Sizi çetin yoldan ve dar kapıdan ayırmaya çalışacak olan yalancılık öğretmenleri ortaya çıkacaktır. Onlardan sakının; koyun postuna bürünerek gizlenmelerine rağmen içten yırtıcı kurtlardır. İsa, sahte peygamberlerin gerçek olanlardan ayırt edilebileceği bir kıstas verdi. “Onları meyvelerinden ta-nıyacaksınız.” dedi. “Dikenli bitkilerden üzüm, devedikenle- rinden incir toplanabilir mi?” 70Bkz. Matta 7:16. Ed. BDD 135.1
Onları hoş sözlerinden ve abartılı övünmelerinden dolayı doğrulamamız nasihat edilmiyor. Allah’ın sözüne göre değer-lendirilmeliler. “Şeriate71 Şeriat: Allah’ın yasası, özel anlamda Musa’nın yazdığı beş kitap (Tevrat), ya da Eski Ahit’in tamamı kastedilir. Modern Türkçe Kutsal Kitap tercümelerinde çoğunlukla “yasa” ya da “Kutsal Yasa” olarak ifade edilmiştir. Yasa’nın üç bölümü vardı: On Emir’deki ahlaki yasa, adetleri ayrıntılayan törensel/resmi yasa, ve insanların milli/siyasi hayatlarına ilişkin yasalar. Bazen birine, bazen çoğuna atıfta bulunulmaktadır. Anlam kesinleştirmenin en iyi yolu bağlamı incelemektir. “Yasanızda/Kutsal Yasa’da şöyle yazılmıştır” şeklinde yapılan Eski Ahit alıntılarının Musa’nın 5 kitabıyla sınırlı olmayıp, Mezmurlar ve Yeşaya gibi sonraki peygamberlerin kitaplarından da yapıldığına dikkat edin. Çev. ve şehadete! Eğer bu söze göre söyle mezlerse, gerçek onlar için tan ışığı olmaz.” “Bilgi sözlerinden sapmak içinse eğer, ey oğul, öğüt dinlemekten vazgeç” (Yeşaya 8:20 [KM]; Süleyman’ın Özdeyişleri 19:27 [KM]). Bu öğret-menler hangi mesajı getiriyorlar? Allah’a saygı göstermenize ve O’ndan korkmanıza neden oluyor mu? Sizi O’nun emirlerine sadakat göstererek O’na olan sevginizi ortaya koymaya yön-lendiriyor mu? İnsanlar ahlaki yasanın ağırlığını duymazlarsa; Allah’ın hükümlerini küçümserlerse; O’nun emirlerinin en küçüklerinden birini dahi çiğner ve insanlara öyle yapmayı öğ-retirlerse, göğün nazarında hiçbir değerleri olmayacaktır. İddi-alarının temelsiz olduğunu bilebiliriz. Tam olarak karanlığın efendisinin, Allah’ın düşmanının başlattığı işi yapmaktadırlar. BDD 135.2
Mesih’in adını ikrar eden ve O’nun rozetini takanların hepsi O’nun değildir. İsa, kendi adıyla öğreti verenlerden pek çoklarının en sonunda yetersiz bulunacaklarını bildirdi. “O gün birçokları bana diyecek ki, ‘Ya Rab, ya Rab! Biz senin adınla peygamberlik etmedik mi? Senin adınla cinler kovmadık mı? Senin adınla birçok mucize yapmadık mı?’ O zaman ben de onlara açıkça, ‘Sizi hiç tanımadım, uzak durun benden, ey kötülük yapanlar!’ diyeceğim.” 72Bkz. Matta 7:22, 23. Çev. BDD 136.1
Yanılgıda oldukları halde, haklı olduklarına inanan kişiler vardır. Mesih’i Rableri olarak ikrar ettikleri ve O’nun adıyla açıkça harika işler gerçekleştirdikleri halde, aslında kanunsuzluk işlemektedirler. “Ağızları ile çok istekli görünüyorlar, fakat yürekleri kötü kazançlarının ardınca gidiyor.” Onlara Allah’ın sözünü bildiren kişi, onlar için “iyi çalgı çalanın, ve sesi güzel olanın çok sevimli türküsü gibi[dir]; çünkü senin sözlerini din-liyorlar, fakat onları yapmıyorlar” (Hezekiel 33:31, 32 [KM]). BDD 136.2
Salt bir öğrencilik iddiasının hiçbir değeri yoktur. Canı kurtaran Mesih inancı, aslında pek çok kişi tarafından sergilenen şey değildir. “İman et, iman et” derler, “bu sayede yasayı tutmana gerek kalmaz.” Fakat itaate yönlendirmeyen bir iman, kuruntudan başka bir şey değildir. Elçi Yuhanna “‘O’nu tanıyorum’ deyip de buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır, kendisinde gerçek yoktur” der (1. Yuhanna 2:4). Hiç kimse, özel lütufların veya mucizevi tezahürlerin, yaptıkları işin ya da savundukları fikirlerin hakikiliğini destekleyen kanıtlar olduğu düşüncesini beslemesin. İnsanlar Allah’ın sözünü hafife alarak konuştuklarında ve izlenimlerini, duygularını ve eylemlerini ilahî standardın üzerine koyduklarında, onlarda hiçbir ışık olmadığını anlayabiliriz. BDD 136.3
Öğrencilik denemesi itaattir. Sevgiye sahip olduğumuza dair iddialarımızın samimiyetinin kanıtı, emirlerin tutulmasıdır. Kabul ettiğimiz öğreti kalpteki günahı öldürdüğünde, canı kirlilikten arındırdığında, kutsallığa yaraşır meyveler verdiğinde, bunun Allah’ın gerçeği olduğunu anlayabiliriz. Hayırseverlik, nezaket, yumuşak kalplilik ve duygudaşlık hayatlarımızda tezahür ettiğinde; doğruyu yapmanın sevinci kalplerimizde yer ettiğinde; benliği değil de Mesih’i yücelttiğimizde, imanımızın doğru düzende olduğunu bilebiliriz. “O’nun emirlerini tutarsak, O’nu tanıdığımızı bununla biliriz” (1. Yuhanna 2:3 [KM]). BDD 137.1