Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 42—Gerçek Büyüklük

    Allah'ın Sözünde bile 'krallar kralı' olarak nitelenecek derecede (Hezekiel 26:7) dünyasal onurun doruk noktasına yükselmiş olan Nebukadnessar, zaman zaman krallığının görkemini ve egemenliğinin ihtişamını Yahve'nin iyiliğine bağlamıştır. Heykelle ilgili rüyasının ardından böyle davranmıştı. Zihni rüyanın etkisi altında kalmış, her ne kadar evrensel olsa da sonuçta yıkıma uğrayacak olan Babil İmparatorluğu ve diğer krallıklar üzerinde düşünmüştü. En sonunda Göklerin Allahının egemenliği kurulacak ve sonsuza dek yıkılmadan hüküm sürecektir.2GS 304.1

    Allah'ın uluslarla ilgili tasarısına ilişkin Nebukadnessar'ın zihnindeki soylu kavram daha sonra gözden kaçmıştı. Ancak gururlu ruhu Dura ovasındaki kalabalığın huzurunda alçaldığı zaman Allah'ın egemenliğinin 'sonsuz bir krallık olduğunu, O'nun hükmünün kuşaktan kuşağa süreceğini' kavramıştı. Bir putperest olarak dünyaya gelen ve öylece yetişmiş olan Nebukadnessar, putperest bir halkın başında bulunuyordu. Buna rağmen iç varlığında adalet ve doğruluk duygusuna sahipti. Allah onu isyancıların cezalandırılması ve tasarısının yerine getirilmesi için kullanabilirdi. Nebukadnessar yorucu mücadelelerle geçen yılların ardından Sur'u ele geçirdi, ardından Mısır onun zaferli ordularına yenik düştü. Birbirinin ardınca Babil egemenliğinin sınırlarına katılan birçok ulus, onun şöhretine şöhret kattı. Nebukadnessar çağın en büyük yöneticisi haline geldi.2GS 304.2

    Bu kadar hırslı, başarılı ve onurlu bir kralın gerçek büyüklüğe götüren tek yol olan alçakgönüllülükten sapmak üzere ayartılması şaşılacak bir şey değildir. Fetih savaşlarının arasında, başkentin güçlendirilmesi ve güzelleştirilmesi için büyük emek verdi. Babil kenti en sonunda krallığın gözdesi oldu; 'altın kent', 'tüm dünyanın övgüsü' gibi sıfatlara layık görüldü. Nebukadnessar'ın inşa etme tutkusu ve Babil'i dünya harikalarından biri haline getirirken gösterdiği başarı onun gururunu körükledi. Allah'ın tasarısını yürütmek için kullandığı bilge yönetici sicilinin kirlenme tehlikesi ortaya çıktı.2GS 304.3

    Allah merhametli davranarak krala başka bir rüya verdi, onu bekleyen ve yıkımını hazırlayan tuzağa dikkat çekti. Nebukadnessar bir gece rüyasında yeryüzünde gelişen büyük bir ağaç gördü. Ağacın üst kısmı göklere, dalları ise dünyanın uçlarına ulaşıyordu. Dağlardan ve tepelerden gelen hayvan sürüleri ağacın gölgesinde barınıyor, kuşlar dallarına yuva yapıyordu. “Yaprakları güzeldi, herkese yetecek kadar bol meyvesi vardı... her canlı ondan besleniyordu.”2GS 304.4

    “Yatağımda yatarken gördüğüm görümlerde gökten inen bir gözcü, kutsal bir varlık gördüm. Yüksek sesle, 'Ağacı ve dallarını kesin, yapraklarını yolun, meyvesini atın' diye bağırdı, Altında barınan hayvanlarla dallarına tüneyen kuşlar kaçsın. Ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle, tunçla çevreleyip yerde, kır otlarının içinde bırakın. Göğün çiyiyle ıslansın, hayvanlarla birlikte yerdeki otlardan pay alsın. Ondaki insan yüreği değiştirilsin, yerine hayvan yüreği verilsin. Üzerinden yedi vakit geçsin. Bu yargıyı gözcüler, kararı kutsallar verdi. Öyle ki, her canlı Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve onları dilediği kişiye, en hor görülen birine bile verebileceğini bilsin.'”2GS 305.1

    Açıkça anlaşılabileceği gibi bir tür olumsuzluğu simgeleyen rüya kralı büyük sıkıntıya soktu. Rüyasını sihirbazlara, yıldızbilimcilere ve falcılara anlatan kral, onlardan herhangi bir yorum alamadı.2GS 305.2

    Bu putperest ulus bir kez daha Allah'ı seven ve O'ndan korkanların göklerin egemenliğinin sırlarını anlayabildiğine tanık olacaktı. Kral sıkıntı içinde dürüstlüğü ve tutarlılığıyla saygı gören kulu Daniel'i çağırttı.2GS 305.3

    Daniel kraliyet çağrısına karşılık olarak kralın huzuruna çıktığında Nebukadnessar ona şöyle dedi: “Ey sihirbazların başkanı Belteşassar, sende kutsal ilahların ruhu olduğunu, her gizi açıklayabileceğini biliyorum.” Rüyasını anlattıktan sonra Daniel'e şöyle buyurdu: “Şimdi, ey Belteşassar, bunun ne anlama geldiğini söyle. Çünkü krallığımdaki bilgelerin hiçbiri bu düşün ne anlama geldiğini bana açıklayamadı. Ama sen açıklayabilirsin, çünkü kutsal ilahların ruhu var sende.”2GS 305.4

    Daniel için rüyanın anlamı açıktı ve bundan ötürü korkuya kapıldı, bir süre şaşkın şaşkın durdu, düşünceleri onu ürküttü. Bunun üzerine kral, “Ey Belteşassar, bu düş de yorumu da seni ürkütmesin” dedi. Belteşassar, “Ey efendim, keşke bu düş senden nefret edenlerin, yorumu da düşmanlarının başına gelseydi!” diye karşılık verdi. Peygamber Allah'ın kendisine gurur ve kibirden ötürü Nebukadnessar'ın üzerine gelecek olan yargıyı açıklama görevi verdiğini biliyordu. Rüyayı kralın anlayabileceği dilde yorumlamalıydı. Bu korkutucu görev kendisine şaşkınlık verse de sonuçlan ne olursa olsun gerçeği açıklamalıydı.2GS 305.5

    Daniel her şeye gücü yeten Allah'ın fermanını bildirdi: “Büyüyen, güçlenen, boyu göklere erişen, dünyadaki herkesçe görülebilen bir ağaç gördün. Yaprakları güzeldi, meyvesi herkese yetecek kadar boldu. Yabanıl hayvanlar altında barınır, gökteki kuşlar dallarına tünerdi. Ey kral, o ağaç sensin! Sen büyüdün, güçlendin. Büyüklüğün giderek göklere erişti, egemenliğin dünyanın dört bucağına yayıldı.”2GS 306.1

    “Sen, ey kral, bir gözcünün, kutsal bir varlığın gökten indiğini gördün. 'Ağacı kesip yok edin, ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle, tunçla çevreleyip yerde, kır otlarının içinde bırakın. Göğün çiyiyle ıslansın; üzerinden yedi vakit geçinceye dek yabanıl hayvanlarla birlikte pay alsın' diyordu. Ey efendim kral, düşün anlamı ve Yüce Olan'ın senin başına getireceği yargı şudur: İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın; öküz gibi otla beslenecek, göğün çiyiyle ıslanacaksın. Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek. Köklerin bulunduğu kütüğün bırakılması için buyruk verildi. Bunun anlamı şu: Sen göklerin egemenlik sürdüğünü anlayınca krallığın sana geri verilecek.”2GS 306.2

    Rüyayı sadık bir şekilde yorumlayan Daniel gururlu kralın tövbe etmesini, Allah'a dönmesini ve doğruluğa bağlanarak gelecek olan felaketten kurtulmasını öğütledi. “Doğru olanı yaparak günahından, düşkünlere iyilik ederek suçlarından vazgeç. Olur ya, gönencin uzun sürer.”2GS 306.3

    Bir süre için peygamberin uyarısı ve öğüdü Nebukadnessar'ı güçlü bir şekilde etkisi altına aldı; ancak Allah'ın lıitfuyla değişmeyen yürek Kutsal Ruh'un izlenimlerini kısa süre içinde kaybeder. Hırs ve benliğin tutkuları kralın yüreğinden silinmemiştir ve daha sonra yine ortaya çıkacaktır. Kendisine büyük bir lütufla verilen bildiriye ve geçmişin uyarılarına rağmen Nebukadnessar kendi krallığından sonra gelecek krallıkları kıskanma eğilimine teslim oldu. O ana kadar büyük oranda adil ve merhametli davranan kral baskıcı bir tavır takındı. Yüreğini katılaştırarak Allah vergisi yeteneklerini kendini, ona yaşam ve güç kazandırmış olan Allah'ın üzerinde yüceltmek için kullandı.2GS 306.4

    Allah'ın yargısı aylarca gecikti. O'nun sabrını fırsat bilerek tövbeye yönelmesi gereken kral rüyanın yorumuna ilişkin güvenini yitirene dek gurura kapı açtı ve eski korkularının yüreğini ele geçirmesine izin verdi.2GS 307.1

    Uyarının verilmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Nebukadnessar sarayında yürüyor, yönetici olarak gücünü ve Babil'in mimarı olarak başarısını düşünüyordu: “İşte onurum ve yüceliğim için üstün gücümle krallığımın başkenti olarak kurduğum büyük Babil!” dedi.2GS 307.2

    Bu kibirli böbürlenme daha kralın dudaklarında tamamlanmadan gökten bir ses duyuldu. Bu ses Allah'ın yargısının vaktinin geldiğini duyuruyordu. Kralın kulakları Yahve'nin fermanını işitti: “Ey Kral Nebukadnessar, krallık senden alındı. İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın. Öküz gibi otla besleneceksin. Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek.” (Daniel 4:31,32)2GS 307.3

    Allah'ın ona vermiş oldukları bir anda geri alınacaktı; kralın mükemmel olduğunu düşündüğü akıl ve böbürlendiği bilgelik kaldırıldı, yüce yönetici bir anda bunları kaybetti. Elleri artık asayı tutamıyordu. Allah'ın uyarısına kulak asmadığı için Yaratıcının kendisine bağışladığı güçten yoksun kaldı, insanlardan kaçmaya başladı. Öküz gibi otla beslendi. Bedeni göğün çiyiyle ıslandı. Saçı kartal tüyü, tırnakları kuş pençesi gibi uzadı.2GS 307.4

    Nebukadnessar yedi yıl boyunca bütün halkını şaşkınlığa uğrattı ve tüm dünyanın gözü önünde alçaldı. Daha sonra aklı başına geldi ve gözlerini göklerin Allahına alçakgönüllülükle çevirerek çektiği cezanın arkasında Allah'ın elini fark etti. Halkın huzurunda suçunu kabullenerek Allah'ın yüce merhametiyle sağlığını kazandığını duyurdu: “Belirlenen sürenin sonunda ben Nebukadnessar gözlerimi göğe kaldırdım ve kendime geldim. Yüce Olan'ı övdüm. Sonsuza dek Diri Olan'ı onurlandırıp yücelttim. O'nun egemenliği sonsuza dek duracak, Krallığı kuşaklar boyu sürecek. Dünyada yaşayanlar bir hiç sayılır. O gökteki güçlere de dünyada yaşayanlara da dilediğini yapar. O'nun elini durduracak, O'na, 'Ne yapıyorsun?' diyecek kimse yoktur. O anda aklım başıma geldi. Krallığımın yüceliği için onurum ve görkemim bana geri verildi. Danışmanlarımla soylu adamlarım beni aradılar. Krallığıma kavuştum, bana daha büyük yücelik verildi.”2GS 307.5

    Bir zamanlar gururlu olan kral Allah'ın alçakgönüllü bir çocuğu oldu: zalim ve baskıcı yönetici, bilge ve merhametli bir krala dönüştü. Göklerin Allahına meydan okuyan ve O'na küfür eden adam en yüce Olan'ın gücünü tanıdı. Yahve korkusunu ve halkının mutluluğunu içtenlikle aramaya koyuldu. Kralların Kralının ve rablerin Rab'binin disiplininden geçen Nebukadnessar, bütün yöneticilerin öğrenmesi gereken dersi aldı. Gerçek büyüklük gerçek iyilikte yatıyordu. Yahve'nin yaşayan Allah olduğunu kabul eden kral şöyle diyordu: “Ben Nebukadnessar, göklerin Kralı'na şükrederim. O'ıuı över, yüceltirim. Çünkü bütün yaptıkları gerçek, yolları doğrudur; kendini beğenmişleri alçaltmaya gücü yeter.” (Daniel 4:37)2GS 308.1

    Yeryiizündeki en biiyiik krallığın Allah'ın övgülerini duyurmasıyla ilgili tanrısal tasarı böylece gerçekleşmiş oldu. Nebukadnessar'ın Allah'ın merhametini, iyiliğini ve yetkisini tanıyan, halkın huzurunda dile getirilen bu duyuru onun kutsal tarih kitabında kayıtlı olan son eylemidir.2GS 308.2

    Bu bölüm Daniel 4’e dayanmaktadır.

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents