Halk Mesih’in sözleriyle derinden etkileniyordu. Hakikat ilkelerinin ilahî güzelliği onları cezbediyordu; ve Mesih’in ciddi uyarıları onlara kalpleri araştıran Allah’ın sesi olarak gelmişti. O’nun sözleri eski düşüncelerinin ve görüşlerinin temeline darbe indirmişti; O’nun öğretisine itaat etmek, tüm düşünce ve eylem alışkanlıklarında bir değişim gerektirecekti. Onları kendi din öğretmenleriyle çatışmaya sokacaktı; zira hahamların nesillerdir inşa etmekte olduğu yapının tamamen yıkılmasını gerektirecekti. Bu nedenle, halkın yürekleri O’nun sözlerine karşılık vermiş olsa da, pek azı bunları hayatın rehberi olarak kabul etmeye hazırdı. BDD 137.2
İsa, dağdaki öğretisini, söylemiş olduğu sözlerin uygu-lamaya konmasının önemini şaşırtıcı bir canlılıkla ortaya koyan bir örnekle tamamladı. Kurtarıcı’nın çevresini saran kalabalıkta, hayatını Celile Gölü civarında geçirmiş olan pek çok kişi vardı. Yamaçta oturmuş, Mesih’in sözlerini dinlerken, dağlardan gelen akarsuların içlerinden geçerek göle ulaştığı vadileri ve koyakları görebiliyorlardı. Yaz aylarında bu akarsular çoğunlukla tamamen ortadan kayboluyor, yerlerinde kuru ve tozlu bir nehir yatağı bırakıyorlardı. Fakat tepeler üzerinde soğuk fırtınalar patlak verdiğinde, nehirler azgın ve öfkeli sellere dönüyor, zaman zaman vadileri kaplayarak, karşı konulmaz bir şekilde önlerine çıkan her şeyi sürüklüyorlardı. Böyle durumlarda çoğunlukla, köylülerin yeşil ovalarda inşa ettiği ve görünürde tehlikeden uzakta olan barakalar, sele kapılıp gidiyorlardı. Fakat tepelerin yüksek yerlerinde kaya üzerine kurulu evler vardı. Bölgenin bazı yerlerinde tamamen kayadan inşa edilmiş olan konutlar bulunuyordu, ve bunların çoğu bin yıllık şiddetli fırtınalara dayanmışlardı. Bu evler zahmetli ve zorlu çalışmalarla inşa edilmişlerdi. Ulaşılması kolay yerde değillerdi, ve konumları da yeşil ovalardan daha az cazip görünüyordu. Fakat kaya üzerine kurulmuşlardı ve rüzgâr, sel ve fırtına bunlara boş yere saldırıyordu. BDD 138.1
İsa, onlara söylediği sözleri kabul ederek bunları karakteri ile hayatının temeli haline getirecek olan kişinin, kaya üzerin-deki bu evleri inşa edenler gibi olduğunu söyledi. Yüzyıllarca önce Yeşaya peygamber şöyle yazmıştı: “Tanrımız’ın sözü sonsuza dek durur” (Yeşaya 40:8); ve Petrus, Dağdaki Vaaz’ın verilmesinden çok sonra, Yeşaya’nın sözlerinden alıntı yaparak şunları ekledi: “İşte size müjdelenmiş olan söz budur” (1. Petrus 1:25). Allah’ın sözü, dünyamızın bildiği tek kalıcı şeydir. Sağlam temeldir. İsa “Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır” dedi (Matta 24:35). BDD 138.2
Allah’ın mizacına ilişkin, yasanın harika ilkeleri, Mesih’in dağda söylediği sözlerde somut olarak dışa vurulmuştur. Her kim bunlar üzerine inşa ederse, Çağların Kayası olan Mesih’in üzerine inşa eder. Sözü kabul ettiğimizde, Mesih’i kabul etmiş oluruz. Ve yalnızca O’nun sözlerini bu şekilde kabul edenler O’nun üzerine inşa etmektedirler. “Hiç kimse atılan temelden, yani İsa Mesih’ten başka bir temel atamaz” (1. Korintliler 3:11). “Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur” (Elçilerin İşleri 4:12). Mesih, Söz, Allah’ın vahyi -yani O’nun karakterinin, O’nun yasasının, O’nun sevgisinin, O’nun hayatının tezahürü- üzerine kalıcı olacak bir karakter inşa edebileceğimiz tek temeldir. BDD 139.1
Mesih’in sözüne itaat ederek, Mesih’in üzerine inşa ederiz. Doğru kişi yalnızca doğruluğu seven değil, fakat doğru olanı yapan kişidir. Kutsallık coşku demek değildir; her şeyi Allah’a teslim etmenin sonucudur; göksel Babamız’ın isteğini yapmak demektir. İsrailoğulları Vaat Edilen Ülke’nin sınırlarında ko-nakladıklarında, onlar için Kenan diyarı hakkında bilgi sahibi olmak ya da Kenan diyarının ezgilerini söylemek yeterli değildi. Yalnızca bunu yapmak, güzel ülkenin üzüm bağlarına ve zeytinliklerine sahip olmalarını sağlamayacaktı. Bunlara ancak işgal ederek, şartlara uyarak, Allah’a yaşayan bir imana sahip olarak, O’nun talimatlarını yerine getirirken O’nun vaatlerini kendileri için benimseyerek sahip olabilirlerdi. BDD 139.2
Din, Mesih’in sözlerinin yerine getirilmesinden meydana gelir; Allah’ın lütfunu kazanmak için değil, fakat hiç birimiz hak etmediğimiz halde O’nun sevgi armağanını almış olduğumuz için. Mesih insanın kurtuluşunu yalnızca iman ikrarına değil, fakat doğruluk işleriyle tezahür eden imana dayandırır. Mesih’in izleyicilerinden beklenen yalnızca söylemek değil, fakat yapmaktır. Karakter eylem aracılığıyla oluşturulur. “Tanrı'nın Ruhu’yla yönetilenlerin hepsi Tanrı’nın oğullarıdır” (Romalılar 8:14). Kalplerine Ruh’un dokunduğu kişiler değil, arada sırada onun gücüne boyun eğenler değil, fakat Ruh tarafından yönlendirilen kişiler Allah’ın oğullarıdır. BDD 139.3
Mesih’in bir izleyicisi olmayı arzu ediyor, fakat nasıl başla-yacağınızı mı bilmiyorsunuz? Karanlıkta bulunuyor ve ışığı nasıl bulacağınızı mı bilmiyorsunuz? Sahip olduğunuz ışığı izleyin. Allah’ın sözünden ne biliyorsanız, buna itaat etmeye yüreğinizi koyun. O’nun gücü, O’nun hayatı, O’nun sözünde ikâmet et-mektedir. Sözü imanla kabul ettikçe, size itaat etme gücü vere-cektir. Siz sahip olduğunuz ışığı dikkate aldıkça, daha büyük ışık gelecektir. Allah’ın sözü üzerine inşa etmektesiniz ve karakteri-niz Mesih’in karakterinin benzerliğinde inşa edilecektir. BDD 140.1
Gerçek temel olan Mesih, diri taştır; O’nun yaşamı kendi üzerine bina olunan herkese verilir. “Siz de... ruhanî ev olarak diri taşlar gibi bina olunuyorsunuz.” “Bütün yapı Rab’be ait kutsal bir tapınak olmak üzere O’nda kenetlenip yükseliyor” (1. Petrus 2:5 [KM]; Efesliler 2:21). Taşlar temelle bir olur; zira hepsinde ortak bir hayat ikâmet etmektedir. Bu binayı hiçbir şiddetli fırtına yıkamaz; zira- BDD 140.2
“Allah’ın hayatını paylaşan, herşey O’nunla dayanır.” 73John G. Whittier’in 1851 de yazdığı “Wordsworth” adlı şiirinden alıntı. Ed. BDD 140.3
Fakat Allah’ın sözünden başka bir temel üzerine inşa edilen tüm binalar yıkılacaktır. Mesih’in zamanındaki Ya- hudiler gibi, insani fikirler ve görüşler, insan icadı şekiller ve törenler, veya Mesih’in lütfundan bağımsız olarak gerçekleş-tirebileceği herhangi bir iş üzerine inşa eden kişi, karakter yapısını kum zemin üzerine kurmaktadır. Ayartının sert fır-tınaları kumdan temeli alıp götürecek, onun evini zamanın sahillerinde bir harabe olarak bırakacaktır. BDD 140.4
“Bu yüzden Egemen RAB diyor ki... “Adaleti ölçü ipi, doğruluğu çekül yapacağım. Yalanlara dayanan sığınağı dolu süpürüp götürecek, gizlendiğiniz yerleri sel basacak” (Yeşaya 28:16, 17). BDD 141.1
Fakat bugün merhamet, günahkârı ısrarla geri çağırmak-tadır. “Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yol-larından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Dönün! Kötü yollarınızdan dönün! Niçin ölesiniz!” (Hezekiel 33:11). Bugün tövbesizlere konuşan ses, sevdiği kente bakarken kalp sızısı ile haykıran Kişi’nin sesidir: “Ey Yeruşalim! Peygamberleri öl-düren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz. Bakın, eviniz ıssız bırakılacak!” (Luka 13:34, 35). İsa, Yeruşalim’de kendisinin lütfunu reddeden ve hor gören dünyanın bir örneğini gördü. O senin için ağlıyordu, ey inatçı kalp! İsa’nın gözyaşları dağın üzerine döküldüğü zaman dahi, Yeruşalim tövbe edebilir ve felaketinden kaçınabilirdi. Kısa bir süre için, göğün Armağanı yine de onun kabulünü bekledi. Öyleyse, ey kalp, Mesih sana derin sevgi tonlarıyla seslenmektedir: “İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz.” “Uygun zaman işte şimdidir, kurtuluş günü işte şimdidir” (Vahiy 3:20; 2. Korintliler 6:2). BDD 141.2
Umudunuzu benlik üzerine kuran sizler, kum üzerine inşa ediyorsunuz. Fakat yaklaşmakta olan yıkımdan kaçınmak için henüz çok geç değil. Fırtına kopmadan önce, sağlam temele doğru kaçın. “İşte Siyon’a sağlam temel olarak bir taş, denenmiş bir taş, değerli bir köşe taşı yerleştiriyorum. Ona güvenen yenilmeyecek.” “Ey dünyanın dört bucağındakiler, bana dönün, kurtulursunuz. Çünkü Tanrı benim, başkası yok.” “Korkma, çünkü ben seninleyim, yılma, çünkü Tanrın benim. Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim; zafer kazanan sağ elimle sana destek olacağım.” “Çağlar boyunca utandırılmayacak[sınız], asla rezil olmayacak[sınız]” (Yeşaya 28:16; 45:22; 41:10; 45:17). BDD 141.3