İnsanın kalbi özünde soğuk, karanlık ve sevgisizdir; bir kimse merhamet ve bağışlama ruhu gösterdiğinde, bunu kendiliğinden değil, kalbinde çalışmakta olan ilahî Ruh’un etkisi aracılığıyla yapar. “Bizse seviyoruz, çünkü önce O bizi sevdi” (1. Yuhanna 4:19). BDD 28.2
Tanrı’nın kendisi tüm merhametin kaynağıdır. O’nun adı “çok acıyan [ve] lütfeden”dir (Mısır’dan Çıkış 34:6). O bize hak ettiğimiz şekilde davranmaz. O bize kendisinin sevgisine layık olup olmadığımızı sormaz, fakat bizi layık hale getirmek için kendi sevgisinin zenginliklerini üzerimize döker. O kindar değildir. Cezalandırmaya değil, kurtarmaya çalışır. Kendi takdiriyle göstermiş olduğu sertlik dahi, dik başlıların kurtuluşu için gösterilmektedir. İnsanları dertlerinden kurtarmak ve yaralarına kendi merhemini sürmek için güçlü bir arzu duyar. Allah’ın “suçluyu asla suçsuz çıkarma[dığı]” (Mısır’dan Çıkış 34:7 [KM]) doğrudur, ancak O suçu ortadan kaldıracaktır. BDD 28.3
Merhametli olanlar “tanrısal özyapıya ortak”tırlar, ve Allah’ın müşfik sevgisi onlarda ifade bulur. Kalpleri Sınırsız Sevgi’nin kalbiyle duygudaş olan herkes, yargılayıp mahkûm etmeye değil, kurtarıp kazanmaya çalışır. Canda ikamet eden Mesih, hiçbir zaman kurumayan bir pınardır. O’nun kaldığı yerde, lütuf dolup taşacaktır. BDD 28.4
Mesih imanlısı, hata yapanların, ayartılanların, arzu ve günahın zavallı kurbanlarının hesabına ‘Onlar layık mı?’ değil, ‘Onlara nasıl yararlı olabilirim?’ sorusunu sorar. En perişan, en alçalmış olanlarda, Mesih’in kurtarmak için öldüğü ve Allah’ın onlar için kendi çocuklarına uzlaştırma görevini verdiği canları görür. BDD 28.5
Merhametli olanlar, fakirlere, acı çekenlere ve zulüm görenlere şefkat gösterenlerdir. Eyüp şöyle beyan etmektedir: “Yardım isteyen yoksulu, desteği olmayan öksüzü kurtarırdım. Ölmekte olanın hayır duasını alır, dul kadının yüreğini sevinç-ten coştururdum. Doğruluğu giysi gibi giyindim, adalet kafta-nım sarığımdı sanki. Körlere göz, topallara ayaktım. Yoksullara babalık eder, garibin davasını üstlenirdim” (Eyüp 29:12-16). BDD 29.1
Hayatı bir mücadele olarak gören pek çok kişi vardır; ye-tersizliklerini hissederler, sefil ve inançsızdırlar; şükredilecek hiçbir şeylerinin olmadığını sanırlar. Nazik sözler, duygudaş bakışlar, anlayış ifadeleri, mücadele içindeki ve yalnızlık çeken pek çok kişiye susuz bir cana verilen bir bardak soğuk su gibi gelecektir. Duygudaşlık bildiren bir söz, nazikçe bir davranış, yorgun omuzlar üzerine ağırlık bindiren yükleri kaldıracaktır. Ve her özverili nezaket sözü ya da eylemi, Mesih’in kayıp insanlığa sevgisinin bir ifadesidir. BDD 29.2
Merhametli olanlar “merhamet bulacaklar.” “Cömert olan bolluğa erecek, başkasına su verene su verilecek” (Süleyman’ın Özdeyişleri 11:25). Müşfik ruh için tatlı huzur vardır, başkalarının iyiliği için kendini düşünmeyerek hizmette bulunan can, bereketlenmiş bir doyuma ulaşır. Canda ikamet eden ve hayatta sergilenen Kutsal Ruh, sert kalpleri yumuşatacak ve duygudaşlık ile şefkat uyandıracaktır. Ne ek- tiyseniz onu biçeceksiniz. “Ne mutlu yoksulu düşünene! ... Korur RAB, yaşatır onu, ülkede mutlu kılar, terk etmez düşmanlarının eline. Destek olur RAB ona yatağa düşünce; hastalandığında sağlığa kavuşturur onu” (Mezmur 41:1-3). BDD 29.3
Hayatını Allah’ın çocuklarına hizmete adayarak O’na veren kişi, tüm evrenin kaynaklarını tasarrufunda bulunduran Kişi’yle bağlantılıdır. Hayatı, değişmez vaatlerin altın zinciri ile, Allah’ın hayatına bağlıdır. Rab onu sıkıntı ve ihtiyaç anında yüzüstü bırakmayacaktır. “Tanrım da her ihtiyacınızı kendi zenginliğiyle Mesih İsa’da görkemli bir biçimde karşılayacaktır” (Filipililer 4:19). Son darlık zamanında da, merha-metli olanlar müşfik Kurtarıcı’nın merhametinde sığınak bu-lacak, sonsuza dek kalıcı olan konutlara kabul edileceklerdir. BDD 29.4