Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Sevgi öğretmeni

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    18. “O, Büyümeli”

    Vaftizci Yahya'nın halkın üzerindeki etkisi, bir süre için halkın önderlerinin, hahamların ve prenslerinin etkisinden bile daha büyüktü. Yahya, kendisini Mesih olarak ilan etseydi ve Roma'ya karşı bir isyan başlatsaydı, hahamlar ve halk onun peşinden gelirlerdi. Şeytan, dünyevi hükümdarların hırslarına uygun olan her türlü öneriyle Vaftizci Yahya'yı kandırmaya çalıştı; fakat Yahya önündeki ilahi gücün kanıtı ile Şeytan'ın önerilerini kesinlikle reddetti. Kendisinin üzerinde yoğunlaşan dikkati öteki Kişi'ye yöneltti.SO 161.1

    Kendisine duyulan ilginin artık Kurtarıcı'ya yöneldiğini gördü. Çevresindeki kalabalık gruplar gün geçtikçe azalıyordu. İsa, Kudüs'ten Ürdün yakınındaki bölgeye geldiğinde, halk O'nu dinlemek için oraya akın etti. Öğrencilerinin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Birçok kişi vaftiz için geldi ve İsa kendisi vaftiz etmezken, bu görevin öğrenciler tarafından yerine getirilmesini uygun buldu. Böylece müjdecisinin görevini onayladı. Fakat Yahya'nın öğrencileri, gün geçtikçe artan ününden dolayı İsa'ya karşı kıskançlık duymaya ve her fırsatta O'nun yaptıklarını eleştirmeye başladılar. Vaftizin, kişiyi günahtan arındırmaya yarayıp yaramadığı hakkında Yahudiler ile tartışmaya başladılar. Onlar, İsa'nın vaftizinin aslında Yahya'nın vaftizinden farklı olduğunu savundular. Kısa bir süre sonra, ilk olarak vaftiz sırasında söylenmesi gereken sözlerin şekli ile; ve daha sonra da İsa'nın vaftiz etme hakkına sahip olup olmadığı ile ilgili olarak O'nun öğrencileriyle tartışmaya girdiler.SO 161.2

    Yahya'nın öğrencileri, O'na şu sözleri söyleyerek şikayette bulundular: “Rabbi... Ürdün ötesinde senin tanıklık ettiğin o Kişi halkı vaftiz ediyor ve herkes O'na geliyor.” Şeytan, bu sözler vasıtasıyla Yahya'yı kandırmaya çalıştı. Kendi görevi sona ermek üzereymiş gibi görünmesine rağmen, İsa'nın işini engellemesi O'nun için hala müm- kündü. Eğer O, sadece kendi çıkarını düşünseydi ve geri planda kaldığı için üzüldüğünü ve hayal kırıklığına uğradığını ifade etseydi, bu tartışmanın tohumlarını ekmiş ve O'na karşı kıskançlık içerisine düşmüş olurdu; ve böylece, Müjde'nin gelişmesine ciddi şekilde engel olurdu.SO 161.3

    Doğal olarak, Yahya'nın da, her insan gibi hataları ve zaafları vardı; fakat ilahi sevginin etkisi onu değiştirdi. O, bencillik ve ihtirasın bulunmadığı, kıskançlıktan uzak bir ortamda yaşadı. Öğrencilerin duyduğu sevgisizliğe katılmadı; fakat kendisinin Mesih ile olan bağını ne kadar açık bir şekilde anladığını ve kendisi için önceden yolunu hazırladığı Kişi'yi nasıl memnuniyetle kabul ettiğini gösterdi.SO 162.1

    Yahya şöyle dedi: “Gökyüzünden kendisine verilmedikçe insan hiçbir şeyi kendiliğinden alamaz. 'Ben Mesih değilim, ama O'nun öncüsüyüm' dediğime siz kendiniz tanık oldunuz. Gelin kimle evleniyorsa, güvey O'dur. Fakat güveyin ayakta durup dinleyen arkadaşı onun sesini duyunca çok sevinir.” Yahya, kendisini nişan sırasında aracılık eden arkadaş olarak temsil etti. Damat gelini aldığında, arkadaşın görevi tamamlandı. Birlikte olmalarına yardımcı olduğu kişi-lerin mutluluğu onu da sevindirdi. Bu yüzden, Yahya insanları İsa'ya yöneltmek için çağrılmıştı ve Kurtarıcı'nın görevinin başarısı, O'nun ortak sevinciydi. Yahya şöyle dedi: “Böylece sevincim doruğuna erdi. O'na yükselmek, bana ise geride kalmak düşer.”SO 162.2

    Yahya, kendisinden feragat ederek imanla Kurtarıcı'sına baktı. O insanları kendisine bağlamaya uğraşmadı, bilakis onların düşüncelerini Allah'ın Kuzu'sunda bulabilecekleri huzurla yükseklere, hep daha yükseklere yöneltmek istedi. Kendisi bizzat çölde yankılanan bir ses, bir haykırış olacaktı. Şimdi ise herkesin yaşamın ışığına bakabilmesi için sevinçle susmayı ve unutulmayı arzuluyordu.SO 162.3

    Allah ın elçileri olarak çağrıya sadık kalanlar, kendilerinin kişisel olarak onurlandırılmasın! beklemeyeceklerdir. Kendi benliklerine duydukları sevgi, İsa'ya duyulan sevgiye dönüşecektir. Müjde'nin o eşsiz değerini hiçbir düşmanlık bozamayacaktır. Vaftizcinin yaptığı gibi, şu gerçeği ilan etmenin kendilerinin görevi olduğunu kabul edeceklerdir: “İşte dünyanın günahlarını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”1Yuhanna 1:29.Onlar, İsa'yı yüceltecekler ve insanlık da İsa vasıtasıyla yüceltilecektir. “Çünkü yüksek ve yükselmiş, sonsuzlukta sakin ve ismi Kutsal olan şöyle der: 'Ben yüksek ve kutsal yerde otururum ve alçak gönüllülerin ruhunu, ezilmişlerin yüreğini diriltmek için ezilmiş ve alçakgönüllü olan Kişi ile birlikteyim.”2Yeşaya 57:15.SO 162.4

    Peygamberin ruhu kibirden arındı ve ilahi ışıkla doldu. Kurtarıcı'nın görkemine tanık olduğunda, İsa'nın Nikodim ile yaptığı görüşmede söylediği sözlerin neredeyse aynısını söyledi. Yahya şöyle dedi: “Yukarıdan gelen, herkesten üstündür. Dünyadan olan dünyaya aittir ve dünyadan söz eder. Gökten gelen ise, herkesten üstündür... Allah'ın gönderdiği kişi Allah'ın sözlerini söyler. Çünkü Allah, Ruh'u ölçüyle vermez” İsa şöyle söyledi: “Amacım kendi isteğimi değil, beni Gönderen'in isteğini yapmaktır.”3Yuhanna 5:30.O'na şöyle bildirildi: “Doğruluğu sevdin, kötülükten nefret ettin; bunun için Allah, seni sevinç yağıyla arkadaşlarından daha çok meshetti.”4İbraniler 1:9.Baba, O'na “sınırsız bir ruh” vermiştir. Bu, İsa'nın izinden yürüyenler için de böyledir. Gökyüzünün ışığını sadece kibrimizden vazgeçmeye istekli olduğumuzda alabiliriz. Tutsak olan tüm düşüncelerimizden kurtularak İsa'ya bağlı kalmadığımız sürece, Allah'ın karakterini anlayamayız; bu kötü düşünceler, İsa'ya iman etmemizi ve O'nu kabul etmemizi engeller. Kutsal Ruh, bunu yapan herkese sınırsızca verilir. “Çünkü tanrılığın tüm doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih'te doluluğa kavuştunuz.”5KoIoseliler 2:9-10.SO 163.1

    Yahya'nın öğrencileri, tüm halkın İsa'ya geldiğini bildirdiler. Fakat daha açık bir şekilde Yahya şöyle dedi: “Ama tanıklığını kimse kabul etmez.” Yani çok az insan İsa'yı günahkarların Kurtarıcı'sı olarak kabul etti. “Fakat O'nun tanıklığını kabul eden, Allah'ın gerçek olduğuna mühür basmıştır.”6Yuhanna 3:32-33.“Oğul'a inanan, sonsuz yaşama kavuşur.” İsa'nın ya da Yahya'nın vaftizi ile ilgili olarak tartışmak günahtan kurtulmada hiçbir fayda getirmemiştir. Ruha yaşam veren, İsa'nın lütfudur. Tıpkı diğer herhangi bir hizmet gibi, tek başına ele alındığında vaftiz de aslında değersiz bir şekildir. “Oğul'a inanmayan yaşam yüzü görmeyecektir.”SO 163.2

    Yahya'nın sevinçle karşıladığı, İsa'nın çalışmasının başarısı, Kudüs'teki Yahudi liderlere de bildirildi. Hahamlar ve Rabbiler halkın sinagogları bırakıp, çöle akın ettiğini gördüklerinde, Yahya'nın onların üzerindeki etkisini kıskandılar; fakat burada kalabalıkları kendisine çekecek daha büyük güce sahip olan bir Kişi vardı. İsrail'deki bu liderler, Yahya ile birlikte şu sözleri söylemek için istekli değildiler: “O, yükselmeli, ben geride kalmalıyım.” Halkı kendilerinden uzaklaştıran bu işe engel olmaya karar verdiler.SO 164.1

    İsa, Yahya'nın öğrencileriyle kendi öğrencileri arasında bir anlaşmazlık yaratmak için, onların her türlü çabayı göstereceklerini biliyordu. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük peygamberlerinden birini sürükleyip götürecek olan fırtınanın yaklaştığının farkındaydı. Tartışma ya da yanlış anlamaya sebep olabilecek her türlü olaydan kaçınarak işlerine ara verdi ve sessizce Celile'ye çekildi. Gerçeğe bağlı kalırken, biz de anlaşmazlık ve yanlış anlaşılmaya sebep olacak her türlü hareketten uzak durmalıyız. Yoksa ruhlar kaybolur. Bu tür anlaşmazlıklara ve bölünmelere sebep olacak şartlar bizim çevremizde de oluştuğunda, biz de İsa'nın ve Vaftizci Yahya'nın buradaki örneğini takip etmeliyiz.SO 164.2

    Yahya bir reformcu olarak liderlik etmek için çağrılmıştı. Bu yüzden O'nun öğrencileri, görevinin başarısının onun çalışmalarına bağlı olduğunu düşünerek ve onun, Allah'ın amacını gerçekleştirmek için aracılık eden bir kişi olduğu gerçeğine önem vermeyerek, yalnızca ona ilgi duyma tehlikesi içindeydiler. Fakat Yahya'nın çalışmaları imanlı topluluğunun temelini kurmak için tek başına yeterli değildi. O, görevini tamamladığında onun tanıklığının gerçekleştiremediği diğer görev yapılacaktı. Öğrencileri bunu anlamadı. İsa'nın, Yahya'nın görevini devralmak üzere geldiğini görmeleri, onların hoşnutsuzluğuna ve kıskançlık duymalarına neden oldu.SO 164.3

    Aynı tehlikeler, bugün hala varlığını sürdürmektedir. Allah, yerine getirmesi için kişiye bir görev verir; ve o kişi de bu görevi yerine getirmek için elinden geldiği kadar çaba harcadıktan sonra Rab, görevi devralmaları için başkalarını görevlendirir. Fakat Yahya'nın öğrencileri gibi, birçoğu işin başarısının, işe ilk başlayan kişiye bağlı olduğunu düşünürler. Onların dikkati, ilahi olan Kişi'nin yerine, kendi-lerinin üzerlerinde sabitleşir. Kıskançlık duymaya başlarlar ve Allah'ın işi zarar görür. Bu şekilde gereğinden fazla onurlandırılarak kendilerine çok fazla güven duyarlar ve hataya düşerler. Allah'a bağımlı olduklarının farkına varmazlar. İnsan rehberliğine güvenmeleri kendilerine öğretildiğinde, büyük bir hataya düşerler ve Allah'tan uzaklaşırlar.SO 164.4

    Allah'ın işi, insanın ne görüntüsünü ne de gizleyen izlerini taşımamalıdır. Rab, amacını en iyi şekilde gerçekleştirebilecek elçiler gönderecektir. Ne mutlu kibrini alçaltıp Vaftizci'yle birlikte şu sözleri söyleyenlere: “0 büyümeli, bense küçülmeliyim.”SO 165.1

    Bu bölüm Yuhanna 3:22-36'ya dayanmaktadır.SO 165.2

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents