Putperestler, dualarının özünde günaha kefaret etme erdemi olduğunu düşünüyorlardı. Bu nedenle, dua ne kadar uzunsa, erdem o kadar büyüktü. Kendi çabalarıyla kutsal olabilselerdi, içlerinde sevinecek bir şey, bir övünme nedeni olacaktı. Bu tür dua düşüncesi, tüm sahte din sistemlerinin temelinde yatan kendi kendine kefaret etme ilkesinin hayata geçirilmesidir. Ferisilerin benimsediği bu putperest dua dü-şüncesi günümüzde de kesinlikle ortadan kalkmış değildir, Hristiyan olma iddiasındakiler arasında bile görülebilir. Kalbin Allah’a hiçbir ihtiyaç duymadığı zaman tekrarlanan belirli, alışılmış ifadeler, putperestlerin ettikleri “boş tekrarlar” 49Bkz. Matta 6:7 (Kİ/KM). Ed. ile aynı niteliktedir. BDD 84.1
Dua günah için bir kefaret değildir; kendi başına hiçbir değeri ya da erdemi yoktur. Kullanabileceğimiz tüm süslü sözcükler, tek bir kutsal arzuyla kıyaslanamaz. En belagatli dualar dahi, kalbin gerçek duygularını ifade etmedikleri sürece boş sözlerden başka bir şey değildir. Fakat ciddi bir kalpten gelen, canın basit ihtiyaçlarının ifade edildiği, sanki dünyevi bir arkadaştan bir yardım isteyip de verilmesini bekler gibi edilen dua - işte bu iman duasıdır. Allah bizim törensel iltifatlarımızı arzulamaz, fakat günahının bilinciyle ve mutlak zayıflıkla ezilmiş ve boyun eğmiş olan kalbin açığa vurulmamış feryadı, tüm merhametin Babası’na ulaşır. BDD 84.2