“Ey yargılayan sen, aynı şeyleri yapıyorsun” 62 Bkz. Romalılar 2:1. Ed. ifadesi dahi, kardeşini eleştirmek ve mahkûm etmek için varsayımda bulunan kişinin günahının büyüklüğüne erişemez. İsa “Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin?” dedi. BDD 118.3
O’nun sözleri, başka insanların kusurlarını algılamakta gecikmeyenleri tarif etmektedir. Karakterde ya da yaşantıda bir kusur tespit ettiğini sandığında buna dikkat çekmek için son derece gayretlidir; fakat İsa, bu Mesih’e yaraşmaz işi yapmakla gelişen karakterin eleştirilen hataya olan benzerliğinin, bir merteğin çöpe olan benzerliği gibi olduğunu bildirmektedir. Kişiyi pireyi deve yapmaya yönlendiren şey, onda tahammül ruhunun ve sevginin olmayışıdır. Mesih’e tamamen teslim oluşun getirdiği pişmanlığı hiçbir zaman tecrübe etmemiş olanlar, Kurtarıcı’nın sevgisinin yumuşatıcı etkisini hayatlarında sergileyemezler. Müjdenin yumuşak ve nazik ruhunu yanlış yansıtırlar ve Mesih’in uğruna öldüğü değerli canları yaralarlar. Kurtarıcımız’ın kullandığı mecazi ifadeye göre, tenkitçi bir ruh besleyen kişi suçladığı kişiden daha büyük bir günaha girmektedir, zira aynı suçu işlemekle kalmayıp, buna bir de kibir ve tenkitçiliği eklemektedir. BDD 118.4
Mesih tek gerçek karakter standardıdır, ve kendini başkaları için standart yerine koyan, aslında kendisini Mesih’in yerine koymaktadır. Ayrıca, Baba “bütün yargılama işini Oğul’a ver[diği]” için (Yuhanna 5:22), başkalarının güdülerini yargılamaya cüret edenler, yine Allah’ın Oğlu’na ait yetkiyi gasp etmektedirler. Bu sözde yargıçlar ve tenkitçiler Mesih karşıtının safında yer almaktadırlar. Mesih karşıtı “tanrı diye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta kendisini Tanrı ilan ederek Tanrı’nın Tapınağı’nda oturacaktır” (2. Selanikliler 2:4). BDD 119.1
En kötü sonuçlara neden olan günah, Ferisiliğin belirgin niteliği olan soğuk, tenkitçi, affetmez ruhtur. Dinsel deneyim sevgiden yoksun olduğunda, İsa orada yoktur; O’nun mevcudiyetinin günışığı orada yoktur. Hiçbir oyalayıcı iş, ya da Mesihsiz gayret, eksikliği telafi edemez. Başkalarının kusurlarını bulmak için muazzam bir algı keskinliği olabilir; fakat bu ruha sahip olan herkese, İsa şu sözleri söylüyor: “Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.” 63Bkz. Matta 7:5. Ed. Haksızlıktan ilk şüphe edecek olan kişi, kendisi de haksızlık edendir. Başka birisini yargılayarak, kendi kalbindeki kötülüğü gizlemeye ya da mazur göstermeye çalışmaktadır. İnsanlar kötülük hakkında bilgiyi günah aracılığıyla edindiler; ilk çift günah işler işlemez birbirlerini suçlamaya başladı; Mesih’in lütfuyla kontrol edilmediği zaman insan tabiatının kaçınılmaz olarak yapacağı şey de budur. BDD 119.2
İnsanlar bu suçlayıcı ruhla iştigal ettiklerinde, kardeşinde kusur olduklarına inandıkları şeyleri işaret etmekle yetinmezler. Yapılması gerektiğini düşündükleri şeyi ona güzellikle kabul ettiremezlerse, zorlamaya başvururlar. Güçleri yettiği kadarıyla, insanları doğru olana ilişkin kendi fikirlerine uymaya zorlarlar. Mesih’in zamanında Yahudilerin yaptığı ve kilisenin Mesih’in lütfunu kaybettiği zamandan beri yapagel- diği şey budur. Kendisini sevginin gücünden yoksun bulan kilise, dogmalarını kabul ettirmek ve kararnamelerini uygulatmak için devletin güçlü koluna başvurdu. Şimdiye dek yürürlüğe konmuş olan tüm dini yasaların ve Habil’in zamanından günümüze dek uzanan tüm zulümlerin sırrı buradadır. BDD 119.3
Mesih insanları kendisine gelmeye zorlamaz, ancak çeker. O’nun başvurduğu tek zorlama, sevginin teşvik etmesidir. Kilise dünyasal gücün desteğini aradığında, Mesih’in gücünden, yani ilahî sevginin desteğinden yoksun olduğu açıktır. BDD 120.1
Fakat zorluk kilisenin üyelerinde, bireysel olarak bulun-maktadır, tedavi de işte buraya uygulanmalıdır. Isa suçlayıcıya, başkalarını düzeltmeye çalışmadan önce, ilk olarak kendi gözündeki merteği çıkarmasını, kendi tenkitçi ruhunu inkâr etmesini ve kendi günahını itiraf ederek terk etmesini öğüt-lemektedir. Zira “iyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve vermez” (Luka 6:43). Beslediğiniz bu suçlayıcı ruh kötü mey-vedir, dolayısıyla ağacın da kötü olduğunu göstermektedir. Kendinizi kendini beğenmişlikte geliştirmeniz yararsızdır. İhtiyacınız olan, kalp değişimidir. Başkalarını düzeltmeye uygun hale gelmeden önce bu deneyimi yaşamalısınız; zira “ağız yürekten taşanı söyler” (Matta 12:34). BDD 120.2
Herhangi bir kişinin hayatında bir kriz olduğunda, buna ilişkin öğüt veya tavsiye vermeye teşebbüs ettiğinizde, sözleriniz yalnızca kendi örnekliğinizin ve ruhunuzun size kazandırdığı iyi etki kadar değer taşıyacaktır. İyilik yapmadan önce iyi olmalısınız. Kendi kalbiniz Mesih’in lütfuyla alçakgönüllü, ince ve müşfik bir hale gelmediği sürece, başkalarını dönüştürecek olan bir etki bırakamazsınız. Sizde bu değişim gerçekleştiği zaman, başkalarını bereketlemek sizin için gül ağacının hoş kokulu çiçeklerini veya asmanın mor salkımlarını vermesi kadar doğal bir hale gelecektir. BDD 120.3
Mesih “yücelik ümidi” olarak içinizdeyse, başkalarını izleyerek hatalarını açığa çıkarma isteğiniz olmayacaktır. He-definiz, suçlamak ve mahkûm etmek yerine, yardım etmek, bereketlemek ve kurtarmak olacaktır. Hata yapanlarla ilgile-nirken, “ayartılmamak için kendinizi kollayın” emrine kulak vereceksiniz (Galatyalılar 6:1). Yanılgıya düştüğünüz pek çok zamanı, ve doğru yoldan bir kez ayrıldıktan sonra onu yeniden bulmanın ne kadar zor olduğunu hatırınıza getireceksiniz. Kardeşinizi daha büyük karanlığa itmeyecek, fakat acımayla dolu bir kalple ona içinde bulunduğu tehlikeyi anlatacaksınız. BDD 121.1
Golgota’daki haça sık sık bakarak, kendi günahlarının Kurtarıcı’yı oraya koyduğunu hatırlayan kişi, hiçbir zaman kendi suçunun derecesini başkalarıyla karşılaştırarak tahmin etmeye çalışmayacaktır. Başkasına suçlama yöneltmek için yargı kürsüsüne çıkmayacaktır. Golgota’daki haçın gölgesinde yürüyenlerin tarafında, tenkitçilik ruhu ya da kendini yüceltme söz konusu olamaz. BDD 121.2
Hata yapan bir kardeşi kurtarmak için kendi özsaygın- lığınızı feda edebileceğinizi, hatta hayatınızı ortaya koyabi-leceğinizi hissetmediğiniz sürece, kardeşinize yardıma hazır olmak için kendi gözünüzdeki merteği çıkarmış olmazsınız. Ancak bundan sonra ona yaklaşarak kalbine dokunabilirsiniz. Kınama ve tekdir yoluyla hiç kimse yanılgıdan kurta- rılabilmiş değildir; fakat pek çok kişi bu şekilde Mesih’ten uzaklaştırılmış, kalplerini samimi inanca kapamaya yönlendirilmişlerdir. Müşfik bir ruh, yumuşak ve sevecen bir davranış, hata yapanları kurtarabilir ve bir çok günahı örtebilir. Mesih’in kendi karakterinizdeki ifşası, ilişki kurduğunuz herkes üzerinde dönüştürücü güce sahip olacaktır. Mesih’in günden güne sizde açığa vurulmasına izin verin, O sizin aracılığınızla kendi sözünün yaratıcı enerjisini ortaya koyacaktır - başka canları Rabbimiz Allah’ın güzelliğinde baştan yaratmak için müşfik, ikna edici, ancak muazzam bir etki. BDD 121.3