İsa’nın bize öğrettiği duanın ilk yarısı Allah’ın adı, krallığı ve iradesiyle ilgilidir - O’nun adının şereflendirilmesi, O’nun krallığının kurulması, O’nun iradesinin yerine getirilmesi. Bu şekilde Allah’a hizmeti öncelikli ilginiz haline getirdiğinizde, kendi ihtiyaçlarınızın karşılanmasını güvenle isteyebilirsiniz. Benliği inkâr ederek kendinizi Mesih’e verdiyseniz, Allah’ın ailesinin bir ferdisiniz, ve Baba’nın evindeki her şey sizin içindir. Allah’ın tüm hazineleri size açılır, hem şimdiki dünyada, hem de gelecek dünyada. Meleklerin hizmeti, O’nun Ruhu’nun armağanı, O’nun kullarının işleri - tümü sizin içindir. Dünya, içindeki her şeyle birlikte, size faydalı olabildiği kadarınca sizindir. Kötülerin düşmanlığı dahi, sizi disiplinle göğe hazırlayarak bir bereket haline gelecektir. Eğer “Mesih’in” iseniz, “her şey sizindir” (1. Korintliler 3:23, 21). BDD 105.2
Fakat siz, henüz mirasının denetimi kendisine verilmemiş bir çocuk gibisiniz. Şeytan’ın Aden bahçesinde ilk çifte yaptığı gibi sizi de hilekârlık sanatlarıyla aldatmasını önlemek için, Allah değerli malvarlığınızı size emanet etmez. Mesih onu sizin için çapulcunun erişemeyeceği yerde saklar. Çocuk gibi, gündelik ihtiyacınız için gerektiği kadarını günden güne ala-caksınız. Her gün “Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver” diye dua etmelisiniz. Yarına yetecek kadar ekmeğiniz yoksa ümit-sizliğe kapılmayın. O’nun “Memlekette otur, ve onun sadakati ile beslen” vaadinin güvencesine sahipsiniz. Davut “genç idim, ve şimdi ihtiyar oldum; ve salihin bırakıldığını görmedim, ne de zürriyetini ekmek dilenmekte” diyor (Mezmur 37:3, 25 [KM]). Kerit vadisinde İlyas’ı beslemek için kargaları gönderen Allah, kendi sadık ve özverili evlatlarını kendi hallerine bırakmayacaktır. Doğru yolda yürüyen kişiyle ilgili olarak şöyle yazılmıştır: “Ekmeği sağlanacak, hiç susuz kalmayacak.” “Kötü günde utanmayacaklar, kıtlıkta karınları doyacak.” “Öz Oğlu’nu bile esirgemeyip O’nu hepimiz için ölüme teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi bağışlamayacak mı?” (Yeşaya 33:16; Mezmur 37:19, Romalılar 8:32). Dul annesinin kaygılarını ve sıkıntılarını hafifleten ve Nasıra’daki ev halkını geçindirmesine yardımcı olan Kişi, çocuklarına yiyecek sağla-mak için çabalayan her annenin halinden anlar. “Şaşkın ve pe-rişan” bir halde oldukları için kalabalıklara acıyan Kişi (Matta 9:36), sıkıntı çeken fakirlere halen acımaktadır. Elini inayet ile onlara uzatmaktadır; ve öğrencilerine vermiş olduğu duayla, bize fakirleri hatırlamamızı öğretmektedir. BDD 105.3
“Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver” diye dua ettiği-mizde, kendimiz için olduğu gibi başkaları için de istemekteyiz. Böylece Allah’ın bize verdiklerinin yalnızca kendimiz için olmadığını kabul etmiş oluruz. Allah güvenerek bize verir ki biz de onlara verelim. O, kendi iyiliğinden fakirler için geçim hazırlamıştır (Mezmur 68:10). Ve şöyle diyor: “Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, ak-rabalarını ve zengin komşularını çağırma... Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir” (Luka 14:12-14). BDD 106.1
“Her zaman, her yönden, her şeye yeterli ölçüde sahip olarak her iyi işe cömertçe katkıda bulunabilmeniz için, Tanrı her nimeti size bol bol sağlayacak güçtedir.” “Az eken az biçer, çok eken çok biçer” (2. Korintliler 9:8, 6). BDD 106.2
Gündelik ekmek için edilen dua, yalnızca bedeni besleye-cek yiyeceği değil, canı besleyerek sonsuz hayata yönlendirecek olan ruhsal ekmeği de içerir. İsa bize “Geçici yiyecek için değil, sonsuz yaşam boyunca kalıcı yiyecek için çalışın” emrini vermektedir (Yuhanna 6:27). “Gökten inmiş olan diri ekmek Ben’im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak” (51. ayet). Kurtarıcımız yaşam ekmeğidir, ve O’nun sevgisini görerek, cana kabul ederek, gökten gelmiş olan bu ekmekle besleniriz. BDD 107.1
Mesih’i O’nun sözü aracılığıyla kabul ederiz, ve Allah’ın sözünü anlayışımıza açması ve hakikatlerini kalplerimize getirmesi için Kutsal Ruh verilir. O’nun sözünü okurken, Allah’ın kendi Ruhu’nu göndererek bize günlük ihtiyacımız için canlarımızı güçlendirecek gerçeği bildirmesi için günden güne dua etmeliyiz. BDD 107.2
Bize her gün ihtiyacımız olanı -hem dünyevi, hem de ruhsal bereketleri- istememizi öğretirken, Allah’ın bizim yararımıza gerçekleştirmek istediği bir amacı vardır. O’nun sürekli gözetimine bağımlı olduğumuzu fark etmemizi ister, zira O bizi kendisiyle birlikteliğe getirmeyi arzulamaktadır. Mesih’le bu birliktelikte, duayla ve O’nun sözünün muazzam ve değerli hakikatlerini çalışarak, aç canlar olan bizler doyurulacağız; susayan bizler yaşam pınarında canlanırız. BDD 107.3