Hristiyan kilisesinin örgütlenmesinin üzerinden yarım yüzyıldan fazla zaman geçmişti. Bu süre içinde müjde mesajı sürekli düşmanlık görmüştü. Düşmanları çabalarını hiçbir zaman azaltmamıştı ve sonunda Hristiyanlara karşı Roma imparatorunun gücünü yanlarına almayı başarmışlardı. EI 491.1
Takip eden korkunç zulüm döneminde, elçi Yuhanna imanlıların imanını sağlamlaştırmak ve kuvvetlendirmek için çok şey yaptı. Düşmanlarının çürütemeyeceği ve kardeşlerinin üzerlerine gelen denenmeleri cesaret ve sadakatle karşılamalarına yardımcı olan bir tanıklıkta bulunuyordu. Hristiyan- ların imanı karşılaşmaya zorlandıkları sert düşmanlığın altında zayıflayacak gibi göründüğünde, İsa’nın yaşlı ve denenmiş hizmetkârı çarmıha gerilen ve dirilen Kurtarıcı’nın öyküsünü güç ve belagatle tekrar ediyordu. İmanını sadakatle tuttu ve dudaklarından her zaman aynı mutlu mesaj duyuldu: “Yaşam Sözü’yle ilgili olarak başlangıçtan beri var olanı, işittiğimizi, gözlerimizle gördüğümüzü, seyredip ellerimizle dokunduğumuzu duyuruyoruz. ... gördüğümüzü, işittiğimizi size duyuruyoruz” (1. Yuhanna 1:1-3). EI 491.2
Yuhanna çok yaşlı bir adam oluncaya dek yaşadı. Yeruşalim’in harap edilişine ve görkemli tapınağın yıkımına tanık oldu. Kurtarıcı’yla yakından bağlantılı olan öğrencilerin son hayatta kalanı olarak, mesajının İsa’nın Mesih olduğu, dünyanın Kurtarıcısı olduğu gerçeğini ortaya koymakta büyük bir etkisi oldu. Hiç kimse samimiyetinden şüphe edemiyordu, ve onun öğretileri aracılığıyla pek çok kişi inançsızlıktan dönmeye yönlendirildi. EI 491.3
Yahudi önderleri Yuhanna’ya Mesih’in davasına sarsılmaz bağlılığından ötürü şiddetli bir nefretle doluydular. Yuhanna’nın tanıklığı halkın kulaklarında çınlamaya devam ettikçe, Hristiyanlara karşı çabalarının hiçbir fayda sağlamayacağını bildirdiler. İsa’nın mucizelerinin ve öğretilerinin unutulması için, cesur tanığın sesinin susturulması gerekiyordu. EI 492.1
Yuhanna bu plana göre imanı için yargılanmak üzere Roma’ya çağrıldı. Burada, yetkililerin önünde, elçinin öğretileri çarpıtıldı. Yalancı şahitler onu kışkırtıcı sapkınlıklar öğretmekle suçladılar. Düşmanları bu suçlamalar sayesinde elçiyi ölüme sürüklemeyi umuyorlardı. EI 492.2
Yuhanna kendisini net ve ikna edici bir şekilde savundu, ve sözleri bu sadelik ve dürüstlük sayesinde güçlü bir etkiye sahip oldu. Onu dinleyenler bilgeliğine ve belagatine hayret ettiler. Ancak tanıklığı ne kadar ikna edici olursa, düşmanlarının nefreti o kadar şiddetli oluyordu. İmparator Domitian küplere bindi. Mesih’in sadık savunucusunun ne mantığına karşı gelebiliyor ne de gerçeği söyleyişine eşlik eden güce yetişebiliyordu; ancak yine de onun sesini susturmaya karar verdi. EI 492.3
Yuhanna kaynayan yağ kazanına atıldı; fakat Rab sadık hizmetkârının hayatını, üç İbrani delikanlıyı kızgın fırında koruduğu gibi korudu. ‘Nasıralı İsa Mesih adındaki o aldatıcıya inanan herkes işte böyle yok olur’ sözleri söylenirken, Yuhanna şunları söyledi: ‘Efendim Şeytan’ın ve meleklerinin kendisini aşağılamak ve O’na işkence etmek için tasarlayabildikleri her şeye sabırla dayandı. O, dünyayı kurtarmak için kendi canını verdi. O’nun uğruna acı çekmeme izin verildiği için şeref duyuyorum. Ben zayıf ve günahlı bir insanım. Mesih kutsal, kusursuz ve lekesizdi. 1Bkz. İbraniler 7:26. O hiçbir günah işlemedi, ne de O’nun ağzında hile bulundu.’ 2Bkz. 1. Petrus 2 :2 2 ; Yeşaya 53:9 EI 492.4
Bu sözler etkisini gösterdi ve Yuhanna kazandan kendisini oraya atan adamlar tarafından çıkarıldı. EI 493.1
Tekrar, zulmün eli şiddetle elçinin üzerine indi. İmparatorun fermanıyla Yuhanna Patmos Adası’na sürüldü, “Tanrı’nın sözü ve İsa’ya tanıklık uğruna” mahkûm edildi (Vahiy 1:9). Düşmanları burada etkisinin artık hissedilmeyeceğini ve sonunda zorluklar ve sıkıntı nedeniyle öleceğini düşündüler. EI 493.2
Ege Denizi’ndeki ıssız, kayalık bir ada olan Patmos, Roma hükümeti tarafından suçlular için bir sürgün yeri olarak seçilmişti; fakat Allah’ın hizmetkârı için bu kasvetli ikametgâh göğün kapısı haline geldi. Burada, hayatın kalabalık sahnelerinden ve geçmiş yıllardaki etkin çalışmalardan uzaklaşarak, Allah’la, Mesih’le ve göksel meleklerle birliktelik fırsatı buldu, ve onlardan kilise için tüm gelecek zamanlara ilişkin talimatlar aldı. Bu dünyanın tarihinin kapanış sahnelerinde gerçekleşecek olan olaylar önünde ana hatlarıyla açıklandı; o da Allah’tan aldığı görümleri kayda geçirdi. Sesi sevdiği ve hizmet ettiği Kişi’ye artık tanıklıkta bulunamadığı zaman, ona bu ıssız sahilde verilen mesajlar yanan bir meşale gibi ortaya çıkacak, 3Bkz. Yeşaya 62:1.Rabb’in yeryüzün- deki her ulusa ilişkin kesin tasarısını ilan edecekti. EI 493.3
Yuhanna, Patmos’un uçurumları ve kayalıkları arasında Yaratıcısı’yla birliktelikte bulundu. Geçmiş yaşamını gözden geçirdi ve almış olduğu bereketlerin düşüncesiyle, kalbini huzur doldurdu. Tam bir Hristiyan hayatı yaşamıştı ve imanla “ ölümden yaşama geçtiğimizi biliyoruz” diyebiliyordu (1. Yuhanna 3:14). Onu sürgüne gönderen imparator için böyle değildi. O yalnızca savaş ve katliam alanlarına, boşaltılmış evlere, ağlayan dullara ve yetimlere, üstünlük için duyduğu ihtiraslı arzunun meyvelerine geri dönüp bakabilirdi. EI 493.4
Yuhanna dünyadan uzak evinde, ilahî gücün doğa kitabında ve ilhamlı sayfalarda kayıtlı olan tezahürlerini her zamankinden daha yakından inceleme fırsatı buldu. Onun için yaratılış işi üzerinde düşünmek ve ilahî Mimar’a hayranlıkla tapınmak bir zevkti. Geçmiş yıllarda ormanlarla kaplı tepeler, yeşil vadiler ve bereketli ovalar gözlerini şenlendiriyordu; ve doğanın güzelliklerinde Yaratıcı’nın bilgeliğini ve becerisini aramak her zaman sevdiği bir uğraş olmuştu. Şimdi pek çok kişiye kasvetli ve yavan gelecek olan manzaralarla çevriliydi; ancak Yuhanna için böyle değildi. Çevresi ıssız ve boş olabilirdi, ancak başının üzerindeki mavi gökler sevgili Yeruşalim’inin üzerindeki gökler kadar parlak ve güzeldi. Issız, sarp kayalarda, derinliklerin gizemlerinde, göğün görkemlerinde önemli dersler görüyordu. Hepsi Allah’ın gücünün ve yüceliğinin mesajını iletiyordu. EI 494.1
Elçi dört bir yanında, sakinleri Allah’ın yasasını çiğnemeye cüret ettikleri için yeryüzünü kaplayan Tufan’ın tanıklarını görüyordu. Suların kopup gelmesiyle engin derinliklerden ve yeryüzünden savrulan kayalar, Allah’ın gazabının korkunç dökülüşündeki dehşetleri canlı bir şekilde zihnine getiriyordu. Gürül gürül akan suların -enginin engine çağıran- sesinde, peygamber Yaratıcı’nın sesini duyuyordu. Amansız rüzgarlar nedeniyle kuduran deniz, ona göre kızgın bir Tanrı’nın gazabını simgeliyordu. Korkunç gürültüleriyle büyük dalgalar, görünmeyen bir elin belirlediği sınırlar dahilinde kalarak, sınırsız bir Kudret’in denetimini bildiriyorlardı. Ve bunun aksine ölümlülerin zayıflığını ve aptallığını fark etti; toprakta solucanlar gibi olmalarına rağmen, kendilerinde vehmettikleri bilgelik ve güçle övünerek, Allah sanki kendilerine benzer bir varlıkmış gibi, evrenin Yaratıcısı’na karşı duruyorlardı. Kayalar ona Mesih’i, kendi gücünün Kayası’nı hatırlattı, O’nun korunağında korkmadan saklanabilirdi. Kayalık Patmos’ta sürgünde bulunan elçiden, canın Allah’a duyduğu en coşkun özlemler, en hararetli dualar yükseldi. EI 494.2
Yuhanna’nın öyküsü, Allah’ın yaşlı işçileri kullanabileceği yola çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Yuhanna Patmos Adası’na sürüldüğünde, onun hizmet zamanı geçmiş, her an düşebilecek eski ve kırık bir değnek olduğunu düşünen pek çok kişi vardı. Fakat Rab onu halen kullanmaya uygun görüyordu. Eski çalışma yerlerinden sürülmüş olsa da, gerçeğe tanıklıkta bulunmaktan geri kalmadı. Patmos’ta dahi dostlar ve mühtediler edindi. Onun mesajı bir sevinç mesajıydı, dirilen ve halkını kendisine almak için geri dönene dek onlar için gökte şefaat eden Kurtarıcı’yı ilan ediyordu. Ve Yuhanna, gökten hayatının tüm geçmiş yıllarında almış olduğundan daha fazla mesajı, Rabbi’nin hizmetinde yaşlandıktan sonra aldı. EI 495.1
Hayatının amacı Allah’ın işine bağlı olan kişilerin üzerine titrenmelidir. Bu yaşlı işçiler fırtınanın ve denenmenin ortasında sadakatle durmuşlardır. Zayıflıkları olabilir, fakat onlara Allah’ın davasındaki yerlerinde durmak için gerekli vasfı kazandıran becerilere halen sahiptirler. Yorgun olmalarına ve gençlerin taşıyabileceği ve taşımaları gereken ağır yükleri kaldıramayacak olmalarına rağmen, verebilecekleri öğüt en büyük değerdedir. EI 495.2
Hatalar yapmış olabilirler, fakat başarısızlıklarından, hatalardan ve tehlikelerden kaçınma dersini çıkarmışlardır, dolayısıyla bilgece öğüt vermeye yetkin değil midirler? Sınav ve denenmeden geçmişlerdir, ve zindeliklerinin bir kısmını kaybetmiş olmalarına rağmen, Rab onları bir kenara atmaz. Onlara özel lütuf ve bilgelik verir. EI 495.3
İşler zorlaştığında Efendileri’ne hizmet etmiş olanlar, gerçeği savunan çok az kişi kaldığında fakirliğe dayanan ve sadık kalanlar şereflendirilmeli ve saygı görmelidirler. Rab, genç işçilerin bu sadık adamlarla işbirliği yaparak bilgelik, güç ve olgunluk kazanmalarını arzular. Genç adamlar aralarında böyle işçilerin bulunmasının kendilerine büyük ayrıcalık kazandırdığını unutmasınlar. Onlara kurullarında şerefli bir yer versinler. EI 495.4
Hayatlarını Mesih’in hizmetinde geçirmiş olanlar dünyasal hizmetlerinin sonuna yaklaştıklarında, Kutsal Ruh tarafından Allah’ın işinde yaşamış oldukları tecrübeleri anlatmaya yön-lendirileceklerdir. O’nun halkıyla harika ilişkilerinin, onları denenmeden kurtarmada gösterdiği büyük iyiliğinin kaydı, imana yeni gelenlere tekrar edilmelidir. Allah yaşlı ve denenmiş işçilerin yerlerinde kalmalarını, insanları kötülüğün güçlü akımına kapılıp gitmekten kurtarmak üzere üzerlerine düşeni gerçekleştirmelerini arzular. Zırhlarını, çıkarmalarını onlara emredinceye dek üzerlerinde tutmalarını ister. EI 496.1
Elçi Yuhanna’nın zulüm altındaki deneyiminde, Hristiyan için harika bir güç ve teselli dersi vardır. Allah kötü adamların entrikalarını engellemez, fakat onların tasarılarının denenmelerde ve çatışmalarda imanlarını ve sadakatlerini koruyanların iyiliği için işlemesini sağlar. Müjde işçisi işini çoğunlukla zulüm fırtınaları, sert düşmanlık ve haksız suçlamalar arasında yürütür. Böyle zamanlarda, denenmenin ve sıkıntıların fırınında edinilen tecrübenin mal olduğu tüm acıya değdiğini hatırlasın. Allah böylece çocuklarını, onlara kendilerinin zayıflıklarını ve kendisinin gücünü göstermek için, yakınına getirir. Onlara kendisine güvenmelerini öğretir. Böylece onları acil durumları karşılamaya, güven mevkilerini doldurmaya ve güçlerinin kendilerine verilme nedeni olan büyük hedefi ger-çekleştirmeye hazırlar. EI 496.2
Allah’ın görevlendirdiği tanıkları, tüm çağlarda gerçek uğruna kendilerini baskıya ve zulme maruz bırakmışlardır. Yusuf, namusunu ve dürüstlüğünü koruduğu için iftiraya ve zulme uğramıştı. Allah’ın seçilmiş habercisi Davut, düşmanları tarafından av hayvanı gibi kovalanmıştı. Daniel göğe bağlılığına sadık kaldığı için aslan çukuruna atılmıştı. Eyüp dünyasal varlıklarını kaybetmişti, ve bedeni o kadar çok hastalığa maruz kalmıştı ki, akrabaları ve dostları ondan iğrendi; yine de dürüstlüğünü korudu. Yeremya Allah’ın kendisine iletmesi için verdiği sözleri söylemekten caydırılamıyordu; ve tanıklığı kralı ve önderleri o kadar kızdırdı ki, iğrenç bir çukura atıldı. İstefanos, Mesih’i ve O’nun çarmıha gerilişini duyurduğu için taşlandı. Pavlus, Allah’ın Uluslara sadık habercisi olduğu için hapse atıldı, değnekle dövüldü, taşlandı, ve sonunda idam edildi. Ve Yuhanna, “Tanrı’nın sözü ve İsa’ya tanıklık uğruna” Patmos Adası’na sürüldü. EI 496.3
İnsanî sebata dair bu örnekler, Allah’ın kalıcı varlığına ve destekleyici lütfuna dair vaatlerinin sadık oluşuna tanıklıkta bulunmaktadır. İmanın dünyanın güçlerine karşı koyabilecek gücüne tanıklıkta bulunmaktadırlar. Ne kadar çok yorulmuş ve fırtınalarla savrulmuş olsak da en karanlık saatte Allah’ta huzur bulmak, göksel Babamız’ın denetimi elinde bulundurduğunu hissetmek, imanın işidir. Yalnızca iman gözü zamana dair şeylerin ötesine bakarak ebedî zenginliklerin değerini doğru bir şekilde takdir edebilir. EI 497.1
İsa izleyicilerine dünyasal yüceliğe ve zenginliklere sahip olma umudunu, denenmelerden uzak bir hayat yaşama umudunu sunmaz. Bunun yerine O, onları kendini inkâr ve tekdir yolunda kendisini izlemeye çağırır. Dünyayı kurtarmaya gelen Kişi’ye kötülüğün birleşik güçleri tarafından karşı konuldu. Kötü insanlar ve kötü melekler, amansız bir ittifakta birleşe- rek, Selâmet Reisi’ne karşı cephe aldılar. O’nun her sözü ve davranışı ilahî şefkati açığa vuruyordu, dünyaya benzemezliği en sert düşmanlığı kışkırtıyordu. EI 497.2
Mesih İsa’da Allah’a adanmışlıkla yaşayanların hepsi için de öyle olacaktır. Kendisine Mesih’in Ruhu aşılanmış olan herkesi baskı ve zulüm beklemektedir. Zulmün niteliği zamana göre değişir, ancak temel ilkesi -altında yatan ruh- Habil’in zamanında Rabb’in seçilmişini öldürenin aynısıdır. EI 497.3
Şeytan her çağda Allah’ın halkına zulmetmiştir. Onlara işkence etmiş ve onları öldürmüştür, fakat onlar ölümde fatihler olmuşlardır. Şeytan’dan daha kudretli Biri’nin gücüne tanıklıkta bulunmuşlardır. Kötü adamlar bedene işkence ederek öldürebilir, fakat Mesih’le birlikte Allah’ta saklı olan hayata4Bkz. Koloseliler 3:3. dokunamazlar. İnsanları zindan duvarları arasında hapsedebilir, fakat ruhu bağlayamazlar. EI 497.4
Denenmeler ve zulümle, Allah’ın yüceliği -karakteri- O’nun seçilmiş olanlarında açığa çıkar. Dünya tarafından nefret edilen ve zulme uğrayan Mesih imanlıları, Mesih’in okulunda eğitilir ve terbiye edilir. Yeryüzünde dar yollarda yürür; sıkıntı ocağında arıtılırlar. Mesih’i şiddetli çatışmalarda izler; kendini inkâra katlanır ve acı hayal kırıklıkları yaşarlar; ancak böylece günahın verdiği suçluluk ve keder duygusunu öğrenir, bu nedenle günaha nefretle bakarlar. Mesih’in acılarına ortak olduklarından, kasvetin ardına bakarak yüceliği görebilir ve şöyle diyebilirler: “Kanım şu ki, bu anın acıları, gözümüzün önüne serilecek yücelikle karşılaştırılmaya değmez” (Romalılar 8:18). EI 498.1