuştularsa, günümüzde Allah'tan korkanlar aynı şekilde ruhsal Babil'den çekilme bildirisine kulak vermektedir. Onlar yakında tanrısal lütfun yeryiizündeki zaferinin, göksel Kenan'ın ortakları olacaklardır.2GS 422.3

    Malaki'nin devrinde, “Hani, adalet sağlayan Allah nerede?” diye alay eden tövbesizlere şöyle yanıt verilmişti: “İşte ulağımı gönderiyorum. Önümde yolu hazırlayacak. Aradığınız Rab ansızın tapınağına gelecek; görmeyi özlediğiniz antlaşma ulağı gelecek” diyor Her Şeye Egemen Rab. Ama onun geleceği güne kim dayanabilir? O belirince kim durabilir? Çiinkii o maden arıtıcının ateşi, çamaşırcının kül suyu gibi olacak; gümüş eritip arıtan gibi davranacak: Levililer'i arındırıp altın, gümüş temizler gibi temizleyecek. Böylece Rab'be doğrulukla sunular sunacaklar. Geçmiş günlerde, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Rab Yahuda ve Yeruşalim'in sunacağı sunulardan hoşnut kalacak” (Malaki 2:17; 3:1-4).2GS 422.4

    Vaat edilen Mesih, ortaya çıkacağı zaman O'nun öncüsü şöyle diyordu: “Tövbe edin günahkarlar, tövbe edin Ferisiler ve Sadukiler, çünkü göklerin egemenliği yakındır” (Matta 3:2).2GS 423.1

    Günümüzde İlyas'la Vaftizci Yahya'nın ruhuna ve gücüne sahip olan haberciler, Mesih'in kralların Kralı ve rablerin Rab'bi olarak görüneceği gün yargıya maruz kalacak dünyayı bekleyen ciddi olaylara bakmaya çağırmaktadır. Yakında her insanın yaptığı işler yargılanacaktır. Allah yargısının saati gelmiştir, O'nun yeryüzündeki kilisesinin üyelerine ciddi bir sorumluluk düşmektedir. Sonsuz yıkımın eşiğinde duran insanları uyarmakla yükümlüdürler. Dünya çapındaki tüm insanlara, yapılan yüce mücadelenin ilkeleri açıklanmalıdır; bütün insanların geleceği bu ilkelere bağlıdır.2GS 423.2

    İnsanların geleceğinin sonsuza dek belirleneceği bu son saatlerde, göklerin ve yeryüzünün Rab'bi imanlıların daha önce olmadığı kadar sıkı bir şekilde eyleme geçmesini beklemektedir. Değerli gerçeğin bilgisiyle Mesih'te özgür kılınanlar Rab İsa tarafından seçilmiş olarak görülmekte ve dünyadaki tüm diğer insanlardan daha çok sevilmektedir. Mesih karanlıktan kendisinin şaşılacak ışığına çıkanların övgülerini duymayı bekliyor. Onlara özgürce sağlanan bereketlerin başkalarına da iletilmesi gereklidir. Kurtuluş müjdesi her ulusa, oymağa, dile ve halka ulaşmalıdır.2GS 423.3

    Eski günlerin peygamberlerine verilen görümlerde yüce Rab'bin, ikinci gelişinden önce karanlığın ve inançsızlığın hakim olacağı dönemde Kendisine inananlara özel bir ışık sağlayacağı belirtilmiştir. Doğruluk Güneşi O'na iman edenlerin üzerine kanatlarında şifayla doğacaktır (Malaki 4:2). Her gerçek öğrenciden yaşam, cesaret, yardım ve gerçek şifa akacaktır.2GS 423.4

    Mesih'in gelişi bu dünyanın tarihinin en karanlık döneminde gerçekleşecektir. İnsanoğlunun gelişinden hemen önceki durum, Nuh'un ve Lut'un devrini andıracaktır. Kutsal Yazılar bu döneme işaret ederken Şeytan'ın 'mahvolanları aldatan her türlü kötülükte sergilenen' bir güçle işlev göreceğini söylemektedir (2.Selanikliler 2:9,10). Onun etkinliği karanlığın hızlı yükselişiyle, son günlerin sayısız yanılgılarında, masallarında ve aldanışında görülmektedir. Şeytan yalnızca dünyayı tutsak almakla kalmamakta, Rab İsa Mesih'e sözde iman eden kiliselere de yanılgılarını sızdırmaktadır. Büyük sapkınlık bir gece karanlığı gibi yayılacaktır. Allah'm halkı için bu dönem gerçek uğruna bir sınav, ağlayış ve zulüm gecesi olacaktır. Ancak Allah'm ışığı gecenin karanlığını delip geçecektir.2GS 423.5

    Allah karanlıktan ışık çıkarır (2.Korintliler 4:6). Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Allah'm Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. Allah, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu (Yaratılış 1:2,3). Aynı şekilde ruhsal karanlıkta Allah'ın, “Işık olsun” diyen sözü işitilecektir. Allah halkına şöyle diyor: “Kalk, parla; çünkü Işığın geliyor, Rab'bin yüceliği üzerine doğuyor” (Yeşaya 60:1).2GS 424.1

    Kutsal Yazılarda şöyle yazılıdır: “Dünyayı karanlık, halkları koyu karanlık örtüyor; oysa Rab senin üzerine doğacak, yüceliği üzerinde görünecek” (2.ayet). Mesih yeryüzüne Baba'nın yüceliğinin parıltısı olarak gelmiştir. Allah'ı insanlara temsil etme amacını gütmüştür. O'nun Kutsal Ruh'la ve kudretle meshedildiği, her yerde iyilik yaptığı yazılmıştır (Elçilerin İşleri 10:38). Mesih Nasııa'daki havrada şöyle demiştir: “Rab'bin Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni, müjdeyi yoksullara iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için beni gönderdi” (Luka 4:18,19). Rab bu görevi öğrencilerine vermiştir: “Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepenin üzerine kurulan kent gizlenemez. Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerde olan Babanızı yüceltsinler!” (Matta 5:14,16).2GS 424.2

    Peygamber Yeşaya bu görevden şöyle söz etmiştir: “Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, çıplak gördüğünüzü giydirir, yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz, ışığınız tan gibi ağaracak, çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, Rab'bin yüceliği artçınız olacak” (Yeşaya 58:7,8).2GS 424.3

    Kilise, ezilenleri doğrulturken ve yas tutanları teselli ederken ruhsal karanlık gecesinde Allah'm yüceliği parlayacaktır.2GS 424.4

    Çevremizde kederli bir dünyanın ağlayışları duyuluyor. Her yanımız sıkıntıda ve ihtiyaç içinde olan insanlarla doludur. Yaşamın zorluklarını ve sefilliğini yumuşatmak, iyileştirmek bizim görevimizdir. Mesih'in sevgisi her insanın eksikliklerini gidermeye yeterlidir. Mesih bizde kaldığı sürece yüreğimiz tanrısal şefkatle dolu olacaktır. O zaman Mesih sevgisinin çeşmeleri açılacaktır.2GS 424.5

    Ümidini yitirmiş olan çok sayıda insan vardır. Onlara gün ışığını yeniden verin. Birçokları cesaretlerini yitirmiştir. Onları sevinçli sözlerle teşvik edin. Onlar için dua edin. Yaşam ekmeğine ihtiyaç duyanlar vardır. Onlara Allah'ın sözünü okuyun. Hiçbir hekimin ya da dünyasal merhemin iyileştiremeyeceği ruh yaraları vardır. Böyle kişiler için dua edin. Onları İsa'ya getirin. Onlara Gilead'da merhem ve Hekim olduğunu söyleyin.2GS 425.1

    Işık evrensel bir berekettir; nankör, kutsallıktan uzak ve ahlaksız bir dünyaya hazinelerini dökmektedir. Doğruluk Güneşi böyledir. Tüm yeryüzü günahın, kederin ve acının karanlığıyla kaplıdır. Allah sevgisinin bilgisi onu aydınlatmaya hazırdır. Allah'ın tahtından kaynaklanan bu ışık hangi sınıftan, rütbeden ya da konumdan olursa olsun hiçbir insanı reddetmeyecektir.2GS 425.2

    Ümit ve merhamet bildirisi dünyanın her yerine ulaştırılmalıdır. Her kim Allah'ın gücüne sarılır ve O'nunla barış yaparsa, kendisi de barış yapıcı olacaktır. İmansızlar artık gece karanlığında kalmak zorunda değildir. Doğruluk Güneşinin parlak ışınları kasveti dağıtacaktır.2GS 425.3

    Mesih kilisesinin dünyanın Işığıyla aydınlanmış bir şekilde değişen bir beden olması için gereken her türlü temeli atmıştır. Her Hıristiyan'ın ışık ve esenlikten oluşan ruhsal bir ortamla kuşatılmış olması O'nun isteğidir. Mesih kendi sevincini yaşamlarımızda göstermek ister.2GS 425.4

    “Kalk, parla; çünkü Işığın geliyor, Rab'bin yüceliği üzerine doğuyor” (Yeşaya 60:1). Mesih büyük güç ve görkemle yeniden gelecektir. Kendisinin ve Babasının yüceliği içinde geliyor. Kutsal melekler de O'na eşlik edecekler. Dünya karanlığa gömülürken kutsalların ışığı yanacaktır. Kutsallar Mesih'in ikinci gelişinin ilk ışığını yakalayacaklar. O'nun yüceliğinin katkısız ışığı parlayacak, Mesih kendisine hizmet edenlerin hayranlığıyla karşılanacaktır. Kötü kişiler kaçarlarken Mesih'in izleyicileri O'nun varlığından ötürü sevinçle coşacaklar.2GS 425.5

    O zaman insanlardan kurtarılmış olanlar vaat edilen mirasa kavuşacaklar. Böylece Allah'ın İsrail'e yönelik tasarısı mutlak bir şekilde gerçekleşecektir. Kötülüğün işleyişine rağmen Allah'ın tasarısı hiçbir kesintiye uğramadan tamamlanacaktır. Bölünen krallıklar boyunca İsrail evinde böyle olmuştur; günümüzdeki ruhsal İsrail'de de aynısı olacaktır.2GS 426.1

    Patmos'taki Yuhanna çağların ötesine bakarak yeryüzündeki İsrail'in yeniden yapılanacağını görmüştür.2GS 426.2

    “Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan ve her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzu'nun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giyinmişti ve ellerinde hurma dalları vardı. Yüksek sesle,

    2GS 426.3

    'Kurtarış, taht üzerinde oturan Allahımıza
    ve Kuzu'ya özgüdür'

    2GS 426.4

    diye bağırıyorlardı. Bütün melekler, tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın çevresinde duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Allah'a tapınarak şöyle diyorlardı:

    2GS 426.5

    ‘Amin.
    Övgü, yücelik ve bilgelik,
    şükran ve saygı, güç ve kudret,
    sonsuzlara dek Allahımızın olsun.
    Amin.’

    2GS 426.6

    Sonra büyük bir kalabalığın sesini, gürül gürül akan suların ve güçlü gök gürlemelerinin sesini andıran sesler işittim.

    2GS 426.7

    “Haleluya!” diyorlardı.
    “Çünkü gücü her şeye yeten Rab Allahımız
    egemenlik sürüyor.
    Sevinelim ve coşalım!
    O'nu yüceltelim!
    Çünkü Kuzu'nun düğünü başlıyor,
    O'nun gelini hazırlandı.
    2GS 426.8

    Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecektir. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralıdır. O'nunla birlikte olanlar, çağrılmış, seçilmiş ve O'na sadık kalmış olanlardır” (Esinleme 7:9-12; 19:6,7; 17:14).2GS 427.1

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents