Öğrenci Yuhanna’nın hayatında gerçek kutsanma örnek- lenmektedir. Mesih’le yakın birliktelikle geçen yıllarda Kurtarıcı tarafından sık sık uyarılmış ve ikaz edilmişti; o da bu eleştirileri kabul etti. İlahî Olan’ın karakteri kendisine ifşa edildiğinde, Yuhanna kendi eksiklerini gördü ve bu vahiy onu alçalttı. Günden güne, kendi şiddet dolu ruhunun aksine, İsa’nın şefkatini ve tahammülünü gördü ve O’nun alçakgönüllülüğe ve sabra dair derslerini dinledi. Kalbi günden güne Mesih’e doğru çekildi, ta ki Efendisi’ne olan sevgiyle kendi benliğini gözden kaybedinceye dek. Allah’ın Oğlu’nun günlük hayatında gördüğü kudret ve hassaslık, yücelik ve alçakgönüllülük, güç ve sabır, canını hayranlıkla doldurdu. Kinci ve ihtiraslı mizacını Mesih’in şekillendirici gücüne teslim etti, böylece ilahî sevgi onda karakter dönüşümü gerçekleştirdi. EI 481.1
Yuhanna’nın hayatında gerçekleşen kutsanmaya, öğrenci dostu Yahuda’nın deneyimi çarpıcı bir tezat oluşturmaktadır. Dostu gibi, Yahuda da Mesih’in bir öğrencisi olma iddi- asındaydı, fakat Allah’a adanmışlığı yalnızca şekilden ibaretti. Mesih’in karakterinin güzelliğine duyarsız değildi; ve sık sık, Kurtarıcı’nın sözlerini dinledikçe kendisine bir kanaat geliyordu, fakat yüreğini alçaltmıyor ve günahlarını itiraf etmiyordu. İlahî etkiye karşı direnerek, sevme iddiasında bulunduğu Efendi’ye saygısızlık gösteriyordu. Yuhanna onun hatalarına karşı samimiyetle savaştı; fakat Yahuda vicdanına karşı gelerek ayartıya boyun eğdi ve kendisini kötülük alışkanlıklarına daha da sıkı bağladı. Mesih’in öğrettiği gerçeklerin uygulanması kendi arzularına ve amaçlarına ters düşüyordu, bu nedenle gökten bilgelik almak için fikirlerini teslim etmeyi kendine yediremedi. Işıkta yürümek yerine karanlıkta yürümeyi seçti. Kötü arzuları, açgözlülüğü, kindar tutkuları, karanlık ve kasvetli düşünceleri besledi, en sonunda Şeytan onun üzerinde tam denetim elde etti. EI 481.2
Yuhanna ile Yahuda, Mesih’i izleme iddiasında olanların temsilcileridir. Bu öğrencilerin her ikisi de ilahî Örneği incelemek ve izlemek için aynı fırsatlara sahip olmuşlardı. Her ikisi de Mesih’le yakından ilişkiliydiler ve O’nun öğretisini dinleme ayrıcalığına sahip olmuşlardı. Her birinde ciddi karakter zaafları vardı; ve her ikisi de karakteri dönüştürebilecek olan ilahî lütfa ulaşabilirdi. Ancak biri alçakgönüllülük ile İsa’dan öğrenirken, diğeri kendisinin sözün uygulayıcısı değil, yalnızca işiticisi olduğunu ortaya koydu. Biri gündelik olarak benliğe ölüp günahı yenerek, gerçek aracılığıyla kutsanıyordu; diğeri ise lütfun dönüştürücü gücüne direnip bencilce arzuları besleyerek, Şeytan’ın esareti altına giriyordu. EI 482.1
Yuhanna’nın hayatında görülen bu karakter dönüşümü, her zaman Mesih’le birlikteliğin sonucudur. Bir kişinin karakterinde belirgin zaaflar olabilir, ancak o kişi Mesih’in gerçek bir öğrencisi olduğu zaman ilahî lütfun gücü onu dönüştürür ve kutsar. Rabb’in yüceliğini aynada olduğu gibi görerek, yücelikten yüceliğe dönüştürülür ve en sonunda hayranlıkla tapındığı Kişi gibi olur. EI 482.2
Yuhanna kutsallığın bir öğretmeniydi, kiliseye yazdığı mektuplarında da Hristiyanların davranışlarına dair yanılmaz kurallar ortaya koydu. “Mesih’te bu umuda sahip olan” yazdı, “Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar.” ” ‘Tanrı’da yaşıyorum’ diyen, Mesih’in yürüdüğü yolda yürümelidir” (1. Yuhanna 3:3; 2:6). Hristiyan’ın kalbinde ve hayatında pak olması gerektiğini öğretti. Boş bir inanç açıklamasıyla asla tatmin olmamalıdır. Allah kendi ortamında kutsal olduğu gibi, düşkün insan da, Mesih’e iman aracılığıyla, kendi ortamında kutsal olmalıdır. EI 482.3
Elçi Pavlus, “Tanrı’nın isteği şudur:” yazdı, “kutsal olmanız” (1. Selanikliler 4:3). Kilisenin kutsanması, Allah’ın kendi halkıyla tüm ilişkilerinde hedefidir. O onları kutsal olabilmeleri için ezelden beri seçmiştir. Benliğin tüm yetersizliğinden özgür kılınarak, gerçeğe itaat yoluyla kutsanmaları için, kendi Oğlu’nu onlar uğruna ölmeye verdi. Onlardan kişisel bir çalışma, kişisel bir teslimiyet istemektedir. Allah, kendisine inanma iddiasında bulunanlar tarafından, ancak O’nun benzerliğine dönüştürüldükleri ve O’nun Ruhu tarafından denetim altında tutuldukları müddetçe şereflendirilebilir. Bundan sonra, Kurtarıcı’ya tanıklar olarak, ilahî lütfun kendileri için ne yaptığını duyurabilirler. EI 483.1
Gerçek kutsanma, sevgi ilkesinin işleyişi aracılığıyla gelir. “Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar” (1. Yuhanna 4:16). Kalbinde Mesih’in yaşadığı kişinin hayatı, pratik dindarlığı sergileyecektir. Karakter arındırılacak, yükseltilecek, asilleştirilecek ve yüceltilecektir. Pak öğreti doğruluk işleriyle kaynaşacak; göksel ilkeler kutsal uygulamalarla buluşacaktır. EI 483.2
Kutsanmanın bereketini almak isteyenler öncelikle fedakârlığın anlamını öğrenmelidir. Mesih’in çarmıhı, üzerine “ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik” asılı olan merkezi sütundur. Mesih, “Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin” diyor (2. Korintliler 4:17; Matta 16:24). Allah’a olan sevgimizi ortaya koyan şey, insan kardeşlerimize olan sevgimizin hoş kokusudur. Cana rahat getiren şey hizmette sabırdır. İsrail’in refahı, alçakgönüllü, gayretli ve sadık çalışmayla sürdürülebilir. Mesih’in yolunu izlemeye istekli olan kişiyi Allah destekler ve güçlendirir. EI 483.3
Kutsanma bir anlık, bir saatlik ya da bir günlük bir iş değil, hayat boyu süren bir çalışmadır. Mutlu bir duygu anında elde edilemez, fakat sürekli olarak günaha ölmenin ve sürekli olarak Mesih için yaşamanın sonucudur. Zayıf ve kesintili çabalarla yanlışlar düzeltilemez ve karakterde reform yapılamaz. Yalnızca uzun ve azimli bir çabayla, ağrılı disiplinle ve sert çatışmayla galip gelebiliriz. Bir gün, ertesi günkü çatışmamızın ne kadar güçlü olacağını bilmiyoruz. Şeytan hüküm sürdüğü müddetçe, boyun eğdirmemiz gereken benliğimiz ve yenmemiz gereken yeni peydahlanmış günahlarımız olacak; hayat devam ettiği sürece, hiçbir duraklama yeri, ulaşabileceğimiz ve ‘Tamamen eriştim’ diyebileceğimiz hiçbir nokta olmayacaktır. Kutsanma, hayat boyu itaatin sonucudur. EI 484.1
Elçilerin ve peygamberlerin hiçbiri günahsız olduğunu iddia etmedi. Allah’a en yakın yaşayan insanlar, bile bile yanlış bir eylem işlemektense hayatını feda etmeyi tercih edecek insanlar, Allah’ın ilahî ışıkla ve güçle şereflendirdiği kişiler, mizaçlarının günahlı niteliğini itiraf ettiler. Bedene güvenmediler, 1Filipililer 3 :3 - 4 ’te (K M ve Kİ) yer alan bu ifade (Grekçe aslında ve İngilizce çevirilerde: “ete güvenm e” olarak ifade edilm ektedir), insan benliğine güvenmeyi belirtmektedir. kendi doğruluklarını ileri sürmediler, 2Bkz. Filipililer 3:9. fakat Mesih’in doğruluğuna tamamen itimat ettiler. EI 484.2
Mesih’i gören herkes de böyle olacaktır. İsa’ya ne kadar yaklaşırsak ve O’nun karakterinin paklığını ne kadar açık bir şekilde kavrarsak, günahın aşırı kötülüğünü o kadar net görür ve kendimizi yüceltmeyi o kadar az isteriz. Can sürekli olarak Allah’a ulaşmaya çalışacak, günahlar sürekli olarak, samimiyetle ve acı verici şekilde O’nun önünde itiraf edilerek, kalp O’nun önünde alçaltılacaktır. Hristiyan deneyimimizde ileri doğru her adımımızda tövbemiz derinleşecektir. Yeterliliğimizin yalnızca Mesih’te olduğunu bileceğiz ve elçinin itirafını kendimizin gibi benimseyeceğiz: “İçimde, yani benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum.” “Bana gelince, Rabbi- miz İsa Mesih’in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O’nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için” (Romalılar 7:18; Galatyalılar 6:14). EI 484.3
Kayıt edici melekler Allah’ın halkının kutsal mücadelelerinin ve çatışmalarının tarihini yazsın; onların dualarını ve gözyaşlarını kaydetsinler; fakat insanların dudaklarından çıkan ‘Ben günahsızım; ben kutsalım’ bildirisiyle Allah’ın adına leke sürülmesin. Kutsanmış dudaklar hiçbir zaman böyle küstahça sözleri dile getirmezler. EI 485.1
Elçi Pavlus alınarak üçüncü göğe götürülmüş ve ifade olunamaz şeyleri görmüş ve işitmişti, 3Bkz. 2. Korintliler 1 2:2-4. ancak onun mütevazı ifadesi şöyledir: “Bunlara şimdiden kavuştuğumu ya da yetkinliğe eriştiğimi söylemiyorum. Ama... ödülü kazanmak için koşuyorum” (Filipililer 3:12). Göğün melekleri Pavlus’un iman uğruna yüce mücadelede 4Bkz. 1. Tim oteos 6:12.kazandığı zaferleri yazsınlar. Gök onun göğe doğru kararlı yürüyüşüne ve ödülü gözönün- de bulundurarak diğer her düşünceyi süprüntü saymasına sevinsin. Melekler onun zaferlerini sevinçle anlatır, ancak Pavlus kendi başarılarıyla hiç övünmemektedir. Pavlus’un tutumu, ölümsüz taç için mücadelede ileri doğru yoluna devam eden her Hristiyanın benimsemesi gereken tutumdur. EI 485.2
Büyük kutsallık iddiasında bulunmaya meyledenler, Allah’ın yasasının aynasına baksınlar. Onun geniş kapsamlı gereklerini gördüklerinde ve kalbin düşüncelerini ve niyetlerini ayırt edici 5Bkz. İbraniler 4:12. görevini anladıklarında, günahsızlıkla böbürlen- meyeceklerdir. Yuhanna, kendisini kardeşlerinden ayırmadan, “Günahımız yok dersek” diyor, “kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz.” “Günah işlemedik dersek, O’nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz; O’nun sözü içimizde olmaz.” “Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır” (1. Yuhanna 1:8, 10, 9). EI 485.3
Kutsallık iddiasında bulunan, kendilerinin tamamen Rabb’e ait olduklarını bildiren, Allah’ın vaatlerinde hak iddia eden, ancak O’nun emirlerine uymayı reddeden kişiler vardır. Yasayı çiğneyen bu kişiler Allah’ın çocuklarına vaat edilen her şeyde hak iddia ederler; ancak bu onların kuruntusudur, zira Yuhanna bize Allah’a karşı gerçek sevginin O’nun emirlerine itaatle ortaya konulacağını söylemektedir. Gerçek kuramına inanmak, Mesih’e iman ikrarında bulunmak, İsa’nın sahtekâr olmadığına ve Kutsal Kitap’ın dininin kurnazca uydurulmuş bir masal olmadığına inanmak yeterli değildir. Yuhanna şöyle yazdı: ” ‘O’nu tanıyorum’ deyip de buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır, kendisinde gerçek yoktur. Ama O’nun sözüne uyan kişinin Tanrı’ya olan sevgisi gerçekten yetkinleşmiştir. Tanrı’da olduğumuzu bununla anlarız.” “Tanrı’nın buyruklarını yerine getiren Tanrı’da yaşar, Tanrı da o kişide yaşar” (1. Yuhanna 2:4, 5; 3:24). EI 486.1
Yuhanna kurtuluşun itaatle kazanılacağını değil; ancak itaatin iman ile sevginin meyvesi olduğunu öğretti. “Mesih’in, günahları kaldırmak için ortaya çıktığını ve kendisinde günah olmadığını bilirsiniz” dedi. “Mesih’te yaşayan, günah işlemez. Günah işleyen O’nu ne görmüştür, ne de tanımıştır” (1. Yuhanna 3:5, 6). Biz Mesih’te kalırsak, Allah’ın sevgisi kalpte yaşarsa, duygularımız, düşüncelerimiz, eylemlerimiz Allah’ın isteğiyle uyum içinde olur. Kutsanmış kalp Allah’ın yasasının ilkeleriyle uyumludur. EI 486.2
Allah’ın emirlerine uymaya çalışmalarına rağmen, huzuru ve sevinci az olan pek çok kişi vardır. Onların deneyimlerindeki bu eksiklik, imanı yaşayamamanın bir sonucudur. Tuzlada, kurak çölde yürür gibi yürürler6Bkz. Yeremya 17:6.. Çok az talepte bulunurlar, halbuki çok şey talep edebileceklerdir; zira Allah’ın vaatlerinin sınırı yoktur. Böyleleri gerçeğe itaat yoluyla gelen kutsanmayı doğru şekilde yansıtmazlar. Rab tüm oğullarının ve kızlarının mutlu, huzurlu ve itaatkâr olmalarını ister. İmanlı, imanı yaşayarak bu bereketlere sahip olur. İman yoluyla her karakter zaafı giderilebilir, her kirlilik temizlenebilir, her hata düzeltilebilir, her üstünlük geliştirilebilir. EI 486.3
Dua, günahla savaşta ve Hristiyan karakterinin gelişiminde göğün belirlediği başarı yoludur. İman duasına yanıt olarak gelen ilahî etkiler, duacının canında yalvardığı her şeyi gerçekleştirecektir. Günahın bağışlanmasını, Kutsal Ruh’u, Mesih’e yaraşır bir mizacı, O’nun işini yapmak için gereken bilgelik ve gücü, O’nun vaat ettiği herhangi bir armağanı isteyebiliriz; zira verilen vaat, “Alacaksınız”dır. 7Bkz. M atta 21:22. EI 487.1
Musa, Allah’ın yüceliğinin ikamet yeri olacak olan o muhteşem binanın örneğini Allah ile birlikte dağdayken gördü. Allah’ın insanlık için tasarladığı görkemli ideali, Allah ile birlikte dağdayken -gizli buluşma yerindeyken- düşünmeliyiz. Allah her çağda, gökle birliktelik aracılığıyla, kendi çocuklarının zihinlerine lütuf öğretisini kademeli bir şekilde açarak onlar için olan tasarısını gerçekleştirmiştir. O’nun gerçeği açıklama tarzı şu sözlerde örneklenmiştir: “onun çıkması tan gibi gerçektir” (Hoşea 6:3 [KM]). Kendisini Allah’ın onu aydınlatabileceği bir yere getiren kişi, tan vaktinin kısmi loşluğundan öğlenin tam parlaklığına erişildiği gibi ilerler. EI 487.2
Gerçek kutsanma, mükemmel sevgi, mükemmel itaat, Allah’ın isteğine mükemmel uyum anlamına gelir. Gerçeğe itaat yoluyla Allah’ın önünde kutsanmalıyız. Allah’a hizmet edebilmemiz için vicdanımız ölü işlerden arındırılmalıdır. Henüz mükemmel değiliz; fakat benliğin ve günahın engellerini aşarak mükemmelliğe doğru ilerleme ayrıcalığına sahibiz. Harika imkânlar, yüce ve kutsal idealler hepimizin erişebileceği yere konulmuştur. EI 487.3
Dünyanın bu çağında pek çoklarının ilahî yaşamda daha büyük ilerleme kaydedememelerinin nedeni, Allah’ın isteğini kendi isteklerine uyacak şekilde yorumlamalarıdır. Kendi arzularını izlerken, Allah’ın isteğine uyduklarını düşünerek kendilerini kandırmaktadırlar. Bu kişiler benlikle mücadele etmemektedirler. Zevk ve rahatlık için duydukları bencilce arzulara karşı mücadelelerinde bir süreliğine başarılı olan başkaları da vardır. Bunlar samimi ve ciddidirler, ancak devam eden çabalardan, gündelik ölümden ve bitmek bilmeyen kargaşalardan yorulurlar. Tembellik cazip görünür, benliğe ölüm ise itici gelir; böylece uykulu gözlerini kapatarak, ayartıya karşı direnmek yerine onun gücüne teslim olurlar. EI 488.1
Allah’ın sözünde ortaya konan talimatlar, kötülüğe taviz vermek için hiçbir açık kapı bırakmamaktadır. Allah’ın Oğlu, tüm insanları kendisine çekmek için ortaya çıktı. 8Bkz. Yuhanna 12:32 O dünyayı uykuya yatırmaya değil, sonunda Allah’ın Kenti’nin kapılarına ulaşacak olan herkesin yürümesi gereken dar yolu göstermek üzere geldi. O’nun çocukları O’nun kılavuzluğunu izlemelidir; konfordan ya da rahatına düşkünlükten her ne fedakârlık yapılması gerekirse gereksin, ne kadar emeğe ya da sıkıntıya mal olursa olsun, benlikle devamlı savaşı sürdürmelidirler. EI 488.2
İnsanın Allah’a getirebileceği en büyük övgü, O’nun aracılığıyla çalışabileceği adanmış kanallar olmaktır. Zaman hızla sonsuza doğru geçmektedir. Allah’a ait olan şeyi O’ndan esirgemeyelim. Erdemle verilemese de, yıkım olmadan red- dedilemeyen şeyi O’ndan saklamayalım. O bizden tüm bir kalbi istiyor; bunu O’na verin; hem yaratılış hem de kurtarış itibarıyla zaten O’na aittir. O sizden zekânızı istiyor; bunu O’na verin; zaten O’nun. O sizden paranızı istiyor; bunu O’na verin; zaten O’nun. “Kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız” (1. Korintliler 6:19, 20). Allah, ken-disine hizmet etmek için, sevgiyle işleyen imanın yaşanması yoluyla kendini hazırlamış olan kutsanmış canın bağlılığını ister. O önümüze en yüksek ideali, hatta mükemmelliği koyar. O bizden, kendisinin bizim için Allah’ın huzurunda durduğu gibi, bu dünyada kesin olarak ve tamamen O’nun için durmamızı ister. EI 488.3
“Tanrı’nın” sizin için “isteği şudur: kutsal olmanız” (1. Selanikliler 4:3). Bu sizin de isteğiniz mi? Günahlarınız önünüzde dağlar gibi görünebilir; fakat çarmıha gerilen ve dirilen Kurtarıcı’nın erdemlerine güvenerek yüreğinizi alçaltır ve günahlarınızı itiraf ederseniz, O sizi bağışlar ve tüm haksızlıklardan sizi temizler. 9Bkz. 1. Yuhanna 1:9. Allah sizden yasasına tamamen uymanızı ister. Bu yasa, O’nun size ‘Daha kutsal, evet, daha da kutsal’ diyen sesinin yankısıdır. Mesih’in lütfunun doluluğunu arzulayın. Kalbiniz O’nun doğruluğuna yoğun bir özlemle dolsun; Allah’ın sözü bu doğruluğun işinin selamet olduğunu bildiriyor, etkileri ise sonsuza dek huzur ve güvencedir. EI 489.1
Canınız Allah’ı özledikçe, O’nun lütfunun keşfolunmaz zenginliğini10Bkz. Efesliler 3:8. gitgide daha fazla bulacaksınız. Bu zenginlikleri düşündüğünüzde, onlara sahip olacaksınız ve Kurtarıcı’nın kurbanlığının erdemlerini, O’nun doğruluğunun koruyuculuğunu, O’nun bilgeliğinin doluluğunu ve sizi Baba’nın huzurunda “lekesiz, kusursuz” olarak sunma gücünü sergileyeceksiniz (2. Petrus 3:14). EI 489.2