Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 18—Suların Şifa Bulması

    İman atalarının döneminde Şeria Ovası'nın tümü Rab'bin bahçesi gibiydi... Her yerde bol su vardı. Rab Sodom'la Gomoıa kentlerini yok etmeden önce ova böyleydi. Lut kendine Şeria Ovası'nm tümünü seçti ve doğuya doğru göçtii... ovadaki kentlerin arasına yerleşti. Sodom'a yakın bir yere çadır kurdu (Yaratılış 13:10,12). Ovadaki kentler yıkıldığı zaman çevredeki bölge ıssız bir yere döndü, böylece Yahuıda çölü oluştu.2GS 137.1

    Güzel ovanın bir kısmı canlı kaldı, yaşam veren çayları ve ırmakları insan yüreğini hoşnut etmeye devam etti. Buğday tarlalarıyla, hurma ve meyve ağaçlarıyla dolu bu bölge, Şeria ırmağını geçtikten sonra İsrail orduları için konaklama yeri oldu. Halk ilk kez o dönemde Vaat edilen Ülkenin meyvelerinden tatma olanağı buldu. Önlerinde putperestlerin güçlü bir kalesi ve Aştoret'e tapınmanın merkezi olan Eriha duvarları vardı. Aştoret'e tapınma, Kenan ülkesinin en iğrenç ve aşağılayıcı putperestlik türlerinden biriydi.2GS 137.2

    Kentin duvarları kısa sürede yıkıldı ve içinde oturanlar öldürüldü. Bu yıkım sırasında bütün İsrail'in huzurunda çok ciddi bir duyuru yapıldı: “Bu kenti, Eriha'yı yeniden kurmaya kalkışan, Rab'bin lanetine uğrasın. Buna kalkışan kişi büyük oğlu pahasına temel atacak, en küçük oğlu pahasına da kentin kapılarını yerine takacak” (Yeşu 6:26).2GS 137.3

    Aradan beş yüzyıl geçti. O bölge, Allah'ın lanetine maruz kalarak bir harabeye döndü. Vadiye yerleşmiş çaylar bile bu lanetin kavurucu etkisiyle kurumaya yüz tuttu. Ne var ki Ahav sapkınlığa düştüğü zaman İzevel'in de etkisiyle Aştoret'e tapınma geleneği yeniden canlandı; tapınma merkezi, korkutucu bir bedel ödemeyi göze alan yapıcısıyla birlikte yeniden yükseldi. Ahav'm krallığı döneminde, Beyt-El'li Hiel Eriha Kenti ni yeniden inşa etti. Rab'bin, Nun oğlu Yeşu aracılığıyla söylediği söz uyarınca, Hiel ilk oğlu Aviram'ı kaybetme pahasına kentin temelini attı; en küçük oğlu Seguv'u kaybetme pahasına da kentin kapılarını taktı (1.Krallar 16:34).2GS 137.4

    Eriha'dan fazla uzak olmayan bir yerde, meyveliklerin arasında peygamberlik okullarından biri vardı. İlyas göğe alındıktan sonra. Elişa oralarda dolaşırken kentten bazı kişiler gelip ona şöyle dediler: “Efendimiz, gördüğün gibi bu kentin yeri iyi ama suyu kötü, toprağı da verimsiz.” Kentin suyu önceki yıllarda yaşam veren saf bir nitelikteydi, hem o kentin hem de çevredeki bölgelerin su ihtiyacını karşılıyordu, ama artık kullanılamaz durumdaydı.2GS 137.5

    Erihalıların ricası üzerine Elişa, “Yeni bir kabın içine tuz koyup bana getirin” dedi. Kap getirilince, Elişa suyun kaynağına çıktı, tuzu suya atıp şöyle dedi: “Rab diyor ki, 'Bu suyu paklıyorum, artık onda ölüm ve verimsizlik olmayacak” (2.Krallar 2:19-21).2GS 138.1

    Eriha'nın suları iyileştirmesi insan bilgeliğiyle değil, Allah'ın mucizevi girişimiyle gerçekleşmişti. Kenti yapanlar Göklerin lütfuna layık değildiler; ancak 'Allah güneşini hem kötülerin hem de iyilerin üzerine doğdurur. Yağmurunu da hem doğruların hem de eğrilerin üzerine yağdırır' ve bu olayı merhametinin ve İsrail'i ruhsal hastalıklarından kurtarma isteğinin bir belirtisi olarak kullandı ( Matta 5:45).2GS 138.2

    Suların iyileşmesi kalıcı olmuştu: Elişa'nın söylediği gibi, su bugüne dek temiz kaldı (2.Krallar 2:22). Sular çağlar boyunca akmış, vadinin o kısmını güzel bir vaha haline getirmişti.2GS 138.3

    Suların iyileşmesinden alınacak birçok ruhsal ders vardır. Yeni bir kap, tuz ve su kaynağı son derece simgeseldir.2GS 138.4

    Acı suya tuz atan Elişa, Kurtarıcının “Yeryüzünün tuzu sizsiniz” diyerek yüzyıllar sonra öğrencilerine verdiği ruhsal dersin aynısını veriyordu (Matta 5:13). Kirli sulara karışan tuz, suyu arıtıyor, kuraklığın ve ölümün olduğu yere yaşam ve bereket getiriyordu. Allah çocuklarını tuza benzeterek onlara lütfetmek ve başkalarını kurtaran birer aracı kılmak istediğini gösteriyor. Allah'ın halkını dünyanın kuruluşundan önce seçmesi, onları sadece oğulluğa almak istemesinden değil, dünyanın kurtuluşu için onları birer lütuf aracı olarak kullanmak istemesinden kaynaklanmaktadır. Rab İbrahim'i sadece kendisinin özel bir dostu olması için değil, uluslara bereket kaynağı olması için seçti.2GS 138.5

    Dünya içten Mesih inanlılarının kanıtlarına ihtiyaç duymaktadır. Günahın zehri, toplumların özüne işlemektedir. Kasabalar ve kentler günahın ve ahlaksal bozulmanın etkisiyle çürümektedir. Dünya hastalıkla, acılarla ve suçlarla doludur. İnsanlık boğazına kadar yoksulluk ve sıkıntı içine gömülmüştür, suçluluk duygularının ve kurtuluş arayışının ağırlığı altında ezilmektedir. Gerçeğin müjdesi gözlerinin önünde durmaktadır, ama insanlara yaşam kokusu olması gerekenler ölüm kokusu oldukları için görememektedirler.2GS 138.6

    Tuz hangi maddeye ekleniyorsa onunla karışmalı, onun özüne işlemeli, onu değiştirmeli ve böylece korunmasını sağlamalıdır. İnsanlar müjdenin kurtaran gücüne kişisel ilişki ve beraberlik yoluyla kavuşurlar. Kitleler halinde değil, bireyler olarak kurtuluş bulurlar. Kişisel etki güçtür. Kişi Mesih'in etkisiyle bu gücü kullanarak insanları kaldırmalı, onlara doğru ilkeleri öğretmeli ve böylece dünyadaki çürümenin ilerlemesine dur demelidir. Bunu yapmak yalnızca Mesih'in verdiği lütufla mümkündür. Katıksız bir iman ve sevgiyle saf bir örnek oluşturmak ve bunun verdiği güçle başkalarının yaşamlarına ve karakterlerine dokunmak mümkündür.2GS 139.1

    Rab, o zamana kadar kirli olan Eriha çayıyla ilgili şöyle demişti: “Bu suyu paklıyorum, artık onda ölüm ve verimsizlik olmayacak.” Kirli su, Allah'tan ayrılan insan canını temsil etmektedir. Günah insanı yalnızca Allah'tan koparmakla kalmaz, insan canında varolan Allah'ı tanıma arzusunu ve yetisini de yok eder. Günah insan organizmasının tümüne zarar verir, zihni çarpıtır, hayal gücünü çürütür, canın yetileri körelir. Pak iman ve yürek kutsallığı kaybolur. Allah'ın değiştirici gücü henüz insan karakterine işlemeye başlamamıştır. İnsan canı zayıftır, ahlaksal güçten yoksundur, kirlenmiş ve aşağılaşmıştır.2GS 139.2

    Oysa aklanan yürekte her şey değişmiştir. Değişmiş karakter, dünyaya Mesih'in tanıklığını yapar. Allah'ın Ruhu insan canına yeni bir yaşam verir, kişinin düşüncelerini ve arzularını Mesih'in sözünü dinlemesini sağlayacak şekilde değiştirir. İnsanın iç varlığı Allah'ın benzeyişine uygun bir şekilde yenilenir. Zayıf ve kusurlu insanlar, lütfün kurtarıcı gücü sayesinde bolluğa ve verimliliğe kavuşarak dünyaya tanıklık ederler.2GS 139.3

    Allah sözünün düştüğü yürek, buharlaşan bir su birikintisi ya da hazinesini kaybeden çatlak bir sarnıç gibi değildir. Tükenmek bilmeyen su kaynaklarıyla beslenen, temiz köpükleriyle kayadan kayaya sıçrayan, yoksul, susuz ve yükü ağır insanları tazeleyen bir dağ ırmağına benzer. Her zaman akan, aktıkça da yaşam veren sularıyla yeryüzünü örtene dek derinleşen ve yayılan bir ırmaktır. Yatağı üzerinde ezgilerle coşarak aktıkça ardında yeşillik ve verimlilik bırakacak. Onun kıyılarındaki otlar daha yeşildir, ağaçlar daha canlıdır, çiçekler daha boldur. Toprak güneşin kavurucu sıcaklığı altında kurak ve kahverengi olarak kaldığında bile ırmağın yolu üzerinde hep yeşillik vardır.2GS 139.4

    Allah'ın gerçek çocuğu için de aynı şey geçerlidir. Mesih'in öğretisi, canlandıran, insanın içine işleyen, yaşayan ruhsal bir enerjidir. Yürek gerçeğin ve sevginin göksel etkisine açıldığı zaman bu ilkeler çöldeki ırmaklar gibi akacak, kuraklığın ve ölümün olduğu yerde meyveler verecektir.2GS 140.1

    Kutsal Kitap gerçeğinin bilgisi aracılığıyla aklanan ve kutsananlar, başkalarını kurtarma işlevine yürekten katılırlar. Lütfun ve bilgeliğin bitip tükenmek bilmeyen kaynağından gün ve gün içtikçe yüreklerinin Kutsal Ruh'un akıntısıyla dolduğuna tanık olacaklardır. Bencillikten uzak hizmetlerinin birçok kişiye bedensel, zihinsel ve ruhsal yararlar sağladığını göreceklerdir. Yorgunlar tazelenecekler, hastalar iyileşecek, günahın altında ezilenler rahatlayacaktır. Uzaktaki ülkelerde, yürekleri günahtan doğruluğa dönenlerin dudaklarında şükran işitilecektir.2GS 140.2

    Verin ve size verilecektir; çünkü Allah sözü bir bahçe pınarı, bir taze su kuyusu, Lübnan'dan akan bir dere gibidir (Luka 6:38;Ezgiler Ezgisi 4:15).2GS 140.3

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents