Mesih’in zamanında Filistin halkı çoğunlukla dağlarda veya tepelerde yer alan surlarla çevrili kasabalarda yaşıyorlardı. Günbatımında kapatılan kapılara dik ve kayalık yollardan ulaşılıyordu, günün sonunda evine dönen yolcu da çoğunlukla akşam karanlığı çökmeden kapıya ulaşabilmek için bu zorlu yokuşu aceleyle çıkmak zorunda kalıyordu. Oyalananlar dışarıda bırakılıyordu. BDD 129.2
Eve ve huzura giden dar ve yokuş yol, İsa’ya Hristiyan yoluna dair etkileyici bir benzetme yapma imkânı vermişti. O, önünüze koyduğum yol dardır; kapı zor geçilir; zira altın kural tüm gururu ve çıkarcılığı dışarıda bırakır dedi. Gerçekten de daha geniş bir yol vardır; fakat sonu yıkıma uzanmaktadır. Ruhsal yaşam patikasını tırmanmaya karar verirseniz, sürekli olarak yükselmeniz gerekir; zira bu yokuş yukarı bir yoldur. Azınlıkla birlikte gitmelisiniz; zira kalabalıklar yokuş aşağı yolu tercih edecektir. BDD 129.3
Tüm insanlık, tüm dünyasallıklarıyla, tüm bencillikleriyle, tüm gururlarıyla, sahtekârlıkları ve ahlaki yozlaşmalarıyla birlikte, ölüm yolundan gidebilir. Herkesin görüşleri ve öğretileri için yer, eğilimlerini izlemeye ve onun benlik sevgisinin emrettiği her şeyi yapmaya yetecek boşluk vardır. Yıkıma giden yolda yürümek için yolu aramaya gerek yoktur; zira kapı enli ve yol geniştir, ayaklar ise ölümle bitecek olan istikamete doğal olarak girer. BDD 130.1
Fakat hayata götüren yol çetin, girişi ise dardır. Sizi ku-şatan herhangi bir günaha sarılırsanız, yolun giremeyeceğiniz kadar dar olduğunu görürsünüz. Rabb’in yolunu tutacaksanız, kendi yollarınız, kendi iradeniz, kötü alışkanlıklarınız ve uygulamalarınız, terk edilmelidir. Mesih’e hizmet edecek olan kişi dünyanın görüşlerini izleyemez ya da dünyanın standart-larına uyamaz. Göğün yolu mevki ve zenginliklerin ihtişamla geçemeyeceği kadar dar, benlik merkezli tutkuların tatmin edilemeyeceği kadar dar, rahatlık düşkünlerinin tırmana- mayacağı kadar dik ve zorludur. Mesih’in payına düşenler zahmetli çalışma, sabır, özveri, tekdir, fakirlik, günahkârların O’na aykırılığı idi; Allah’ın cennetine girecek isek bunlar bizim de payımıza düşmelidir. BDD 130.2
Ancak bundan yokuş yukarı yolun zor yol, yokuş aşağı yolun ise kolay yol olduğu sonucunu çıkarmayın. Ölüme gö-türen yol boyunca acılar ve cezalar bulunmaktadır, acılar ve hayal kırıklıkları, yola devam etmemek için uyarılar vardır. Allah’ın sevgisi aldırışsızların ve dik başlıların kendilerini yok etmelerini zor hale getirmiştir. Şeytan’ın yolunun cazip görü-necek bir hale getirildiği doğrudur, ancak bu aldatmacadan başka bir şey değildir; şer yolunda acı pişmanlıklar ve mahvedici kaygılar vardır. Gururu ve dünyasal ihtirası izlemenin hoş olduğunu düşünebiliriz, fakat bunun sonu acı ve kederdir. Bencil tasarılar gerçeği olduğundan güzel gösteren vaatler sunarak zevk ümidi verebilir, fakat benliğe odaklanmış umutlarla mutluluğumuzun zehirlendiğini ve hayatımızın acılaştığını görürüz. Yokuş aşağı yolun kapısı çiçeklerle süslü olabilir, fakat yolda dikenler vardır. Girişinden yansıyan umut ışığı ümitsizliğin karanlığında solup gider, ve bu patikayı izleyen can bitmeyen gecenin karartılarına doğru iner. BDD 130.3
“Hainlerin yolu çetindir,” fakat hikmetin “yolları sevimli yollarıdır, ve bütün yolları selâmettir” (Süleyman’ın Özdeyişleri 13:15 [KM]; 3:17 [KM]). Mesih’e her itaat eylemi, O’nun uğruna yapılan her özveri eylemi, sabırla katlanılan her deneme, ayartıya karşı kazanılan her zafer, nihai zaferin görkemine giden yolda bir adımdır. Mesih’i rehberimiz olarak kabul edersek, O bize güvenle yol gösterecektir. En kötü günahkâr dahi yolunu bulabilir. Titreyerek arayanlardan bir kişinin bile pak ve kutsal ışıkta yürümekten geri kalması gerekmez. Patikanın, orada günaha müsamaha edilemeyecek kadar dar ve kutsal olmasına rağmen, ulaşım herkes için güvence altına alınmıştır, öyle ki, tek bir kuşkulu, titrek can dahi “Allah beni umursamıyor” demesin. BDD 131.1
Yol çetin ve yokuş dik olabilir; sağda ve solda tehlikeler bulunabilir; yolculuğumuzda zahmetli çalışmalara göğüs ger-mek zorunda kalabiliriz; yorulduğumuzda, huzur için can at-tığımızda emek sarf etmeye devam etmek zorunda kalabiliriz; bitkinken savaş vermek zorunda kalabiliriz; umudumuz kırıl-dığında halen umut etmeye devam etmemiz gerekebilir; fakat rehberimiz Mesih iken en sonunda arzulanan limana ulaş-maktan geri kalmayacağız. Mesih’in kendisi önümüzdeki en-gebeli yolda yürümüş ve patikayı ayaklarımız için düzlemiştir. BDD 131.2
Sonsuz hayata giden dik yol boyunca, yorgunları se-rinletecek olan sevinç pınarları bulunmaktadır. Hikmet yollarından yürüyenler, sıkıntı zamanında dahi son derece sevinçlidirler; zira canlarının sevdiği Kişi, görünmez bir halde onların yanı sıra yürümektedir. Yukarı doğru atılan her adımda O’nun elinin dokunuşunu daha belirgin bir şekilde ayırt ederler; her adımda Görünmeyen’den gelen görkemin pırıltıları daha parlak bir halde yollarına düşer; ve övgü ilahileri daha yüksek bir tona ulaşarak yükselir ve tahtın önündeki meleklerin ezgilerine karışır. “Oysa doğruların yolu şafak ışığı gibidir, giderek öğle güneşinin parlaklığına erişir” (Süleyman’ın Özdeyişleri 4:18). BDD 131.3