Yahudiler törensel temizlik açısından o kadar titiz ve sertti-ler ki, kaideleri son derece külfetli hale gelmişti. Zihinleri kural-larla, kısıtlamalarla ve dış kirlilik korkusuyla meşguldü, ve ben-cilliğin ve kötü niyetliliğin cana bulaştırdığı lekeyi görmediler. BDD 30.1
İsa bu törensel paklığın kendi krallığına girmenin şartla-rından biri olduğunu belirtmiyor, fakat kalp paklığının gerek-liliğine işaret ediyor. Yukardan olan bilgelik “herşeyden önce paktır” (Yakup 3:17). Allah’ın kentine kirletici olan hiçbir şey girmeyecektir. Orada ikamet edecek olanların tümünün yü-rekleri burada paklanmış olacaktır. İsa’yı öğrenen bir kimsede, pervasız davranışlara, uygunsuz dile ve kaba düşüncelere karşı büyüyen bir tiksinti görülecektir. Mesih kalpte yaşadığında, düşünce ve davranışlar paklanmaya ve incelmeye başlayacaktır. BDD 30.2
Fakat İsa’nın “Ne mutlu yüreği temiz olanlara” sözü daha derin bir anlam taşır - yalnızca dünyanın anladığı paklık gibi, şehevi olandan uzak, ihtirastan pak anlamında temiz değil, fakat aynı zamanda canın gizli amaçları ve dürtülerinde de samimi, gururdan ve çıkarcılıktan uzak, alçakgönüllü, özverili ve çocuksu. BDD 30.3
Ancak benzer karakterde olanlar birbirini anlayabilir. Kendi hayatınızda Allah’ın karakterinin temel ilkesi olan fedakâr sevgi ilkesini kabul etmedikçe, Allah’ı tanıyamazsınız. Şeytan tarafından aldatılan kalp Allah’ı zorba ve acımasız bir varlık olarak görür; insanlığa, hatta bizzat Şeytan’a ait bencilce özellikler, sevgi dolu Yaratıcı’ya atfedilir. O, “Beni kendin gibi sandın” diyor (Mezmur 50:21). O’nun takdirine ilişkin hususlar, keyfî ve intikamcı bir tabiatın dışavurumu olarak yo-rumlanır. O’nun lütfunun zenginliklerinin hazine dairesi olan Kutsal Kitap da öyle. Gök kadar yüksek olan ve sonsuzluğu kapsayan hakikatlerinin görkemi fark edilemez. Büyük insan kitlesine göre, Mesih’in kendisi “kurak yerdeki kök gibi”dir, ve O’nda “[gönüllerini] çeken” bir “güzellik” de göremezler (Yeşaya 53:2). İsa insanlar arasında, Allah’ın insanlığa vahyi olarak bulunurken, yazıcılar ve Ferisiler ona, “Sen, cin çarpmış bir Samiriyeli’sin” dediler (Yuhanna 8:48). Öğrenciler bile kendi kalplerinin bencilliğinden öyle körleşmişlerdi ki, kendilerine Baba’nın sevgisini açıklamaya gelen Kişi’yi zorlukla anlayabiliyorlardı. İşte bu yüzden İsa insanlar arasında yalnız başına yürüdü. O, yalnızca gökte tamamen anlaşılabiliyordu. BDD 30.4
Mesih, görkemi içinde geldiği zaman, kötüler O’nu gör-meye dayanamazlar. O’nun, kendisini sevenlere yaşam olan mevcudiyetinin ışığı, tanrısızlar için ölüm demektir. O’nun gelişinin beklentisi onlar için “yargının dehşetli beklenişi ve düşmanları yiyip bitirecek kızgın ateş” gibidir (İbraniler 10:27). O göründüğünde, kendilerini kurtarmak için ölen Kişi’nin yüzünden saklanmak için yalvaracaklardır. BDD 31.1
Fakat Kutsal Ruh’un içlerinde yaşamasıyla arındırılan kalpler için, her şey değişmiştir. Bunlar Allah’ı tanıyabilir. Musa, Allah’ın yüceliği kendisine gösterildiği zaman kayanın oyuğuna saklanmıştı; aynı şekilde biz de Mesih’te saklandığı-mızda Allah’ın sevgisini görürüz. BDD 31.2
“Yürek temizliğini ve güzel sözleri seven, Kralın dostlu-ğunu kazanır” (Süleyman’ın Özdeyişleri 22:11). İmanla O’nu burada ve şimdi görürüz. Günlük deneyimimizde, O’nun tak-dirinin tezahüründe ortaya çıkan iyiliğinin ve şefkatinin farkına varırız. Oğlu’nun karakterinde O’nu tanırız. Kutsal Ruh, Allah’la ve O’nun gönderdiği Kişi’yle ilgili gerçeği anlayışımıza ve kalbimize açar. Yüreği temiz olanlar Allah’ı yeni ve sevecen bir ilişkide, Kurtarıcıları olarak görürler; ayrıca O’nun karakterinin paklığını ve letafetini fark ederken, O’nun suretini yansıtmak için de can atarlar. O’nu, pişman olmuş bir evladı kucaklamak için özlemle bekleyen bir Baba olarak görürler ve kalpleri sözlerle açıklanamaz bir sevinç ve yücelikle dolar. BDD 31.3
Yüreği temiz olanlar, Yaratıcı’yı, kudretli elinden çıkmış olan işlerinde, evreni meydana getiren unsurların güzelliğinde görürler. O’nun yazılı sözünde, O’nun merhametinin, iyiliğinin ve lütfunun açıklamasını net satırlarda okurlar. Bilge ve akıllı kişilerden gizlenen gerçekler, bebeklere açıklanmıştır. Gerçeğin, dünyasal bilgeliğe sahip olanların fark edemediği güzelliği ve kıymeti, Allah’ın isteğini öğrenmek ve yapmak için güven dolu, çocuksu bir arzuya sahip kişilere sürekli olarak açılmaktadır. Gerçeğin, kendimiz de tanrısal özyapıya ortak 7Bkz. 2. Petrus 1:4. Çev.. olarak, farkına varırız. BDD 32.1
Yüreği temiz olanlar, Allah’ın kendilerine bu dünyada tahsis ettiği süre boyunca, O’nun görünür varlığının huzu-rundaymışçasına yaşarlar. Ayrıca, gelecekte ölümsüz duruma geçerek O’nu, Adem’in Aden bahçesinde Allah’la birlikte yü-rüdüğü ve söyleştiği gibi, yüz yüze göreceklerdir. “Şimdi her şeyi aynadaki silik görüntü gibi görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz” (1. Korintliler 13:12). BDD 32.2