Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Bereket Daği’ndan Düşünceler

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First

    “Düşmanlarınızı sevin.”Matta 5:44.

    Kurtarıcı’nın “Kötüye karşı koyma” dersi, kindar Yahudiler için zor bir sözdü, bu nedenle kendi aralarında buna karşı söylendiler. Fakat İsa şimdi daha da güçlü bir beyanda bulunuyordu:BDD 72.3

    “‘Komşunu seveceksin ve düşmanından nefret edeceksin’ denildiğini işittiniz. Ama ben size derim, düşmanlarınızı sevin, size lânet edenleri kutsayın, sizden nefret edenlere iyilik edin ve size hakaret ile davrananlar ve zulmedenler için dua edin; öyle ki, göklerdeki Babanızın oğulları olasınız.” 45Bkz. M atta 5:43-45. Ed.BDD 73.1

    Hahamların soğuk ve katı bir kurallar dizisi olarak yanlış yorumladığı yasanın ruhu buydu. Kendilerini diğer insanlardan daha iyi görüyor ve İsrailliler olarak doğdukları için Allah’ın özel iltimasına hak kazandıklarını düşünüyorlardı; ancak İsa, hor gördükleri vergi görevlilerinden ve günahkârlardan daha yüce güdülerle hareket ettiklerine dair kanıt verecek olan bağışlayıcı sevgi ruhuna işaret etti.BDD 73.2

    Dinleyicilerinin dikkatini, yeni bir ad verdiği evrenin Hükümdarı’na çekti: “Babamız.” İsa, Allah’ın kalbinin onlar için ne kadar büyük bir şefkatle özlem duyduğunu anlamalarını sağlayacaktı. O, Allah’ın her bir kayıp can ile ilgilendiğini öğretir; öyle ki “Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır” (Mezmur 103:13). Kutsal Kitap’ın ortaya koyduğu inançtan başka hiçbir din, dünyaya Allah’a ilişkin böyle bir anlayış vermemiştir. Putperestlik insanların Üstün Varlık’a sevgiden ziyade bir korku nesnesi, çocuklarına kendi sevgisinin armağanını döken bir babadan ziyade kurbanlarla yatıştırılması gereken habis bir ilah olarak bakmalarını öğretir. İsrail halkı dahi peygamberlerin Allah’a ilişkin değerli öğretisine öylesine kör olmuşlardı ki, O’nun babacan sevgisinin açıklaması orijinal bir konu, dünyaya yeni bir armağan olmuştu.BDD 73.3

    Yahudiler, Allah’ın kendisine kulluk edenleri, yani kendi görüşlerine göre, hahamların ortaya koyduğu şartları yerine getirenleri sevdiği, ve dünyanın geri kalanının O’nun hiddeti ve laneti altında olduğu düşüncesini savunuyorlardı. İsa öyle olmadığını söyledi; tüm dünya, kötüsüyle ve iyisiyle, O’nun sevgisinin günışığı altında yatmaktadır. Bu gerçeği bizzat do-ğadan öğrenmiş olmanız gerekirdi; zira Allah “güneşini kö-tülerin ve iyilerin üzerine doğdurur; ve salih olanlar ile salih olmayanların üzerine yağmur yağdırır.” 46Bkz. Matta 5:45 (Kİ). Ed BDD 73.4

    Yeryüzünün yıldan yıla ürünlerini vermesi ve güneş et-rafındaki hareketine devam etmesi, özünde olan güçten kay-naklanmıyor. Allah’ın eli gezegenlere yön verir ve gökteki in-tizamlı yürüyüşlerinde onları yerlerinde tutar. Yaz ile kış, ekin vakti ve hasat mevsimi, gündüz ve gece, birbirlerini düzenli sı-ralarında O’nun gücü ile izler. Bitkiler O’nun sözü ile büyüyüp gelişirler, yapraklar çıkar ve çiçekler açar. Sahip olduğumuz her iyi şey, günışığının her bir huzmesi, her yağmur sağanağı, her yiyecek lokması, hayatın her anı bir sevgi armağanıdır.BDD 74.1

    Biz daha henüz sevgisiz ve sevimsiz bir karaktere sahip, “nefret edilen ve birbirimizden nefret eden” kişiler iken, göksel Babamız bize merhamet etti. “Kurtarıcımız Tanrı iyiliğini ve insana olan sevgisini açıkça göstererek bizi kurtardı. Bunu doğrulukla yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi merhame-tiyle... yaptı” (Titus 3:3-5). O’nun sevgisini aldığımız zaman, bizim aynı şekilde, yalnızca bizi memnun edenlere karşı değil, fakat en kusurlu, yanılgılı ve günahkâr olanlara karşı da nazik ve müşfik olmamızı sağlayacaktır.BDD 74.2

    Allah’ın çocukları, O’nun tabiatına hissedar olanlardır. Allah’ın ailesinin fertleri olduğumuzu kanıtlayan şey dünyevi mevki, soy, milliyet ya da dinsel ayrıcalık değil; sevgidir, tüm insanlığı kucaklayan bir sevgi. Kalpleri Allah’ın Ruhu’na ta-mamen kapalı olmayan günahkârlar dahi nezakete karşılık ve-rirler; nefrete nefretle karşılık verseler dahi, sevgiye de sevgiyle karşılık vereceklerdir. Fakat nefrete sevgiyle karşılık veren yal-nızca Allah’ın Ruhu’dur. Nankörlere ve kötülere karşı nezaket göstermek, hiçbir karşılık beklemeden iyilik yapmak, göğün krallığının nişanıdır, En Yüce Olan’ın çocuklarının kendi yük-sek konumlarını ortaya koydukları kesin alametleridir.BDD 74.3