Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 2. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 52—Fırsatı Değerlendiren Adanı

    Sürgündeki İbraniler'den biri olan Nehemya, Pers sarayında yetki ve onur sahibi bir kişiydi. Kralın sakisi olarak görev yaptığı için onun huzuruna serbestçe girip çıkabiliyordu. Konumundan, yeteneklerinden ve bağlılığından ötürü kralın arkadaşı ve danışmanı olmuştu. Nehemya şatafat ve debdebe içinde, kralın liitfıı altında yaşamasına rağmen Allah'ı ve O'nun halkını unutmuş değildi. Yüreği derin bir ilgiyle Kudüs'e döndü; umutları ve sevinçleri Kudüs'ün mutluluğuna bağlıydı. Allah, Pers sarayında yüce görev için hazırlanan bu adam aracılığıyla onun atalarının ülkesini kutsamayı tasarlıyordu.2GS 371.1

    Kudüs'ten gelen haberciler Nehemya'ya seçilmiş kentin bir sınavla karşı karşıya olduğunu aktardılar. Sürgünden kente dönenler baskı görüyorlar ve sıkıntı içinde yaşıyorlardı. Kentin bazı kısımları tapmakla birlikte onarılıp yeniden yapılmıştı; ancak onarım işi engelleniyor, tapınağın hizmetleri bölünüyordu. Halk kent surlarının hala yıkık olmasından ötürü sürekli uyanık olmalıydı.2GS 371.2

    Kedere kapılan Nehemya yemeden içmeden kesildi. Günlerce ağladı, yas ve oruç tuttu. Kederle Tanrısal Yardımcıya dönerek dua etti. Allah'ın İsrail'in davasına bakmasını, halka cesaret ve güç kazandırmasını, Yahuda'nın yıkık yerlerini onarmaları için onlara yardımcı olmalarını diledi.2GS 371.3

    Nehemya dua ettikçe imanı ve cesareti güçleniyordu. Allah'a dönmüş olan halkı zayıflık ve baskı altında ezildiği takdirde O'nun adına saygısızlık yapılması için fırsat verilmiş olacaktı. Bu nedenle Rab'den vaadini gerçekleştirmesini diledi: “Ama Allahınız Rab'bi arayacaksınız. Bütün yüreğinizle, bütün canınızla O'na yönelirseniz, O'nu bulacaksınız. Sıkıntıya düştüğünüzde ve bütün bu olaylar başınıza geldiğinde, sonunda Allahınız Rab'be dönecek, O'nun sözüne kulak vereceksiniz. Çünkü Allahınız Rab acıyan bir Allah'dır. Sizi bırakmaz, yok etmez ve atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı unutmaz” (Bkz. Tesniye 4:29-31). Bu vaat İsrail'e Kenan ülkesine girilmeden önce Musa tarafından verilmiş ve yüzyıllar boyunca değişmemişti. Allah'ın halkı şimdi tövbe ve imanla O'na döndükleri için vaadin boşa çıkması söz konusu değildi.2GS 371.4

    Nehemya halkının adına yüreğindeki yükü Allah'a getirdi. Dua ederken zihninde kutsal bir tasarı oluşuyordu. Kralın rızasını alır ve gereken gereçleri toplayabilirse, Kudüs'ün surlarını onararak İsrail'i ulusal gücüne kavuşturabilirdi. Bu tasarıyı gerçekleştirebilmek için Rab'den kralın gözünde lütuf bulmayı diledi. “Ya Rab, bu kulunun, adını yüceltmekten sevinç duyan öbür kullarının dualarına kulak ver. Beni bugün başarılı kıl ve kralın önerimi kabul etmesini sağla.”2GS 372.1

    Nehemya dört ay boyunca ricasını krala bildirmek için uygun bir fırsat çıkmasını bekledi. Bu süre içinde, yüreği kederle dolu olduğu halde kralın huzurunda sevinçli görünmeye çalışıyordu. Lüks ve ihtişamla kuşanmış kraliyet odalarında herkes neşeli ve mutlu olmalıydı. İçindeki sıkıntının çehresine vurmasına izin vererek bunu kraliyet görevlilerine yansıtamazdı. Ancak Nehemya'nın insan gözünden ırak kaldığı zamanlarda ettiği dualar, itiraflar ve döktüğü gözyaşı Allah'ın ve meleklerin gözünden kaçmadı.2GS 372.2

    En sonunda yüreği kederin ağırlığına dayanamadı. Uykusuz geceler ve kaygılı günler yüzünde iz bırakmıştı. Kendi güvenliğinden ötürü kaygılanan kral, insanların yüzlerindeki maskeleri ayırt etmeyi iyi biliyordu. Sakisine musallat olan gizli bir sıkıntının farkındaydı. “Neden böyle üzgün görünüyorsun?” diye sordu, “Hasta olmadığına göre, bir derdin olmalı.”2GS 372.3

    Nehemya bu soru yüzünden kuruntuya düştü. Dışarıdan hizmet eder gibi göründüğü halde düşüncelerinin çok uzaklarda, sıkıntılı halkıyla birlikte olduğunu öğrenmek kralı kızdırmaz mıydı? Kudüs'ü onarmakla ilgili tasarısını düşündü; bu tasarının suya düşmesini, Kudüs'ün zarar görmesini göze alamıyordu. Bu nedenle yazılarında çok korktuğunu ifade etmiştir. Ancak titreyen dudaklar ve yaşlı gözlerle kederinin nedenini açıkladı. Krala, “Allah sana uzun ömürler versin” dedim, “Atalarımın gömüldüğü kent yıkıldı, kapıları yakıldı. Nasıl üzülmem?”2GS 372.4

    Kudüs'ün durumu anlatıldığı zaman kral önyargılı davranmak yerine hoşgörülü konuştu. Nehemya'nın uzun süredir beklediği soruyu sordu: “Dileğin ne?” Ancak Allah adamı, Artahşasta'dan da yüce olan Allah'ın sözünü işitmeden kralın sorusunu yanıtlamaya kalkışmadı. Yerine getirmesi gereken kutsal görev için kralın yardımı gerekiyordu. Konuyu krala öyle sunmalıydı ki, yalnızca rızasını değil, desteğini de alabilmeliydi. O anda göklerin Allahına dua etti. Bu duayla birlikte kralların Kralının huzuruna çıktı ve yürekleri ırmak sularına çeviren gücü kendi yanına aldı.2GS 372.5

    İhtiyaç anında Nehemya gibi sessiz ve kısaca dua etmek, diğer dua biçimlerinin mümkün olmadığı koşullarda imanlıların başvurabileceği bir yoldur. Yaşamın meşgul yollarından koşturanlar, karmaşık ve zor koşullarda Allah'a kısa ricalarla yakarabilirler. Denizde ve karada yolculuk edenler, büyük tehlikelerle karşılaştıklarında kendilerini bu yolla Göklerin korumasına emanet etmelidirler. Tehlikeler ve tuzaklarla karşılaşan kutsallar, kendilerine yardım etmeyi vaat eden Allah'a başvurabilirler. Keder ve kaygıyla ezilen ya da ayartıların şiddetli saldırılarına maruz kalan kişi her koşulda ve durumda antlaşmasına sadık kalan Allah'ın sarsılmaz giiciine ve sevgisine yönelebilir.2GS 373.1

    Nehemya, kralların Kralına yöneldiği o kısa dua anında Artahşasta'ya yüreğinin arzusunu bildirme cesareti buldu. Bir şüre için saraydaki görevini bırakmak, Kudüs'ün yıkık yerlerini onararak onu daha giiçlii ve savunmalı bir kent haline getirmek için yetki istedi. Yahudi ulusunun geleceği bu ricaya bağlıydı. Nehemya şöyle yazmıştır: “Böylece kral dileğimi uygun buldu ve beni göndermeyi kabul etti. Ona ne zaman döneceğimi söyledim.”2GS 373.2

    Kralın desteğini arkasına alan Nehemya, girişimini başarıya ulaştırmak için plan yapmaya başladı. Bunun için hiçbir önlemi almaktan kaçınmadı. Onun başarısına sevinen birçok kişi olacağı gibi bazılarının bilinçsiz davranışları yüzünden düşmanlarının kıskançlığı uyanabilir ve tasarısı suya düşebilirdi.2GS 373.3

    Krala sunduğu dilek öyle biiyiik bir hoşgörüyle karşılandı ki Nehemya daha fazla destek istemek için cesaret buldu. Görevine saygınlık ve yetki kazandırması, yolculuğun güvenli geçirilmesi gerekiyordu. Bunun için askeri koruma diledi. Fırat'ın ötesindeki valilere göstermek için kendisine kral tarafından mektuplar verildi. Yahuda yolunda bu bölgeden geçmesi gerekecekti. Aynı zamanda Lübnan dağlarında kralın ormanlarına bakan kişiye iletmesi için de bir mektup hazırlandı. Gerekli kütükleri bu adam sağlayacaktı. Yetkisini aşmamak için kendisine verilen ayrıcalıkların dikkatlice tanımlanmış olmasına özen gösteriyordu.2GS 373.4

    Nehemya'nın bilgeliği ve kararlı eylemleri biitiin Hıristiyanlar için bir ders olmalıdır. Allah'ın çocukları yalnızca imanla dua etmekle kalmamalı, titiz ve adanmış bir çalışmayla gayret göstermelidir. Tedbirli ve gayretli olmayı inançla bağdaştırmadıkları takdirde önlerine çıkan zorluklardan yılabilir ve Allah'ın etkinliğini engelleyebilirler. Nehemya görevinin sadece Rab'bin huzurunda ağlamaktan ve dua etmekten ibaret olduğunu düşünmedi. Girişiminin başarılı olması için yakarışını kutsal bir gayretle birleştirdi. Üzerinde titizlikle düşünülerek hazırlanan planlar, Kudüs'ün surlarının onarıldığı günlerde olduğu gibi günümüzde de başarının anahtarı olacaktır.2GS 373.5

    Nehemya işini belirsizliğe bırakmadı. Eksik olduğunu gördüğü unsurları, bunları sağlayabilecek olan kişilerden istedi. Rab gerçeğin davası için görevini emanet ettiği kişilerin yüreklerinde etkindir. Rab için emek verenler Allah'ın başkaları aracılığıyla sunduğu yardımdan yararlanabilmelidirler. Bu armağanlar gerçeğin ışığının birçok karanlık ülkede parlaması için yol açacaktır. Armağanları veren kişiler Mesih'e iman etmeyebilirler, O'nun sözünü tanımayabilirler; ama armağanları bu gerekçelerle reddedilmemelidir.2GS 374.1

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents