Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 14—“İlyas'ın Ruhu ve Gücü”

    İlyas'ın yaşadığı zamanın üzerinden yüzlerce yıl geçti. Onun etkinliği, sapkınlığa karşı doğrulukla mücadele edenler için esin ve cesaret kaynağı oldu. “Bu olaylar, başkalarına ders olsun diye onların başına geldi ve çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi” (1 .Korintliler 10:11). Tarih tekrarlanmaktadır. Günümüz dünyasında da Ahav'lar ve İzevel'ler vardır. Çağımız, İlyas'm günlerinde olduğu gibi putperestlik çağıdır. İnsanların gözlerini çevirdikleri somut simgeler olmayabilir; ama binlerce kişi bu dünyanın ilahlarını - yeniden doğmamış yüreğin kolayca eğildiği zenginlikleri, şöhreti, zevkleri - izlemektedir. Kalabalıklar Allah'ı ve O'nun sıfatlarını yanlış tanımaktadır. Baal'a tapınanlar gibi onlar da bu sahte ilahlara kulluk etmektedir. İmanlı olduklarını iddia edenlerin bile çoğu Allah'a ve O'nun gerçeğine karşıt olan kuvvetlerle ittifak kurmuşlardır. Bu nedenle, gerçek Allah'a sırt çevirerek insanı yüceltmektedirler.2GS 105.1

    Günümüzde baskın çıkan ruh inançsızlık ve sapkınlık ruhudur. Bu ruh, gerçeğin bilgisine dayanarak aydınlandığını iddia etmekte, ama aslında kör bir varsayımdan öteye geçmemektedir. İnsan kuramları yüceltilmekte, Allah'ın ve yasasının yerini almaktadır. Şeytan insanları söz dinlemezliğe yöneltmekte, böyle yaşadıkları sürece kendilerini Allah gibi yapacak özgürlüğe kavuşacaklarını vaat etmektedir.2GS 105.2

    Allah'ın açık sözüne karşı işlev gören bir ruh vardır; insan bilgeliği Allah'tan üstün görülmektedir. İnsanlar zihinlerinin dünyasal geleneklere ve etkilere uyarak kararmasına ve karışmasına izin vermişlerdir. Böylece ışığı karanlıktan, gerçeği yanılgıdan ayıramayacak bir hale gelmişlerdir. Doğru yoldan öylesine ayrılmışlardır ki, birkaç filozofun fikirlerini Kutsal Kitap'ın gerçeklerinden daha güvenilir görmektedirler. Allah sözünün çağrıları ve buyrukları, söz dinlemezlik ve putperestlikle ilgili uyarıları onların yüreklerine erişmemektedir. Pavlus'un, Petrus'un ve Yuhanna'nın imanını modası geçmiş, mistik ve çağdaş düşünürlerin zekasından yoksun olarak nitelemektedirler.2GS 105.3

    Allah mutluluğa ve sonsuz yaşama kavuşmaları için insanlığa en başta yasasını vermiştir. Şeytan'ın Allah'ın tasarısını çarpıtmakla ilgili tek umudu, bu yasaya uymamaları için insanları kışkırtmaktır. Yasanın öğretişlerini yanlış temsil etmek ve önemini küçümsemelerini sağlamak için gayret göstermektedir. En büyük darbesini de yasayı değiştirmek amacıyla indirmiştir. Böylece insanların, ağızlarıyla yasaya uyduklarını söylerken aslında onu çiğnemelerini sağlamıştır.2GS 105.4

    Bir yazar, Allah'ın yasasını değiştirme girişimini, önemli bir kavşakta bulunan yol levhasının yönünü değiştirmeye benzetmiştir. Bu eylemin yarattığı zorlukların ve şaşkınlığın boyutları çok büyüktür.2GS 106.1

    Bu dünyada yolculuk yapanlar için Allah'ın koyduğu bir levha vardır. Bu levhanın bir ucu, Yaratıcının sözünü dinleyerek mutluluğa ve yaşama giden yolu göstermektedir. Levhanın diğer ucu ise sefalete ve ölüme götüren söz dinlemezlik yoluna işaret etmektedir. Mutluluk yolu, Eski Antlaşma dönemindeki sığınma kentine giden yol gibi tanımlanabilir. Ancak insanlığın kötü bir döneminde, herkesin düşmanı olan Şeytan levhayı ters yüz etmiş ve kalabalıkların yolu şaşırmasını sağlamıştır.2GS 106.2

    Rab, Musa aracılığıyla İsrailliler'e şöyle buyruk vermişti: “İsrailliler'e de ki: 'Şabat günlerimi kesinlikle kutlamalısınız. Çünkü o sizinle benim aramda kuşaklar boyu sürecek bir belirtidir. Böylece anlayacaksınız ki, sizi kutsal kılan Rab benim. Şabat Günü'nü kutlamalısınız, çünkü sizin için kutsaldır. Kim onun kutsallığını bozarsa, kesinlikle öldürülmeli. O gün çalışan herkes halkının arasından atılmalı. Altı gün çalışılacak; ama yedinci gün Rab'be adanmış Şabat'tır, dinlenme günüdür. Şabat Günü çalışan herkes kesinlikle öldürülmelidir.' İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir antlaşma gereği olarak, Şabat Günü'nü kuşaklar boyu kutlamaya özen gösterecekler. Bu, İsraillileı'le benim aramda sürekli bir belirti olacaktır. Çünkü ben, Rab yeri göğü altı günde yarattım, yedinci gün işe son verip dinlendim” (Çıkış 31:13-17).2GS 106.3

    Rab bu sözlerle Allah Kentine götüren yolun söz dinlemekten geçtiğini kesinlikle ortaya koymuştur; ama günahlı insan bu levhayı çevirerek yanlış yöne işaret etmiştir. Sahte bir Sept oluşturarak insanların buna uymakla Yaratıcının buyruğuna uyacaklarına inandırmıştır.2GS 106.4

    Allah yedinci günün Rab için Sept olacağını duyurmuştur. “Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı. Allah yapmakta olduğu işi yedinci gün bitirdi. O gün işi bırakıp dinlendi. Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak ayırdı. Çünkü Allah o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi” (Yaratılış 2:1-3).2GS 107.1

    Mısır'dan çıkıldığı zaman Sept yerleşmiş bir gelenek olarak Allah halkına buyuruldu. Halk henüz kölelik ettiği dönemde, ustabaşları onların haftalık iş yüklerini artırarak Sept günü de çalışmaya zorlamışlardır. İş koşulları tekrar ve tekrar artırılmış, çok daha hatasız bir başarı göstermeleri beklenmiştir. Ancak İsrailliler kölelikten kurtarılmış ve Yahve'nin bütün buyruklarına özgürce uyabilecekleri bir yere getirilmişlerdir. Yasa, Allah'ın antlaşma koşullarını kendi eliyle yazdığı iki taş levhayla birlikte Sina'da halka verilmiştir (Çıkış 31:18). İsrailliler çölde kırk yıl boyunca dolaştıktan sonra manın yedinci günde verilmemesi, hazırlık gününde ise iki kat verilmesi yoluyla Allah'ın atadığı günden sürekli haberdar edilmişlerdir.2GS 107.2

    Vaat edilen Ülke'ye giren İsrailliler, Musa'dan şu buyruğu almışlardır: “Allahın Rab'bin buyruğu uyarınca Şabat Günü'nü tut ve kutsal say” (Tesniye 5:12). Rab, Sept buyruğuna sadakat gösterilmesini ve böylece İsrail halkının kendisini sürekli olarak Yaratıcıları ve Kurtarıcıları olarak anmalarını tasarlamıştı. Halk Sept'i uygun bir şekilde tutarsa, putperestliğin kökü kazılacaktı. Ne var ki bu On Buyruk, ilkelerinin artık bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle bir kenara itilirse, Yaratıcı unutulabilir, insanlar da başka ilahlara tapınmaya başlayabilirdi. Allah şöyle duyurmuştu: “Kendilerini kutsal kılanın ben Rab olduğumu anlasınlar diye aramızda bir belirti olarak Şabat günlerimi de onlara verdim... İlkelerimi reddettiler, kurallarımı izlemediler, Şabat günlerimi küçümsediler. Yürekleri putlarına bağlıydı. Ben Allahınız Rab'bim, benim kurallarımı izleyin, benim ilkelerim uyarınca yaşayın. Aramızda bir belirti olsun diye Şabat günlerimi kutsal tutun. O zaman benim Allahınız Rab olduğumu anlayacaksınız dedim” (Hezekiel 20:12,16,19,20).2GS 107.3

    Rab, kendilerini Babil tutsaklığına götüren günahlara Yahuda halkının dikkatini çekmek için şöyle duyurdu: “Benim kutsal nesnelerime saygısızlık ettin, Şabat günlerimi önemsemedin. Bunun için öfkemi üzerlerine boşaltacak, kızgınlığımla onları yakıp yok edeceğim. Yaptıklarını kendi başlarına getireceğim. Rab Yahve böyle diyor” (Hezekiel 22:8,31).2GS 107.4

    Nehemya'nın günlerinde Kudüs yeniden yapılırken insanlar Sept günüyle ilgili kendilerini şöyle sorguladılar: “Atalarınız da aynı şeyi yapmadı mı? Bu yüzden Allahımız başımıza ve bu kente bela yağdırmadı mı? Siz Şabat Günii'ne saygısızlık ederek Allah'ın öfkesini İsrail'e karşı alevlendiriyorsunuz” (Nehemya 13:18).2GS 108.1

    Mesih İsa da, yeryiizündeki etkinliği sırasında Sept gününün bağlayıcı gereklerini vurguladı; kendisinin verdiği buyruğa saygı gösterilmesi gerektiğini öğretti. Mesih'in günlerinde Sept günü o denli çarpıtılmıştı ki, o günün tutulması Allah'ın karakterinden çok bencil ve keyiflerine düşkün insanların karakterini yansıtıyordu. Mesih, Allah'ı tanıdıklarını iddia edenlerin Allah'ı yanlış tanıtan sahte öğretişlerini bir kenara koydu. Din öğretmenlerinin merhametsiz düşmanlığının hedefi olsa da, onların kurallarına uymayı reddetti, ama Allah'ın yasasına göre Septin tutulmasıyla ilgili ilkeden ödün vermedi.2GS 108.2

    Yahve'nin yasasıyla ilgili görüşün hiç şaşmaz bir dille ifade etti. “Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek. Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin Egemenliğinde en kiiçiik sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliğinde biiyiik sayılacak” (Matta 5:17-19).2GS 108.3

    İnsanlığın mutluluğunun biiyiik düşmanı, Mesih'ten sonraki dönemde Sept gününün dördüncü buyruğuna özel olarak saldırdı. Şeytan şöyle diyor: “Allah'ın tasarısına karşı çalışacağım. Allah'ın anısı olan yedinci günü izleyicilerimin ihmal etmelerini sağlayacağım.” Böylece, Allah'ın kutsadığı günün değiştirilmiş olduğunu dünyaya göstermiş olacağım. İnsanların zihinlerinde o günden eser kalmayacak. Onun anısını bile sileceğim. Onun yerine Allah'ın mührünü taşımayan, Allah'la insan arasında bir belirti olamayacak bir gün koyacağım. Bu günü kabul edenlerin, Allah'ın yedinci gün üzerine koyduğu kutsamayı bu günün üzerine koymalarını sağlayacağım.2GS 108.4

    “Vekilim aracılığıyla kendimi yücelteceğim. İlk gün yüceltilecek ve Protestan dünyası sahte septin gerçek olduğunu sanacaktır. Allah'ın buyurduğu Sept'in tutulmamasını sağlayarak O'nun yasasının hor görülmesine neden olacağım.' O sizinle benim aramda kuşaklar boyu sürecek bir belirtidir' deyişini kendi Sept'ime uyduracağım.2GS 109.1

    “Böylece tüm dünya benim olacak. Ben de dünyanın yöneticisi, hakimi olacağım. İnsanların zihinlerini kendi gücümle öylesine kontrol edeceğim ki Allah'ın Sept'i özellikle hor görülecek. Bir belirti mi? Yedinci günün tutulmasını yeryüzünün yetkilileri için bir sadakatsizlik belirtisi yapacağım. İnsan yasaları öyle bağlayıcı olacak ki kadınlar ve erkekler yedinci günü tutmaya cesaret edemeyecekler. Giyecek ve yiyecek sıkıntısı yüzünden Allah'ın yasasını çiğneyen dünyayla birleşecekler. Yeryüzü tümüyle benim egemenliğim altında olacak.”2GS 109.2

    Düşman sahte bir Sept günü oluşturarak zamanlan ve yasaları değiştirmeyi düşündü. Ama Allah'ın yasasını değiştirmeyi başarabildi mi? Çıkış' otuz birinci bölümü bunun yanıtını vermektedir. Dün, bugün ve sonsuza dek aynı olan Allah, Sept günüyle ilgili şöyle buyurmuştur: “İsrailliler'e de ki: 'Şabat günlerimi kesinlikle kutlamalısınız. Çünkü o sizinle benim aramda kuşaklar boyu sürecek bir belirtidir. Böylece anlayacaksınız ki, sizi kutsal kılan Rab benim. 'İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir antlaşma gereği olarak, Şabat Günü'nü kuşaklar boyu kutlamaya özen gösterecekler. Bu, İsrailliler'le benim aramda sürekli bir belirti olacaktır'” (Çıkış 31:13,17) Değiştirilen levha yanlış yöne işaret etmektedir, ama Allah değişmemiştir. O hala İsrail'in güçlü Allahıdır. Rab için uluslar kovada bir damla su, terazideki toz zerreciği gibidir. Adaları ince toz gibi tartar. Adakları yakmaya yetmez Lübnan ormanı, yakmalık sunu için az gelir hayvanları. Rab'bin önünde bütün uluslar bir hiç gibidir, Hiçten bile aşağı, değersiz sayılır (Yeşaya 40:15-17). Allah, yasasını Ahav'ın ve İlyas'm günlerinde nasıl kıskandıysa şimdi de aynı şekilde kıskanmaktadır.2GS 109.3

    Allah'ın yasası ne yazık ki o kadar aşağılanıyor ki! Günümüzde dünya Allah'a isyan halindedir. Bu kuşak aksi, kadir kıymet bilmez, samimiyetsiz, gururlu ve sapkındır. İnsanlar Kutsal Kitap'ı ihmal ediyorlar ve Allah'ın gerçeğinden nefret ediyorlar. İsa yasasının nasıl reddedildiğini, sevgisinin hor görüldüğünü, elçilerine kayıtsız kalındığını görüyor. Kendisi insanlara merhametle seslenmiş, ama merhameti onlarca tanınmamıştır. Uyarılarla seslenmiş, bunlara kulak asılmamıştır. İnsan ruhunun tapmak avluları kirletilmiştir. Bencillikten, kıskançlıktan, gururdan ve kötülükten adeta zevk alınmaktadır.2GS 109.4

    Birçokları Allah sözüyle alay etmekten hiç çekinmemektedir. Allah sözüne olduğu gibi inananlar alaya alınmaktadır. Yasa ve düzene karşı giderek artan bir hoşnutsuzluk vardır, Yahve'nin açık buyrukları düpedüz çiğnenmektedir. Şiddet ve suç, söz dinleme yolundan çıkmanın sonuçlarıdır. Putperest sunaklarda tapınanların, boş yere mutluluk ve esenlik arayanların sefilliğine bir bakın.2GS 110.1

    Sept buyruğunun evrensel bir şekilde ayaklar altına alınmasına dikkat edin. Haftanın ilk gününün sözde kutluluğunu korumak için yasalar çıkaranlar, aynı zamanda alkol trafiğini serbest bırakan yasalar çıkarmaktadırlar. Kutsal Kitap'ın bilgeliğinin üzerinde olduklarını sanarak bir yandan insanların vicdanını zorlar, diğer yandan Allah'ın benzeyişinde yaratılan varlıklara vahşice saldırır ve yok ederler. Bu düzen Şeytan'ın esinidir. Şeytan, insan buyruğunu Allah'ın buyruklarından üstün görenlerin üzerine Allah'ın lanetinin geleceğini bilir. İnsanları yıkıma götüren geniş yolda sürüklemek için elinden gelen her şeyi yapar.2GS 110.2

    İnsan fikirlerine ve kurallarına o kadar uzun bir süredir tapınılıyor ki neredeyse bütün dünya putların ardından gidiyor. Allah'a ve doğruların tanınmasını sağlayacak belirtiye karşı ayaklanmalarını sağlamak için insanları her türlü hileyle aldatıyor. Ne var ki Rab yasasının çiğnenmesine ve ceza görmeden küçümsenmesine izin vermeyecektir. “İnsanın küstah bakışları alçaltılacak, gururu kırılacak. O gün yalnız Rab yüceltilecek” (Yeşaya 2:11). Kuşkuculuk Allah'ın yasasına alaycılıkla, inkarla ve küçümsemeyle yaklaşır. Dünyasallık ruhu birçoklarını kirletmekte ve kontrol etmektedir. Allah'ın davasını sürdürmek için büyük gayret ve sürekli özveri gerekecektir, ama en sonunda gerçek görkemli bir zafer kazanacaktır.2GS 110.3

    Allah'ın yeryiizündeki etkinliği sırasında, yasasının standardı yeniden yükselecektir. Sahte din baskın çıkabilir, günahlar çoğalabilir, birçoklarının sevgisi soğuyabilir, çarmıh göz ardı edilebilir ve dünyayı tıpkı bir kefen gibi karanlık örtebilir, gerçeğe isyan edilebilir, Allah'ın halkını ortadan kaldırmak için düzen üstüne düzen kurulabilir. Ancak en büyük tehlikelerin hüküm sürdüğü anlarda, İlyas'ın Allahı susturulamayacak bir bildiri taşıyan insanlar çıkaracaktır. Ülkenin en kalabalık kentlerinde ve insanların En Yüce Olan Allah'a en ağır hakaretlerde bulunduğu yerlerde, sert azarın sesi işitilecektir. Allah'ın atadığı insanlar, imanlılar topluluğunun dünyayla birleşmesine cesaretle karşı çıkacaklardır. Erkekleri ve kadınları insan yapısı kuralları bırakıp gerçek Septe bağlı kalmaya çağıracaklardır.2GS 110.4

    “Bundan sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm...Yüksek sesle şöyle diyordu: “Allah'tan korkun! O'nu yüceltin! Çünkü O'nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi ve su pınarlarını yaratana tapının!” Onun ardından gelen ikinci bir melek şöyle seslendi: “Yıkıldı! Kendi azgın ahlaksızlığının şarabını bütün uluslara içirmiş olan büyük Babil yıkıldı!” Onları izleyen üçüncü bir melek yüksek sesle şöyle diyordu: “Bir kimse canavara ve onun benzeyişindeki puta taparsa, alnı üzerine ya da eli üzerine onun işaretini kabul ederse, Allah gazabının kâsesinde saf olarak hazırlanmış Allah öfkesinin şarabından içecektir. Böylelerine, kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecek” (Esinleme 14:7-10).2GS 111.1

    Allah antlaşmasını bozmayacak, dudaklarından çıkan sözlerin değiştirilmesine izin vermeyecektir. Allah'ın sözü, tıpkı O'nun tahtı gibi sonsuza dek bozulmadan kalacaktır. Bu antlaşma yargı gününde, Allah'ın eliyle yazılmış şekilde ortaya çıkarılacak, bütün dünya Sonsuz Adaletin huzurunda dikilip hüküm giyecektir.2GS 111.2

    İlyas'ın günlerinde olduğu gibi günümüzde de Allah'ın buyruklarını tutan insanlarla sahte ilahlara tapmanlar arasındaki çizgi çok açıktır: İlyas halka doğru ilerleyip, “Daha ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?” dedi, “Eğer Rab Allah'sa, onu izleyin; yok, eğer Baal Allah'sa, onun ardınca gidin.” Halk İlyas'a hiç karşılık vermedi (1 .Krallar 18:21). Melek, gür bir sesle şöyle bağırdı: “Yıkıldı! Büyük Babil yıkıldı! Şimdi cinlerin barınağı, her türlü kötü ruhun uğrağı, her türlü murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu. Çünkü onun üst üste yığılan günahları göğe erişti ve Allah onun suçlarını hatırladı” (Esinleme 18:2,4,5).2GS 111.3

    Her insanın sınanacağı zaman uzak değildir. Sahte septi tutmak için bize baskı yapılacak. Allah'ın buyrukları ve insan buyrukları arasında bir çekişme olacak. Dünyanın taleplerine uyum sağlayan ve dünyasal gelenekleri adım adım benimseyecek olanlar, alaylara, hakaretlere, hapse ve ölüme teslim olmak yerine o gün gelecek olan güce teslim olmayı yeğleyecekler. O zaman altın, cüruftan ayrılacak. Gerçek tanrısallık görünüşünden belli olacak. Parlaklığına hayran kaldığımız birçok yıldız, o gün kararacak. Tapınağın süslerini kuşanmış, ama Mesih'in doğruluğunu giyinmemiş olanlar kendi çıplaklıklarından utanç duyacaklar.2GS 112.1

    Yeryüzünün sakinleri arasında, her ülkeye yayılmış, ama Baal'a diz çökmemiş olanlar vardır. Karanlık yeryüzünü ve insanları örttüğünde, bu sadık olanlar tıpkı gece görünen yıldızlar gibi parlayacaklar. Putperest Afrika'da, Katolik Avrupa'da ve Güney Amerika'da, Çin'de, Hindistan'da, adalarda ve yeryüzünün diğer karanlık bölgelerinde, karanlıkta parlayacak ve Allah'ın yasasına uymanın değiştirici gücünü sapkın dünyaya açıkça gösterecek seçilmişler olacaktır. Şimdi bile bunlar her ulusta, her dilde ve her halkta ortaya çıkmaktadır. Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eli ya da alnı üzerine bir işaret vurulurken, seçilmiş olanlar, aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladıkları bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Allah'ın lekesiz çocukları olacaktır (Esinleme 13:16;Filipililer 2:15). Gece ne kadar karanlık olursa, onlar da o kadar çok parlayacaktır.2GS 112.2

    Allah'ın yargısı sapkın halkın üzerine gelirken İlyas ne büyük bir yanılgıya kapılmıştı. Rab'bin yanında sadece tek bir kişi vardı. İlyas “Yalnız ben kaldım Beni de öldürmeye çalışıyorlar” dedi. Rab'bin sözü onu şaşırttı “Ancak İsrail'de Baal'a diz çöküp onu öpmemiş yedi bin kişiyi ben koruyacağım” (1.Krallar 19:14,18).2GS 112.3

    O halde, günümüzde kimse İsrail'i saymasın, ama Mesih'in yüreğine benzeyen, yumuşak bir sevecenlikle dolup taşan etten bir yürekle, kaybolan dünyanın kurtuluşu için gayret göstersin.2GS 112.4

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents