Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Sevgi öğretmeni

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    36. İmanlı Dokunuş

    İsa, Gerasa'dan batı yakasına döndüğünde kendisini karşılamak üzere büyük bir kalabalığın göl kıyısında beklemekte olduğunu gördü. Bir süre daha göl kıyısında kaldı. Bu süre içinde insanlara dersler verdi, onları iyileştirdi ve daha sonra şölende vergi görevlileriyle buluşmak üzere Matta'nın evine doğru yola koyuldu. Burada O'nu havra yöneticilerinden Yair adında biri karşıladı.SO 325.1

    Yahudi ihtiyar heyetinden olan bu adam büyük bir sıkıntı içinde İsa'nın ayaklarına kapandı ve şöyle haykırdı: “Küçük kızım can çekişiyor. Gelip ellerini onun üzerine koy da kurtulsun, yaşasın!”SO 325.2

    İsa bu Yahudi liderle birlikte evine gitmek için hemen yola çıktı. Öğrenciler O'nun insanlara merhamet ettiği birçok mucizesine tanık olmalarına rağmen, İsa'nın bu kibirli rabbinin isteğini hemen yerine getirmesine şaştılar; buna karşın onlar da Kurtarıcı ile birlikte gittiler. Halk da sabırsız ve beklenti içinde onları takip etti. Yahudi liderin evi çok uzakta değildi; fakat İsa ve yanındakiler yavaş adımlarla ilerliyorlardı: çünkü kalabalık onları takip ediyor ve her yönden yürümelerini zorlaştırıyorlardı. Telaşlanan baba çok geç kalınmasından korkuyordu; fakat İsa insanlara merhamet ettiği için acı çeken birinin acısını dindirmek ya da sıkıntısı olanın sıkıntısını gidermek için ara sıra duruyordu.SO 325.3

    Onlar hala yoldayken, havra başkanının evinden adamlar gelip, ona kızının öldüğünü ve bu yüzden Kurtarıcı'yı rahatsız etmesine gerek kalmadığını bildirdiler. İsa bu sözleri duyunca şöyle cevap verdi: “Korkma! Sadece iman et, o zaman kızın kurtulacak”SO 325.4

    Yair, Kurtarıcı'ya yaklaştı, birlikte hızlıca eve yöneldiler. Eve vardıklarında parayla kiralanan kadınların feryatları ve flütçülerin gürültüleriyle karşılaştılar. Kalabalık ve gürültü İsa'yı çok rahatsız etmişti. İsa onları şu sözlerle sakinleştirmeye çalıştı: “Neden gürültü yapıyorsu- nuz? Çocuk ölmedi, uyuyor.” Yabancı'nın bu sözleri onları öfkelendirdi. Çocuğu ölmek üzereyken görmüşlerdi. O'nunla alay etmeye ve gülmeye başladılar. İsa herkesin dışarı çıkmasını isteyerek, yanına sadece çocuğun annesini, babasını ve üç öğrencisi Petrus, Yakup ve Yuhanna'yı alarak çocuğun yatmakta olduğu odaya girdi.SO 325.5

    İsa çocuğun yattığı yatağa yaklaştı ve onun elini tutarak şöyle buyruk verdi: “Kızım, sana söylüyorum, kalk!”SO 326.1

    Çocuğun cansız bedeni aniden hareketlendi. Nabzı tekrar atmaya ve gülümsemeye başladı. Gözleri sanki uykudan yeni uyanmış gibi parıldıyordu. Çocuk, yanında duran gruba şaşırdı. Ayağa kalktığında annesi ve babası sevinç gözyaşlarıyla onu kucakladılar.SO 326.2

    İsa, Yahudi liderin evine giderken onun yaşamını çekilmez hale getiren on iki yıldır kanaması olan bir kadınla karşılaştı. Kadın tüm hekimlere başvurmuş ve iyileşmek için her türlü çabayı göstermişti; fakat yakalandığı bu hastalığın çaresiz olduğu kendisine söylendi. Buna karşın İsa'nın insanları iyileştirdiğini duyduğunda kaybolan umutları yeniden canlandı. Eğer O'nun yanına gidebilse iyileşeceğinden emindi. Güçsüz ve hasta haliyle O'nun insanlara ders verdiği kıyıya geldi ve kalabalığın arasından geçmeye çalıştı; fakat bu çabası sonuç vermedi. O'nu Matta'nın evinden itibaren tekrar takip etti; fakat O'na ulaşamadı. İsa kalabalığın arasına karışıp onun bulunduğu yere yaklaştığında umudunu kesmeye başlamıştı.SO 326.3

    Bu onun için altın bir fırsattı. Yüce Hekim'in yanında duruyordu; fakat kalabalığın arasında O'nunla konuşamıyordu. Hatta O'nun bir tek bakışını bile yakalayamıyordu. Tek iyileşme şansını kaybetmenin korkusu içindeydi. Yoluna devam ederken kendi kendine şöyle diyordu: “Giysilerine bile dokunsam kurtulacağım.” İsa kalabalıkla birlikte yürürken, kadın arkadan İsa'nın elbisesine dokundu; o an iyileştiğini hissetti. O tek dokunuş onun tüm yaşamını kutsamıştı. Tüm acıları dindi, zayıf ve güçsüz bedeni tekrar güçlendi ve kadın eski sağlığına kavuştu.SO 326.4

    Yüreği minnettarlık dolu olarak kalabalığın arasından uzaklaşmaya çalıştı; fakat İsa ve O'nunla birlikte yürüyen kalabalık aniden durdu. İsa çevresine bakındı ve herkesin duyabileceği bir şekilde, “Giysilerime kim dokundu?” diye sordu. İsa'nın yanındakiler bu soruya şaşırdılar. Bu kadar çok sayıda insanın birlikte yürüdüğü bu kalabalık grupta O'na kimin dokunduğunu bilmek zor olduğu için bu soru onları çok şaşırtmıştı.SO 326.5

    Petrus şöyle dedi: “Seni sıkıştıran kalabalığı görüyorsun! Nasıl oluyor da, 'Bana kim dokundu' diye soruyorsun?” İsa cevap verdi: “Biri bana dokundu; çünkü gücün benden çıktığını hissettim.” Kurtarıcı, imanlı bir dokunuş ile kalabalığın içerisindeki sıradan birinin dokunuşu arasındaki farkı ayırt edebiliyordu. Böylesine bir imana sahip olan kişiyi mutlaka tanımak istiyordu. Kadına sevinç getirecek ve teselli verecek olan sözler söyleyecekti. Bu sözler zamanın sonuna dek kendisinin yolundan gidenlere kutluluk getirecekti.SO 327.1

    İsa kadına doğru baktı ve kendisine kimin dokunduğunu bilmekte ısrar ediyordu. Kadın bunu gizlemenin faydasız olduğunu düşünerek, korku içinde ve titreyerek İsa'nın ayaklarına kapandı. Minnettarlık dolu gözyaşları ile daha önceleri hastalığı yüzünden çektiği sıkıntıları ve nasıl iyileştiğini anlattı. İsa ona şöyle dedi: “Kızım, imanın seni kurtardı. Esenlikle git. Istırabın son bulsun.” Kadının O'nun elbisesine tek bir dokunuşla iyileşmesiyle ilgili olarak yanlış bir inanca kapılmasına fırsat vermedi. Kadının iyileşmesinin gerçek sebebi sadece Kurtarıcı'nın elbisesine dışarıdan dokunması değil, O'nun ilahi gücüne duyduğu imandı.SO 327.2

    Tüm bu olaylar karşısında şaşıran halk yaşam veren bu gücün farkında değildi; fakat acı çeken kadın elini O'na uzattığında iyileşeceğine inanıyordu ve O'nun iyileştirici gücünü hissetti. Ruhsal olaylarda bu hep böyledir. Din hakkında sıradan bir konu gibi konuşmak, imandan yoksun olarak dua etmek hiçbir yarar sağlamaz. O'nu sadece dünyanın kurtarıcısı olarak kabul eden iman kişiye asla şifa getirmez. Kurtuluşa duyulan iman sadece gerçek bilgisini kabul etmekten ibaret değildir. İlahi bilginin tümünü bekleyen kişi imana sahip olmadan Allah'tan kutsama alamaz. İsa hakkındaki bilgilere inanmak yetmez; İsa'nın bizzat kendisine inanmalıyız. Bize yarar sağlayacak tek iman, O'nu kişisel bir Kurtarıcı olarak kabul eden imandır. Birçok kişi için iman bir düşünceden ibarettir. Kurtaran iman, Rab'bi kabul edenlerin Allah ile birlik kurması ile olur. Gerçek iman yaşamdır. Canlı bir imanla gücümüz artar ve bilinçli bir güven ile her türlü güce karşı koyacak ve yenecek gücü kendimizde bulabiliriz.SO 327.3

    İsa kadını iyileştirdikten sonra kadının, aldığı kutsamayı tanımasını arzuladı. Müjde'nin sunduğu lütuflar diğer insanlardan gizlen- memelidir. O'nun iyiliğini açıkça belirtmemiz için Rab bize şöyle seslenir: “Sizler benim tanıklarımsımz, diyor Rab. Ben Allah'ım.”1Yeşaya 43:12.SO 327.4

    O'nun sadakatini açıkça belirtmemiz İsa'yı dünyaya tanıtmamız için Allah'ın bize verdiği bir görevdir. Eski çağlar boyunca O'nun lütfunu bildiren kutsal insanlar gibi, biz de Kurtarıcı'nın bize sunduğu lütfü kabul etmeliyiz; fakat en etkili olan bizim kendi yaşadığımız olaylardır. İlahi gücün çalışmasında kendimizi gösterirken, Allah'a tanıklık ederiz. Herkesin diğer insanlardan ayrı bir yaşamı vardır ve herkes farklı olaylar yaşar. Allah bizim her birimizin övgüsünün kendisine ulaşmasını arzular. İsa'nın yaşamını örnek alarak O'nun değerli lütuflarını kabul ettiğimizde, canları kurtaran bir güç bizi sarar.SO 328.1

    Cüzamlı on kişi iyileşmek için İsa'nın yanma geldiğinde, İsa onlara gidip, kendilerini hahamlara göstermelerini buyurdu. Onlar daha yoldayken iyileştiler; fakat içlerinden sadece bir tek kişi İsa'yı yüceltmek için geri döndü. Diğerleri kendilerini iyileştiren Kişi'yi unutarak kendi yollarına gittiler. Günümüzde birçok kişi aynı şeyi yapmaktadır! Rab sürekli olarak insanlığa faydalı olmak için çalışmaktadır. Lütfunu bizlere her zaman sunmaktadır. Acı çekenlerin acılarını dindirir, insanları kendilerinin görmedikleri tehlikelerden korur. Onları felaketlerden kurtarmaları, “karanlıkta dolaşan ölümcül hastalıktan, ve öğle vakti yok eden kırgından” korumaları için gökyüzü meleklerini görevlendirir;2Mezmurlar 91:6.fakat onların kalpleri bundan etkilenmez. İsa onları kurtarmak için gökyüzünün tüm zenginliklerini verir. Buna karşın onlar, O'nun bu büyük sevgisine ilgi göstermezler. Nankörlükleriyle yüreklerini Allah'ın lütfuna kapatırlar. Onlar çöldeki çalılık gibidir ve iyinin ne zaman geldiğini bilmezler; ruhları çölün şiddetli sıcağında kavrulur, gider.SO 328.2

    Allah'ın bize sunduğu lütufları hafızamızda canlı tutmak bizim kendi yararımızadır. Böylece Allah lütuflarını bize daha bol bir şekilde sunar. Allah'tan bizzat kendimizin aldığı en küçük lütuf bile, bize, başkalarının imanı ya da yaşadıkları ile ilgili olarak okuduklarımızdan çok daha büyük bir cesaret verir. Allah'ın lütfuna cevap veren bir kişi, sulanan bir bahçe olacaktır; bedenen güçlenecektir; ve onun üzerinde Rab'bin görkemi açıkça fark edilecektir. Rab'bin sonsuz sevgisini ve bize sunduğu sayısız lütufları hatırlayalım!... İsrail halkı gibi tanıklık taşlarımızı kuralım ve üzerlerine Allah'ın bizler için gerçekleştirdiği harikulade işleri yazalım. Yolculuğumuz sırasında O'nun bize gösterdiği ilgiyi hatırladığımızda minnettarlık dolu gözyaşlarıyla şöyle haykıralım: “Ne karşılık verebilirim Rab'be, bana yaptığı bunca iyilik için? Kurtuluş sunusu olarak kadeh kaldırıp Rab'be sesleneceğim. Bütün halkının önünde Rab'be adaklarımı yerine getireceğim.”3Mezmurlar 116:12-14.SO 328.3

    Bu bölüm Matta 9:18-26; Markos 5:21-43 ve Luka 8:40-56'ya dayanmaktadır.SO 329.1

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents