Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Sevgi öğretmeni

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    77. Pilatus'un Mahkemesinde

    Roma valisi Pilatus'un konağında Mesih bir suçlu gibi elleri bağlı bir şekilde duruyordu. Etrafında askerler vardı ve bir çok kışı duruşmayı izlemek için salona akın etmekteydi. Girişin hemen dışında Yüksek Kurul'un yargıçları, hahamlar, din bilginleri, ihtiyarlar heyeti ve halktan oluşan kalabalık bir grup beklemekteydi.SO 713.1

    Yüksek Kurul heyeti İsa'yı mahkum ettikten sonra hükmün onaylanması ve infazı için vali Pilatus'un yanına gelmişti. Fakat bu Yahudi liderler dinsel kuralları bozmamak1Dinsel kuralları bozmamak: Grekçe'de “kirlenmemek.” Yahudi olmayanlarla bir araya gelen Yahudiler dinsel açıdan kirli sayılır ve Fısıh bayramını kutla- yamazlardı. Ç.N.ve Fısıh yemeğinden yiyebilmek için vali konağına girmek istemediler. Aslında yüreklerinin korkunç bir nefret seliyle kirlendiğini göremiyorlardı. İsa'nın gerçek Fısıh kuzusu olduğunu, onu reddettiklerinden dolayı da bu bayramın kendileri için aslında hiçbir önemi kalmadığının farkına varamadılar.SO 713.2

    Kurtarıcı yargı salonuna getirildiğinde Pilatus O'na düşmanca bakışlarla baktı. Romalı vali gece uykusundan uyandırılmış ve acele ile mahkemeye çağrılmıştı ve işini mümkün olduğunca çabuk yapmaya karar verdi. Kurtarıcı'ya karşı kötü davranmak için kendisini hazırlamıştı. Sabahın köründe çağrıldığından dolayı son derece öfkeliydi ve bu yüzden en sert tavrını takındı. Karşısındakinin, Yahudi liderlerin bir an önce yargılanmasını ve cezalandırılmasını görmek istedikleri bir Kişi olduğunu biliyordu.SO 713.3

    Pilatus önce İsa'yı tutuklayanlar daha sonra da İsa'ya doğru baktı. Daha önce de pek çok kez her çeşit suçluyla uğraşmak zorunda kalmıştı; fakat daha önce böylesine asil ve iyi bir karaktere sahip olduğu görünüşünden hemen belli olan bir kimse suçlu biri olarak ken- dişinin önüne asla getirilmemişti. Pilatus O'nun yüzünde hiçbir suç, korku, meydan okuma ya da karşı çıkma ifadesi göremedi. Karşısında suçlu bir kişi değil; bilakis son derece asil, ağır başlı kutsallığı yüzünden okunan bir Kişi vardı.SO 713.4

    İsa'nın görünüşü Pilatus'un üzerinde olumlu bir etki yarattı. Pilatus sakinleşmeye başladı. İsa'yı ve yaptığı işleri daha önceden de duymuştu. Karısı da ona, hastaları iyileştirmek ve ölüleri diriltmek için Celileli Peygamber tarafından yapılan mucizelerden söz etmişti. Tüm bunlar Pilatus'un gözlerinin önünde sanki unutulmuş bir rüya gibi canlandı. Bazı kaynaklardan duyduğu söylentileri hatırladı. Yahudiler'in, O'nu ne ile suçladıklarını bilmek istiyordu.SO 714.1

    “Bu adam kimdir ve O'nu niçin buraya getirdiniz? O'nu ne ile suçluyorsunuz?” diye sordu. Yahudiler şaşkınlık içindeydiler. İsa ile ilgili suçlamalarını kanıtlamayacaklarını bildikleri için kapsamlı bir sorgulama olmasını istemiyorlardı. Bu yüzden O'nun, Nasıralı İsa adında bir sahtekar olduğunu iddia ettiler.SO 714.2

    Pilatus tekrar “Bu adamı ne ile suçluyorsunuz?” diye sordu. Hahamlar bu soruya cevap vermediler; fakat öfke dolu bir şekilde “Bu adam kötülük eden biri olmasaydı, onu sana getirmezdik” dediler. Ulusun liderleri olan ve Yüksek Kurul'u oluşturan bu Yahudiler ölümü hak ettiğini iddia ettikleri bir adamı getirdiklerinde, O'nu ne ile suçladıklarını sormak gerekmez mi? Sahip oldukları önemli konumlarıyla Pilatus'u etkileyeceklerini ve başka hiçbir işlem yapmadan kendilerinin isteğini yerine getirmeye razı olacağını umdular. Verdikleri hükmün onaylanmasını sabırsızla bekliyorlardı; çünkü İsa'nın gerçekleştirdiği mucizelere tanık olan insanların, kendilerinin o an anlattıkları uydurmacalardan çok daha farklı şeyler anlatabileceklerini biliyorlardı.SO 714.3

    Yahudiler, zayıf bir karaktere sahip olan Pilatus ile kendi planlarını kolayca uygulayabileceklerini düşünüyorlardı. Bundan önce ölümü hak etmeyen bazı kişilerin ölüm cezasını onayladığını biliyorlardı. Suçlu olsa da olmasa da Pilatus bir mahkumun yaşamına değer vermiyordu. Hahamlar bu nedenle Pilatus'un hiç tereddüt etmeksizin İsa'ya hemen ölüm cezası vereceğini umuyorlardı. Büyük ulusal bayramları vesilesiyle bu fırsattan yararlanmak istediler.SO 714.4

    Fakat sanki bir şey Pilatus'u bu acele kararı uygulamaktan alıkoyuyordu. Pilatus buna cesaret edemedi. Hahamların maksadını da anlamıştı. Daha kısa bir süre önce İsa'nın, dört gündür ölü olan Lazar'ı dirilttiğini hatırladı ve hükmü onaylamadan önce İsa'yı ne ile suçladık- larını ve bu suçlamaların kanıtlanıp kanıtlanamayacağını bilmeye karar.SO 714.5

    “Kendi yargınız yeterli ise niçin O'nu bana getirdiniz. O'nu siz alın ve kendi yasanıza göre yargılayın” dedi.2Yuhanna 18:31.Hahamlar O'nun hakkında zaten hüküm verdiklerini fakat Pilatus'un vereceği kararın kendi hükümlerini daha da pekiştireceğini söylediler. Pilatus, Yahudiler'in nasıl bir ceza vermek istediklerini sordu. Bunun üzerine Yahudiler o um cezası verdiklerini, fakat ölüm cezasının kendi yasalarına aykırı olduğunu, bu yüzden bu sorumluluğu kendilerinin adına Pılatus'un üstlenmesini talep ettiler.SO 715.1

    Pilatus ne adil ne de vicdanlı bir yargıçtı. Kendi tutumuna rağmen bu talebi gerçekleştirmekten çekindi. İsa'ya karşı bir suçlama yapılıncaya dek O'nu mahkum etmeyi istemiyordu.SO 715.2

    Hahamlar zor durumdaydılar. İki yüzlülüklerini gizlemek zorunda olduklarını gördüler. Mesih'in dini bir sebepten dolayı tutuklanmış gibi görünmesine izin vermemeleri gerektiğini düşünüyorlardı. Böyle bir kanıt Romalılar tarafından tanınmayacaktı. İsa'yı Roma yasasına karşı geliyor gibi göstermeye çalışmalıydılar; o zaman İsa, sıyası bir suçlu olarak cezalandırılabilirdi. Yahudiler'in arasında Roma yönetimine karşı sürekli isyan ve ayaklanmalar çıkıyordu. Roma yönetimi bu isyanlara karşı çok sert davranıyor ve en ufak bir isyanı bile kesinlikle affetmiyordu.SO 715.3

    Bundan sadece birkaç gün önce Ferisiler, İsa'yı şu soru ile tuzağa düşürmeye çalışmışlardı: “Sezar'a vergi vermemiz yasaya uygun mudur?” Fakat Mesih onların ikiyüzlülüklerini açıkça ortaya çıkararak “Sezar'ın hakkını Sezar'a, Allah'ın hakkını Allah'a verin! demişti.”3Luka 20:22-25.Hahamlar bu vesile ile Mesih'i, öğretmesini umdukları şeyi öğre- tiyormuş gibi göstermeye çalışmayı düşündüler. Son çare olarak kendilerine yardımcı olmaları için yalancı tanıklar getirdiler. Yalancı tanıklar O'nun halkı saptırdığını ve kendisinin bizzat kral olduğunu söyleyerek Sezar'a vergi verilmesine karşı çıktığını iddia ettiler. Bu üç suçlama da asılsızdı. Hahamlar bunu biliyordu; fakat amaçlarına ulaşmak için yalan yere tanıklık ediyorlardı.SO 715.4

    Pilatus onların maksadını anlamıştı. İsa'nın Roma yönetimine karşı komplo kurduğuna inanmıyordu. O'nun ağırbaşlı ve mütevazı görünümü bu suçlamayla kesinlikle uyuşmuyordu. Pilatus Yahudi liderlerin, kendilerine engel olarak gördükleri masum bir kişiyi yok etmek için komplo kurduklarını anlamıştı. İsa'ya doğru dönerek “Sen Yahudiler'in kralı mısın?” diye sordu. İsa, ona “Söylediğin gibidir”4Markos 15:2.diye karşılık verdi ve konuşurken yüzü, üzerinde ilahi bir ışık parıl- dıyormuş gibi aydınlandı.SO 715.5

    İsa'nın cevabını duyduklarında Kayafa ve diğer Yahudiler İsa'nın, kendisine yöneltilen suçlamayı kabul ettiğine tanıklık etmesi için Pilatus'u çağırdılar. Hahamlar, din bilginleri ve yöneticiler O'na ölüm cezası verilmesi için hep bir ağızdan bağırıştılar. Bundan etkilenen halk da onlara katıldığından kulakları sağır edecek derecede bir gürültü oldu. Pilatus şaşkınlık içindeydi. İsa'nın, kendisini suçlayanlara hiçbir cevap vermediğini görerek “Hiç cevap vermeyecek misin? Bak seni ne kadar çok şeyle suçluyorlar!” dedi. Fakat İsa yine de hiçbir cevap vermedi.5Markos 15:4.SO 716.1

    Pilatus'un gerisinde duran ve salondaki her şeye tanık olan Mesih, hakkındaki suçlamaları duydu; fakat tüm bu suçlamalara cevap olarak hiçbir söz söylemedi. O'nun suçsuz olduğu tüm tavrından anla-şılıyordu. Etrafında yaşanan bunca şiddet dalgasına rağmen yerinden hiç kımıldamadı. Sanki çevresinde okyanusun sert dalgaları dolaşıyor, fakat O'na dokunmuyor gibiydi. İsa sessizliğini korudu; fakat sessiz kalmasının bir anlamı vardı. Bu sessizlik O'nun içinden insanların dışına taşan bir ışık gibiydi.SO 716.2

    Pilatus İsa'nın bu davranışına çok şaşırmıştı. Bu adam canını kurtarmak için bu sözlere aldırış etmiyor mu? diye kendisine sordu. Kendisine yapılan hakaretlere ve eziyetlere karşılık vermeden katlanan İsa'ya doğru baktığında, O'nun hilekar komplocu hahamlar gibi kötü biri olamayacağını düşündü. Kalabalığın gürültüsünden kurtulmayı ve gerçeği duymayı umarak O'nu bir kenara çekti ve “Sen Yahudiler'in kralı mısın?” diye bir kez daha sordu.SO 716.3

    İsa bu soruya direkt olarak cevap vermedi. Kutsal Ruh'un Pilatus'un içinde çalıştığını biliyordu. İsa Pilatus'a kendi düşüncesini kabul etme fırsatı verdi: “Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa benim hakkımda başkaları mı sana dedi.”6Yuhanna 18:34.Bir diğer deyişle bu haham- ların ileri sürdüğü bir suçlama mıydı, yoksa Pilatus'un daha fazla aydınlanmak için kendiliğinden sorduğu bir soru muydu? Romalı vali İsa'nın sorusunun ne demek istediğini anladı; fakat yüreği kibirle doluydu. Bu düşünceyi kabullenmek istemiyordu. “Ben Yahudi miyim? Seni bana kendi ulusun ve başkâhinlerin teslim etti. Ne yaptın?”7Yuhanna 18:35.dedi.SO 716.4

    Pilatus burada Allah'ın kendisine verdiği çok değerli bir fırsatı kaçırmıştı. Buna karşın İsa, Pilatus'un sorusuna direkt olarak cevap vermezken, kendisinin ilahi hizmetini açıkça bildirdi. Pilatus'a kendisinin dünyevi bir krallık kurmaya çalışmadığını anlaması için fırsat verdi.SO 717.1

    İsa “Benim krallığım bu dünyadan değildir. Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım Yahudiler'e teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir” diye karşılık verdi. Pilatus “Demek sen bir kralsın öyle mi?” dedi. İsa: “Söylediğin gibi ben kralım. Ben gerçeğe tanıklık etmek için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi duyar” diye karşılık verdi.8Yuhanna 18:36-37.SO 717.2

    Mesih, kendi sözünün onu kabul etmeye hazır olanlara Allah ın sırlarını açacak bir anahtar olduğunu doğruladı. O'nun sözü buyruk veren bir güce sahipti ve bu O'nun gerçek krallığının yayılmasının sırrıydı. İsa Pilatus'un sadece ilahi gerçeği kabul ederek ve onu koruyarak harap olmuş yüreğini tekrar onarabileceğini anlamasını istiyordu.SO 717.3

    Pilatus gerçeği bilmek istiyordu. İçinde bir huzursuzluk duyuyordu ve İsa'nın sözlerine sarıldı. Kurtarıcı'nın sözlerini dinlerken kalbi, gerçeğin ne olduğunu ve ona nasıl ulaşabileceğini bilme özlemi içindeydi. “Gerçek nedir?” diye sordu. Fakat onun bu soruya cevap vermesini beklemedi. Dışarıdaki kalabalığın gürültüsü onların niçin burada toplandıklarını Pilatus'a hatırlattı. Çünkü hahamlar yargılamanın sona ermesini sabırsızlıkla bekliyorlardı. Yahudiler in yanına çıktı ve onlara: “Ben O'nda hiçbir suç görmüyorum” dedi.9Yuhanna 18:38.SO 717.4

    Putperest bir yargıcın bu sözleri, Kurtarıcı'yı suçlayan İsrail in liderlerinin yalancı tanıklığına ve sahtekarlığına karşı anlamlı bir sitemdi. Hahamlar ve ihtiyarlar, Pilatus'un bu sözlerini duyduktan sonra hayal kırıklığına uğradılar ve büyük bir öfkeye kapıldılar. Uzun zamandır planlar tezgahlamışlar ve böyle bir fırsatı beklemişlerdi! İsa'nın serbest bırakılacağı düşüncesi onları çılgına çevirdi. Pilatus'u yüksek sesle kınadılar ve onu Roma yönetimine şikayet etmekle tehdit ettiler. Pilatus'u, Sezar'a karşı olduğunu iddia ettikleri İsa'yı mahkum etmemekle suçladılar.SO 717.5

    Kızgın bağırışlarla İsa'nın kışkırtıcı etkisinin tüm ülkede bilindiğini bildirdiler. Hahamlar: “Yahudiye'nin her tarafında öğretisini yayarak halkı kışkırtıyor. Celile'den başlayıp ta buraya kadar seldi” dediler.10Luka 23:5.SO 718.1

    Pilatus o ana kadar İsa'yı mahkum etmeyi düşünmüyordu. Yahudiler'in, O'ndan nefret ettikleri için ve önyargılı olmalarından dolayı O'nu suçladıklarını biliyordu. Bu durumda ne yapması gerektiğinin de farkındaydı. Adil bir yargılama olsaydı, İsa'nın derhal serbest bırakılması gerekecekti; fakat Pilatus halkın kötü niyetinden korktu. Eğer İsa'yı onların ellerine teslim etmeyi reddederse, bir kargaşa çıkabilirdi. Bu yüzden tedirgindi ve böyle bir durumla karşılaşmak istemiyordu. İsa'nın Celileli olduğunu duyduğunda O'nu Hirodes'in yanma göndermeye karar verdi. Celile Hirodes'in yönetimindeydi ve Hirodes de o sırada Kudüs'te bulunuyordu. Bu yüzden Pilatus yargılamanın sorumluluğunu kendi üzerinden Hirodes'in üzerine atmayı düşündü. Hirodes ile arası iyi olmadığından dolayı bunun, onunla barışmak için iyi bir vesile olacağını düşündü. Bu, gerçekten de böyle oldu. Daha önceleri birbirlerine düşman olan Hirodes ve Pilatus Kurtarıcı'yı yargılamak için barışıp dost oldular.SO 718.2

    Pilatus İsa'yı tekrar askerlere teslim etti. İsa, kalabalığın bağrışmalarının ve hakaretlerinin arasında hemen yargılanmak için Hirodes'in yanına götürüldü. “Hirodes İsa'yı görünce çok sevindi. Kurtarıcı'yı daha önce bizzat hiç görmediği, onunla ilgili haberleri uzun zamandır duyduğu için O'nu görmek istiyor ve gerçekleştireceği bir mucizeye tanık olmak istiyordu.”11Luka 23:8.Hirodes aynı zamanda Vaftizci Yahya'yı öldürtmüştü. Hirodes İsa ile ilgili haberleri ilk duyduğunda “bu Vaftizci Yahya'dır. Başını kestirdiğim Yahya dirilmiştir. Olağanüstü güçlerin O'nda etkin olmasının nedeni de budur.” dedi.12Matta 14:2; Markos 6:16.Hirodes yine de İsa'yı görmek istiyordu. Şimdi bu peygamberin hayatını kurtarma fırsatına sahipti ve kendisine bir tepsi üzerinde getirilen kesik başın o korkunç anısını hafızasından sonsuza dek silmeyi umuyordu. Aynı zamanda Hirodes merakını gidermek istiyordu ve eğer serbest bırakılma fırsatı verilirse Mesih'in, kendisinden istenecek bir şeyi yerine getireceğini düşünüyordu.SO 718.3

    İsa, hahamların ve ihtiyarların da aralarında bulunduğu kalabalık bir grup tarafından Hirodes'in yanına götürüldü ve Kurtarıcı saraydan içeri girdiğinde bu liderlerin hepsi de O'nu hiddetli bir şekilde suçlamaya başladılar. Fakat Hirodes onların suçlamalarını dikkate almadı. İsa'yı sorguya çekmek için herkesin sessiz olmasını buyurdu. Isa'nın bağlı olduğu zincirlerin çözülmesini buyurdu. Aynı zamanda O'na karşı sert davranan düşmanlarını azarladı. Kurtarıcı'nın yüzüne baktığında O'nun bilgeliğini ve saflığını açıkça gördü. Tıpkı Pilatus gibi Hirodes de Mesih'in Yahudiler'in kötülükleri ve kıskançlıkları yüzünden suçlandığını anlamıştı.SO 719.1

    Hirodes İsa'ya pek çok soru yöneltti. Fakat Kurtarıcı sessiz kalmaya devam etti. Kralın buyruğu ile içeriye yaşlı ve sakat kişiler getirildi ve bir mucize gerçekleştirerek Mesih'in iddialarını kanıtlaması istendi. Hirodes “Herkes senin hastalan iyileştirdiğini söylüyor. Senin bu yaygın ününün gerçek olup olmadığını görmek istiyorum dedi. İsa hiçbir cevap vermedi. Hirodes “eğer başkaları için mucizeler yapabili- yorsan, kendi iyiliğin için şimdi yap! Bu senin kendi yararına olacaktır. Böyle bir güce sahip olup olmadığını bize göster” dedi. İsa yine onun sözlerine aldırış etmedi. Tanrı'nın Oğlu insan özdeşliğini almıştı. Benzer bir durumda bir insanın yapması gerekeni yapmalıydı. Bu yüzden başka bir insan kendisi ile aynı durumda olduğunda katlanması gereken acı ve hakaretlerden kendisini kurtarmak için mucize yapmak istemiyordu.SO 719.2

    Hirodes kendisinin önünde bazı mucizeler gerçekleştirdiği takdirde Mesih'i serbest bırakacağını vaad etti. İsa'yı suçlayanlar O'nun ilahi gücüyle gerçekleştirdiği mucizeleri kendi gözleriyle görmüşlerdi. Bir buyruğu ile ölüleri dirilttiğine tanık olmuşlardı. Dirilen ölülerin O'nun sözüne nasıl uyduklarını görmüşlerdi. Şimdi yine bir mucize yapmasından endişe ediyorlardı. Onların en çok endişelendiği şey Mesih'in ilahi gücünü göstermesiydi. Böyle bir gösteri onların planlarını tamamen bozar ve belki de bu, onların yaşamlarına mal olurdu. Bu korkuyla hahamlar ve din bilginleri tekrar onu yeniden suçlamaya başladılar. Yüksek sesle O'nun bir hilekar ve küfürbaz olduğunu, cinlerin başkanı Beelzebub tarafından kendisine verilen güç ile mucizelerini gerçekleştirdiğini iddia ettiler. Salonda tam bir karmaşa yaşanıyor, bağrışmalar birbirine karışıyordu.SO 719.3

    Hirodes'in vicdanı şimdi Hirodiya'nın Vaftizci Yahya'nın başının kesilmesini istediğinde korku içinde titrediği andaki kadar hassas değildi. Yaptığı bu kötü davranıştan dolayı bir süre pişmanlık duymuştu. Fakat ahlaksızlıkla dolu yaşamı onun insani duygularını öylesine köreltmişti ki şimdi, kendisini kınadığından dolayı Yahya'yı öldürttüğü için övünebilirdi bile! O'nu mahkum etme ya da serbest bırakma yetkisine sahip olduğunu belirterek İsa'yı defalarca kez tehdit etti. Fakat İsa onun sözlerini dikkate almadı.SO 720.1

    İsa'nın sessiz kalması Hirodes'i öfkelendirdi. Çünkü yetkisi açıkça yok sayılıyor gibi görünüyordu. Yüksek bir şahsiyete ve güce sahip bir kral olmasına rağmen kendisine açıkça yapılacak bir karşılık bile onu böylece sessiz kalarak yapılan davranıştan daha az etkilerdi. Öfkeye kapılarak, sessiz ve sakin bir şekilde duran İsa'yı tekrar tehdit etti. Fakat İsa yine sakinliğini korumaya devam etti.SO 720.2

    Mesih'in yeryüzündeki hizmeti insanların boş ve gereksiz meraklarını gidermek değildi. O, yüreği kırık olanların yaralarını sarmak için gelmişti. Günah yüzünden yaralananların yaralarını iyileştirmek için bir söz söylemesi gerekseydi, asla sessiz kalmazdı. Fakat O'nun gerçeği kutsal olmayan ayaklarıyla çiğneyenlere söyleyecek bir sözü yoktu.SO 720.3

    Mesih, taş yürekli kralın kalbine işleyecek sözler söyleyebilirdi. Hirodes'in yaşamı boyunca yaptığı kötülükleri ve kendisi için yaklaşan korkunç yargıyı açıkça ortaya çıkararak korkudan titremesini sağlayabilirdi. Fakat Mesih'in sessizliği Hirodes'e bu durumda yapılabilecek en sert sitemdi. Hirodes, kendisine en büyük peygamber tarafından bildirilen gerçeği reddetmişti ve artık başka hiçbir mesaj da alamayacaktı. Gökyüzünün Hakimi'nin ona söyleyecek tek bir sözü bile yoktu. Kendisine düşman olan insanların en ağır hakaretlerini dinleyen ve sabırla katlanan Mesih, Hirodes'in taleplerini dinlemedi. Tövbe eden günahkara sonsuz sevgisi ve merhameti ile bakan Mesih, Hirodes'ten yana hiç bakmadı. En etkileyici gerçekleri iletip, en günahkar ve en kötü insanlarla bile nazik bir şekilde dua eden Mesih'in dudakları, kendisinin Kurtarıcı'ya ihtiyacı olmadığını düşünen gururlu krala tek bir söz bile söylemedi.SO 720.4

    Hirodes'in yüzü öfkeden mosmor olmuştu. Kalabalığa doğru dönerek öfkeli bir şekilde İsa'yı bir sahtekar olmakla suçladı. Daha sonra eğer iddiasını kanıtlamazsa, O'nu askerlere ve halka teslim edeceğini, onların kendisini konuşturacağını, eğer bir sahtekar ise onlar tarafından öldürüleceğini ve Tanrı'nın Oğlu olduğunu iddia ettiğine göre kendisini kurtarmak için bir mucize yapmasını söyledi.SO 721.1

    Hirodes bu sözleri söyler söylemez hep birlikte İsa'nın üzerine yürüdüler. Tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi avlarının üzerine atlamış'lardı. İsa'yı yaka paça sürükleyerek götüren ve O'na hakaretler eden kalabamın araşma Hirodes de katıldı. Eğer Romalı askerler müdahale etmesiydi ve çılgına dönmüş olan kalabalığı durdurmasaydı, Kurtarıcıyı paramparça edeceklerdi.SO 721.2

    “Hirodes de askerleriyle birlikte O'nu aşağılayıp alay etti O'na gösterişli kaftan giydirip Pilatus'a geri gönderdi.”Luka 23:4. Romalı askerler e O'nunla alay ettiler. Bu kötü ve yoldan çıkmış askerler, Hirodes, Yahudi liderler ve onların kışkırttığı halk hep birlikte İsa'nın üzerine yürüdüler. Fakat ilahi sabrı O'nu asla terk etmedi.SO 721.3

    İsa'ya zulmedenler O'nun varlığını kendi karakterleriyle ölçmeye çalıştılar; O'nu tıpkı kendileri gibi alçak ve kotu olarak düşündüler. Fakat bu kötü manzaraya rağmen birçokları bir gün onu tüm görkemi ile görecekleri an. gördüler. İsa'nın varlığının önünde, titremeye başlayan baz. kimseler vardı. İsa ile alay eden kaba ve gurultulu kalabalığa katılmak için gelenlerden bazıları ger. döndüler. Onların üzerine birden derin bir korku ve sessizlik çöktü. Hirodes'in bile günahı gözlerinin önüne geldi. Onun günahtan taşlaşmış yüreğinin üzerinde lütuf ışığının son parıltılar, duruyordu. Hirodes, İsa'nın sıradan bir kişi olmadığını hissediyordu. Çünkü ilahi ışık onun insanlığını aydınlatmıştı. Bu sırada kalabalık İsa'nın çevresini sardı. İsa ile alay eden bu kala lığın arasında zina yapanlardan katillere kadar pek kotu kimse vardı. Hirodes bir an için sanki tahtında duran Allah'ı gördüğünü zannetti.SO 721.4

    Taş kalpli olmasına rağmen İsa'nın mahkumiyetim onaylamaya cesaret edemedi. Kendisini bu korkunç sorumluluktan kurtarmayı istiyordu ve İsa'yı yeniden Roma mahkemesine geri gönderdi.SO 721.5

    Pilatus hayal kırıklığına uğramış ve huzursuz olmuştu. Yahudiler tutukluları ile birlikte geri döndüğünde sabırsızlıkla onlara ne yapa-caklarını sordu. Kendisinin İsa'yı sorguladığını ve O'nda hiçbir suç bulamadığını onlara hatırlattı; O'nu suçladıklarını, fakat bu suçlamaların hiçbirini de kanıtlayamadıklarını söyledi. Pilatus İsa'yı Hirodes'e, Celile'nin dördüncü büyük kralına -kendi ulusundan birisine- göndermişti. Fakat Hirodes de İsa'nın ölüm cezasını gerektiren hiçbir suç işlemediğini gördü. Bu nedenle “Ben O'nu dövdürüp salıvereceğim” dedi.14Luka 23:17.SO 721.6

    Pilatus, böylece ne kadar zayıf bir karaktere sahip olduğunu gösterdi. İsa'nın suçsuz olduğunu bildirmişti; fakat sadece O'nu suçlayanları hoşnut etmek için O'nun kamçılanmasını istiyordu. Yahudiler'le işbirliği yapmak uğruna adaletten ve prensiplerinden vazgeçiyordu. Fakat bu şekilde davranmakla aslında kendisini alçaltmaktaydı. Yahudiler onun bu kararsızlığından dolayı İsa'ya ölüm cezası verilmesi için Pilatus'a baskı yapıyorlardı. Pilatus, başlangıçta kararlı davranarak, suçsuz bulduğu bir kişiyi mahkum etmeyi reddetmiş olsaydı, kendisini yaşamı boyunca suçluluk ve vicdan azabına bağlayacak olan zinciri de kırmış olacaktı. Başlangıçta kendi düşüncelerini uygulasaydı, Yahudiler ona bu kadar baskı yapamazlardı. Bu durumda İsa'nın yaşamına son verilse bile, bunun suçu ve sorumluluğu Pilatus'un üzerine kalmazdı; fakat Pilatus vicdanının sesini duymazdan gelerek Yahudiler'le işbirliği yaptı. Eşitlik ve adaletle yargılamaktan çekindiği için bu kez hahamların ve yöneticilerin ellerinde çaresiz bir duruma düştü. Tereddüt ve kararsızlığı onun mahvoluşunun başlangıcı oldu.SO 722.1

    Yine de Pilatus tamamen çaresiz bırakılmamıştı. Allah tarafından gönderilen bir elçi gerçekleştireceği iş için onu uyarmıştı. İsa'nın duasına cevap olarak Pilatus'un karısı, kutsal bir melek aracılığıyla gördüğü rüyasında kendisinin Kurtarıcı ile konuştuğunu gördü. Pilatus'un karısı Yahudi değildi; fakat İsa'yı rüyasında gördüğünde O'nun varlığından veya gönderilişinden asla şüphe etmemişti. O'nun, Allah'ın meshedilmişi olduğunu anlamıştı. O'nu yargı salonunda tıpkı bir katil gibi elleri bağlı bir şekilde gördü. Hirodes'in ve askerlerinin bu kor-kunç işi yaptıklarını gördü. Yahudiler'in “Bizim bir yasamız var. O yasaya göre O'nun ölmesi gerekir” dediğini duydu.15Yuhanna 19:7.Hirodes'in “Ben O'nda hiçbir suç görmüyorum” demesine rağmen O'nu kamçılanmak üzere teslim ettiğini gördü. Pilatus tarafından bildirilen ölüm hükmünü duydu ve onun İsa'yı Yahudiler'in ellerine teslim ettiğini, Golgota'da çarmıhın yükseltildiğini ve yeryüzüne koyu bir karanlığın çöktüğünü gördü. Kurtarıcı'nın söylediği şu gizemli çığlığı duydu. “Tamamlandı!” Fakat onun gördüğü başka bir manzara daha vardı. Hirodes'in karısı, dünya uzay boşluğunda bir oraya bir buraya savru- lurken İsa'yı ölüme gönderenler onun ilahı görkeminden kaçarlarken Kurtarıcı'yı büyük ve beyaz bir bulutun üzerinde gelirken gördü. Korkuyla haykırarak uyandı ve Pilatus'u uyarmak için ona bir mektup yazdı. Pilatus tereddüt içinde ne yapacağını bilemezken, kalabalığın arasından bir haberci geldi ve ona karısının gönderdiği şu mektubu iletti: “O doğru adama dokunma! Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim.”16Matta 27:19.SO 722.2

    Pilatus'un birden bire yüzü solmuştu. Kendi duyguları ile çatışma halindeydi. Fakat karar vermekte gecikince, bu kez hahamlar ve yöneticiler halkı daha da çok kışkırtıyorlardı. Pilatus artık bir karar vermeye zorlandı. O anda İsa'nın serbest bırakılmasını sağlayacak bir geleneği hatırladı. Bu geleneğe göre Fısıh bayramında halkın seçtiği bir mahkum serbest bırakılıyordu. Bu gelenek putperest kökenliydi; ve bunun adaletle hiçbir ilgisi yoktu. Fakat yine de Yahudiler bu geleneğe büyük bir saygı gösteriyorlardı. O sıralarda Romanın tutsak ettiği Barabas adında ölüm cezası almış bir mahkum vardı. Bu adam kendisinin dünyayı düzeltmek için her şeyi yeni ve farklı bir düzen içinde tekrar kurma yetkisine sahip olduğunu iddia ediyordu. Şeytan tarafından kandırılarak zorla elde ettiği ve çaldığı her şeyin kendisinin olduğunu iddia ediyordu. Halkın arasında kendisini destekleyen pek çok kişi vardı ve Roma yönetimine karşı halkı kışkırtmıştı. Barabas dini ilgiyi suistimal eden, isyan ve zalimlikten zevk duyan aşağılık bir haindi Pilatus bu adam ile suçsuz Kurtarıcı arasında bir seçim yapmalarını isteyerek onların adalet duygularım harekete geçirmek istiyordu. Hahamların ve yöneticilerin isyanına karşın halkın Isa'ya acımasını sağlamak istiyordu. Kalabalığa dönerek ciddi bir şekilde “Sızın için ikisinden hangisini salıvereyim istersiniz? Barabas'ı mı, Mesih demlen İsa'yı mı?” diye sordu.SO 723.1

    Kalabalık tıpkı vahşi hayvanlar gibi gürleyerek Bize Barabas'ı ver!” dedi. Bağrışmalar gittikçe artıyordu: “Barabas! Barabas!” Pilatus sorduğu soruyu kalabalığın anlamadığını düşünerek tekrar “Sızın için Yahudiler'in kralını salıvermemi ister misiniz?” dedi.17Markos 15:9.Fakat onlar hep bir ağızdan “Yok et bu adamı, bize Barabas'ı ver” diye bağırdılar.18Luka 23:18.Pilatus “Öyleyse Mesih denilen İsa'yı ne yapayım?” diye sordu. Kalabalık sanki şeytan tarafından yönlendirilmiş gibi “O'nu çarmıha ger!” diye bağırdılar.19Markos 15:13.Öfkeli kalabalık tıpkı insan kılığına girmiş cinler gibi gürlüyordu. Gerçekten de onlar insan bedenindeki cinlerdi ve onlardan şu sözleri söylemelerinin dışında ne beklenebilirdi ki!: “O'nu çarmıha ger!”SO 723.2

    Pilatus şok olmuştu. Olayın bu noktaya geleceğini ve suçsuz bir kimse yerine azılı bir katili serbest bırakmasının gerekeceğini asla düşünmemişti. Kalabalığın gürültüsü dindikten sonra Pilatus halka dönerek “Bu adam ne kötülük yaptı ki?” diye sordu.20Luka 23:22.Olayın bu aşamasında artık onlar için sözlerin bir önemi kalmamıştı ve İsa'nın suçsuz olduğunun kanıtlanmasını değil; O'nun ölmesini istiyorlardı.SO 724.1

    Pilatus hala O'nu kurtarmaya çalıştı. “Üçüncü kez onlara: 'bu a- dam ne kötülük yaptı ki?' diye sordu. Ben O'nda ölüm cezasını gerektirecek hiçbir şey bulamadım. Bu nedenle O'nu dövdürüp salıvereceğim” dedi.21Luka 23:22.O'nun serbest bırakılacağı düşüncesi kalabalığı çılgına çevirdi. Pilatus'un karasızlığının neden olduğu kargaşa gittikçe büyüdü.SO 724.2

    İsa, yorgun, bitkin durumda ve bedeni yaralar içindeyken alındı ve halkın gözleri önünde yaka paça götürüldü. “Askerler O'nu Pretoryum denilen vali konağına götürüp tüm taburu topladılar. O'na mor renkte bir giysi giydirdiler ve dikenlerden bir taç örüp başına geçirdiler, 'selam ey Yahudiler'in kralı!' diyerek onu selamlamaya başladılar... üzerine tükürüyor ve diz çöküp önünde yere kapanıyorlardı.”22Markos 15:16-19.Askerlerden bazıları İsa'nın eline tutuşturdukları kamışı alıyor ve bununla O'nun başına geçirilen dikenli taca vuruyor, böylece tacın dikenleri başına batıyor ve akan kan yüzünü ve sakalını kan içinde bırakıyordu.SO 724.3

    Şaşın, gökyüzü ve yeryüzü! Zulmedene ve edilene bakın! Çılgına dönmüş bir kalabalık Kurtarıcı'nın çevresini sardı! O'na hakaretler yağdırdılar ve O'nunla alay ettiler. Kutsal olmayan insanların oluşturduğu bu kalabalık O'nun mütevazı doğumunu ve yaşamını eleştirdi. Tanrı'nın Oğlu yetkisini alaya aldılar, O'na son derece kaba davrandılar ve küçük düşürdüler.SO 724.4

    Şeytan zalim kalabalığı İsa'ya zulmetmeleri için bizzat kendisi teşvik etmişti. Eğer mümkün olsa Kurtarıcı'nın karşılık vermesin, ya da kenesini kurtarmak için bir mucize gerçekleştirerek Kurtuluş Planı'nı bozmasını amaçlıyordu. O'nun insanı yaşamında yapacağı tek bir hata, bu zor teste dayanırken yapacağı tek bir leke Allah'ın Kuzusu'nın kusursuz bir sunu olmasını engeller ve tüm insanlığın kurtarılışını mahvederdi. Fakat O, bir tek buyruğu ile gökyüzünün tüm ordularını kendisinin yardımına çağırabilecek ve ilahi görkemim gözler önüne sererek kalabalığın korku ve panik içinde kendisinden kaçmasını sağlayabilecek olan Kişi, insanların zulmüne hakaretlerine karşı sonsuz bir sabır örneği gösterdi.SO 725.1

    İsa'nın düşmanlan ilahiliğini kanıtlaması için O'ndan bir mucize gerçekleştirmesini istediler. Aslında şimdi talep ettik erinden çok daha büyük kanıtlara sahiptiler. İsa'ya zulmedenlerin, zalimliklerinde dolayı insanlıktan uzaklaşıp Şeytan'la özdeşleştikler, gibi, alçakönüllülüğü ve sonsuz sabrı İsa'yı insanlığın üzerinde yüceltti ve O'nun Allah'a yakın bir Kişi olduğunu kanıtladı. Hor görülmesi, O'nun yüceltilmesinin kanıtıydı. O'nun şakaklarından yüzüne ve sakalına akan acı dolu kan damlaları, bizim Yüce Başkâhinimiz olarak “övünç yağıyla meshedildiğinin”23İbraniler 1:9.kanıtıdır.SO 725.2

    İsa'nın, kendisine yapılan bunca hakaret ve zulme karşılık vermemesi Şeytan'ı daha da öfkelendirmişti. İsa, insan özdeşliğim almış olmasına rağmen ilahi bir sabıra ve dayanma gücüne sahipti ve Baha'sının isteğinden hiçbir şekilde uzaklaşmadı.SO 725.3

    Pilatus İsa'yı tutuklanması ve alay edilmesi için onların ellerine teslim ettiğinde kalabalığın acıma duygusunu uyandıracağını düşünmüştü. Kalabalığın O'na verdikleri bunca acının yeterli olacağına dair karar vereceğini sanmıştı. Hahamların nefretinin bile böylece son bulacağını umut etmişti. Fakat Yahudiler suçsuz bulunan birinin nelere yol açabileceğini çok iyi biliyorlardı. Onlar Pılatus'un İsa'nın yaşa-mını kurtarmak için ne kadar çaba sarf ettiğini gördüler ve İsa'nın serbest bırakılmasını engellemeye kesin olarak karar verdiler. Kendıle rine iyilik olsun diye ve yatıştırmak için Pilatus'un İsa'yı kendilerine teslim ettiğini ve eğer büyük bir baskıyla çaba gösterirlerse sonunda amaçlarına ulaşacaklarını düşündüler.SO 725.4

    Pilatus bu kez Barabas'ı yanına getirtti. Daha sonra iki mahkumu yan yana kalabalığa gösterip ciddi bir ses tonuyla İsa'yı göstererek: İşte O'nu dışarıya size getiriyorum. O'nda hiçbir suç bulmadığımı bilesiniz” dedi.24Yuhanna 19:4.SO 726.1

    Tanrı'nın Oğlu, üzerinde alay etmek için giydirdikleri giysi ve başındaki dikenlerden yapılmış taç ile duruyordu. Sırtına vurulan kamçının izleri kanıyordu. Yüzü kanlar içindeydi ve ne kadar bitkin bir durumda olduğu ve büyük bir acı çektiği solgun yüzünden hemen anlaşılıyordu. Fakat yüzü daha önce hiç şu anda olduğundan daha güzel görünmemişti. Kurtarıcı'nın görünümü düşmanlarının önünde bozulmamıştı. Yüzündeki alçak gönüllü ve ağırbaşlı ifade zalim düşmanlarına duyduğu merhameti açıkça gösteriyordu. Davranışlarında korku değil; bilakis sabır ve dayanıklılık ifadesi vardı. Yanındaki mah-kum ile O'nun arasında çok çarpıcı bir fark vardı. Barabas'ın ne kadar acımasız ve vahşi bir kişi olduğu yüzünden okunuyordu. Onun yüzüne bakan herkes bu farkı açıkça görebiliyordu. Kalabalığın arasında bazı kişiler ağlıyorlardı. Onlar İsa'ya baktıklarında yürekleri şefkat ile dolu-yordu. Hahamlar ve yöneticiler bile İsa'nın tavırlarından ilahi bir konumu olduğunu düşünmeye başladılar.SO 726.2

    Isa'nın çevresini saran Romalı askerlerin hepsi kötü kişiler değildi. Bazıları O'nun Yahudiler'in iddia ettiği gibi kötü ve tehlikeli bir kişi olduğuna inanmıyorlardı. Aynı askerler Barabas'ın yüzüne nefretle bakıyorlardı. Onun ruhunun derinliklerini görmek için dikkatle bakmak bile gerekmiyordu. Sonra gözler yeniden İsa'ya çevrildi. Allahsal katlama, o kendine özgü ağırbaşlılığını koruyordu. İsa'nın ağırbaşlılığı, O'nu ya Mesih olarak kabul edinceye ya da reddederek kendi ka-derlerini belirleyinceye dek hiç silinmeyecek bir şekilde hafızalarına yerleşti.SO 726.3

    Pilatus İsa'nın karşılık vermemesine ve bu kadar sabırlı davranmasına çok şaşırdı. Barabas'ın aksine bu Kişi'nin ağırbaşlı ve dürüst görünüşünün Yahudiler'i O'nun suçlu olmadığına ikna edeceğinden şüphe etmiyordu. Fakat hahamların, dünyanın ışığı olarak kendilerinin yanlışlarını ve karanlıklarını açıkça gösteren Kişi'ye karşı ne kadar büyük bir kin ve nefret duyduğunu fark edemedi. Onlar kalabalığı kışkırtmışlardı. Hahamlar, yöneticiler ve kalabalık “O'nu çarmıha ger!SO 726.4

    O'nu çarmıha ger!” diye tekrar öfke ile bağrışmaya başladılar. Onların bu anlamsız zalimliklerine karşı sabrı tükenen Pilatus umutsuz bir şekilde “O'nu alın, kendiniz çarmıha gerin. Ben O'nda hiçbir suç görmüyorum” dedi.25Yuhanna 19:6.SO 727.1

    Romalı vali bu tür zalimliklere alışık olmasına rağmen bunca hakarete katlanan, gördüğü işkenceden dolayı sırtı yanlan ve yüzü kanlar içinde kalan bir mahkumun halâ tahtında oturan bir kral gibi görünüme sahip olmasından çok etkilenmişti. Fakat hahamlar “Bizim bir yasamız var. O yasaya göre onun ölmesi gerekir. Kendisinin Tanrı'nın Oğlu olduğunu ileri sürüyor” dediler.26Yuhanna 19:7.SO 727.2

    Pilatus bu sözleri duyunca çok korktu. Mesih ve hizmeti hakkı - da doğru bir bilgiye sahip değildi; fakat içinde Allah'a ve insanüstü varlıklara tarifsiz bir inanç doğdu. Daha önce aklından geçen bir düşünce o an daha da belirgin hale geldi. Kendisine mor bir kaftan giydirilip alay edilen ve başına dikenlerden yapılmış bir taç takılan bu insanın ilahi bir varlık olup olamayacağını soruyordu.SO 727.3

    Pilatus yargı salonuna geri döndü ve İsa'ya “Nereden geliyorsun?” diye sordu. Fakat İsa ona o an için cevap vermedi Kurtarıcı Pilatus ile açıkça konuşmuş ve gerçeğin bir tanığı olarak kendi hizmetini belirtmişti; fakat Pilatus ışığı görmezlikten gelmişti. Yahudiler'in isteklerine boyun eğerek, yetkisinden ve prensiplerinden vazgeçere yüksek mevkisini kötüye kullanmıştı. Artık İsa'nın ona söyleyecek bir sözü kalmamıştı. Pilatus O'nun sessizliği karşısında öfkelenip kibirli bir şekilde şöyle dedi: “Benimle konuşmayacak mısın? Sem salıvermeye yetkim olduğu gibi çarmıha germeye de yetkim olduğunu bilmiyor İsa, “Sana gökten verilmemiş olsaydı, benim üzerimde hiçbir yetkin olmazdı “Bu nedenle beni sana teslim edenin günahı daha büyüktür.”27Yuhanna 19:10-11.diye karşılık verdi.SO 727.4

    Böylece merhameti sonsuz olan Kurtarıcı, çektiği bu büyük acının ortasında kendisini çarmıha gerilmek üzere teslim eden Romalı valinin bu hareketini mümkün olduğunca hoş görmeye çalıştı. Kurtarı- cı'nın bu hareketi çağlar boyunca hatırlanacak bir davranıştı ve Yeryüzünün Hakimi'nin mükemmel karakterini açıkça göstermekteydi.SO 727.5

    Isa, “Bu nedenle beni sana teslim edenin günahı daha büyüktür” dedi. İsa bu sözleriyle Yahudi ulusunun temsilcisi olan başkâhin Kayafa'yı kastetti. Hahamlar, Roma'nın iktidar sahiplerinin prensiplerini biliyorlardı. Ayrıca Mesih'i doğrulayan peygamberlikleri, O'nun öğretilerini ve mucizelerini de biliyorlardı. Yahudi yargıçlar, ölüme mahkum ettikleri Kişi'nin ilahi bir karaktere sahip olduğunu kesinlikle biliyorlardı ve aldıkları ışığın ölçüsünde yargılanacaklardı.SO 728.1

    Aslında en büyük suç ve sorumluluk, ulusun en yüksek mevkisin- de bulunan ve kendilerine emanet edilen kutsal gerçeklere ihanet edenlerindi. Pilatus, Hirodes ve Romalı askerler İsa hakkında Yahudiler'e oranla daha az bilgiye sahiptiler. O'nu hor görerek hahamları ve yöneticileri memnun etmeyi düşünmüşlerdi. Onlar, Yahudi ulusunun bu denli bol sahip olduğu ışıktan yoksundular. Eğer bu ışık askerlere de verilmiş olsaydı, onlar İsa'ya Yahudiler kadar zalimce davranmazlardı.SO 728.2

    Pilatus tekrar İsa'yı serbest bırakmayı önerdi. Fakat Yahudiler “Bu adamı salıverirsen, Sezar'ın dostu değilsin” diye bağrıştılar. Böylece bu ikiyüzlü kişiler Sezar'ın yetkisini de kıskandıklarını açıkça gösterdiler. Aslında Roma yönetimine en acımasızca karşı olanlar yine kendileriydi. Ellerinden gelse kendi ulusal ve dini kurallarını saygısızca uygulamaya çalışırlardı; fakat utanç verici bir davranışta Sezar'ın gücünü övüyorlardı. İsa'yı yok etmeye yönelik amaçlarına ulaşmak için aslında kendilerinin de nefret ettiği yabancı bir güce sadıkmış gibi görünmeye çalışıyorlardı.SO 728.3

    “Kral olduğunu ileri süren herkes Sezar'a karşı gelmiş olur” dediler. Bu sözleri ile Pilatus'u zayıf yönünden vurmuşlardı. Roma yönetimi tarafından şüphe altındaydı ve böyle bir iddianın Roma yönetimine ulaştırılmasının kendisinin sonunu getireceğini biliyordu. Amaçlarına ters düştüğü takdirde Yahudiler'in aşırı öfkesinin bu kez kendisine yöneleceğini biliyordu. Yahudiler, intikam almak için her yolu deneye- çeklerdi. Önünde açık bir örnek duruyordu. Yahudiler sebepsiz yere nefret ettikleri Kişi'yi öldürmek istiyorlardı.SO 728.4

    Pilatus yargı kürsüsüne oturdu ve “İşte kralınız” dedi. Onlar ise “Yok et O'nu! Çarmıha ger!” diye bağırdılar. Pilatus “Kralınız mı çarmıha gerilsin?” diye sordu. Allah'a hakaret eden ağızlardan yanıt geldi: “Sezar'dan başka kralımız yok.”29Yuhanna 19:14-15.SO 729.1

    Böylece putperest bir hükümdarı seçen Yahudiler liderler Allah'ın hakimiyetini yok saymış oldular. Allah'ın krallığını reddettiler. Artık o zamandan beri onların hiçbir Kurtarıcısı, Romalı imparatorlardan başka hiçbir kralı olmadı. Hahamlar ve yöneticiler halkı böyle düşü meye teşvik ettiler. Bu yüzden ulusun başına gelecek felaketlerden onlar sorumluydular. Bir ulusun günahı ve bir ulusun yıkılışı dini lider-lerin yüzünden olacaktı.SO 729.2

    “Pilatus elinden bir şeyin gelmediğini tersine bir kargaşanın başladığını görünce su aldı. Kalabalığın önünde ellerin, yıkayıp şöyle dedi: Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe sız bakın.”30Matta 27:24.Kendisine çevrilmiş sayısız yüzün içerisinde sadece İsa'nın çehresi bir iç huzuru vermekteydi. Üzerinde ilahı bir ışık parıldıyor gibiydi. Pilatus'un yüreğini bir düşünce kapladı: O bir Tanrı idi! Kalabalığa doğru dönerek O'nun kanından sorumlu olmadığını bildirdi. O'nu alıp çarmıha germelerini söyledi. Fakat hahamlara ve yöneticilere O'nun suçsuz olduğunu hatırlattı. Baba'sı olarak çağırdığı varlığın kendisini değil, O'nu suçlu bulan kişileri hesap gününde yargılamasını diledi. Daha sonra İsa'ya doğru dönerek O'nu kurtaramadığından dolayı kendisini affetmesini söyledi ve O'nu yemden kamçılattırdıktan sonra çarmıha gerilmesi için teslim etti.SO 729.3

    Pilatus İsa'yı kurtarmak istiyordu. Fakat diğer taraftan mevkişini ve saygınlığını koruması gerektiğini düşünerek bunu yapamayacağını gördü. Dünyevi gücünü kaybetmektense suçsuz birinin yaşamına son verdirmeyi tercih etti. Günümüzde pek çok kişi de dünyevi değerler, yitirmek ve acı. çekmekten korktukları için kendi prensiplerini feda ederler. Vicdan ve sorumluluk duygusu, bencil isteklerle asla bağdaş- maz. Kendi çıkarını düşünen kişi tamamen yanlış bir yola girer ve kötülükle işbirliği yapan kişi de suçların koyu karanlıklarında kaybolur gider.SO 729.4

    Pilatus Yahudiler'in isteklerine boyun eğdi. Mevkisini kaybetmesine neden olabilecek bir riske girmek yerine İsa'yı çarmıha germeleri için teslim etmeyi tercih etti. Fakat aldığı bütün önlemlere rağmen korktuğu daha sonra başına geldi. Yüksek mevkisini ve saygınlığını yitirdi. İsa'nın çarmıha gerilmesinden kısa bir süre sonra vicdani bir bunalıma girerek hayatına son verdi. Yüreğinde kötülüğe yer açanların eline geçecek olan tek şey, kendilerinin mahvolmasına yol açacak büyük acılarla dolu bir yaşam olacaktır. “Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür; fakat sonu ölümdür.”32Süleyman'ın Özdeyişleri 14:12.SO 730.1

    Pilatus İsa'nın masum kanından kendisinin sorumlu olmadığını söyleyince Kayafa öfkeli bir şekilde şöyle dedi: “O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!”33Matta 27:25.Hahamlar ve yöneticiler de bu sözleri onayladı ve hep bir ağızdan tekrarladı. “O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!”SO 730.2

    İsrail halkı kendi tercihini yapmıştı. İsa'yı işaret ederek “Bu adamı değil Barabas'ı salıver!” diye bağırdılar. Azılı bir katil ve haydut olan Barabas Şeytan'ın temsilcisiydi. Mesih ise Allah'ın temsilcisiydi. Barabas seçilmiş, Mesih ise reddedilmişti. Onlar Barabas'ı istiyorlardı. Bu seçimle başlangıçtan beri hep yalancı ve katil olan birini seçmişlerdi. Şeytan onların lideriydi. Ulusça onun talimatlarına uyacaklardı. Onun gösterdiği işeri yapacaklar ve hükmüne katlanacaklardı. İsa'nın yerine Barabas'ı seçenlerin, dünya döndüğü sürece Barabas'ın zalimliğine katlanmaları gerecekti.SO 730.3

    Allah'ın Kuzusu'na doğru bakan Yahudiler “O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!” dediler.34Matta 27:25.Allah onların bu korkunç haykırışını duydu. Kendileri için verdikleri hüküm gökyüzünde kayda geçti. Tanrı'nın Oğlu'nun masum kanı onların çocuklarının ve nesillerinin üzerinde sonsuz bir lanet oldu.SO 730.4

    Bu lanet korkunç bir şekilde Kudüs'ün yıkılışıyla gerçekleşmiş oldu. Onsekiz yüzyıl boyunca Yahudi halkı bu ıstırapla yaşadı: kimi asmadan ayrılan bir sürgün gibi, kimi kuruyan ve yakacak olarak kul- lanılan bir dal gibi. Ülkeden ülkeye yüzyıllar boyunca dağılıp gittiler: Yasa'yı çiğnemekten ve işledikleri günahlarından dolayı bir ölü gibi.SO 730.5

    Aynı şekilde bu korkunç lanet Yargı Günü'nde de gerçekleşecektir Mesih yeniden yeryüzüne indiğinde insanlık artık O'nu kalabalık bir grup tarafından tutuklanan biri olarak göremeyecek. O'nu göklerin kralı olarak görecekler. Mesih, kendisinin, Baba'sının ve Kutsal meleklerin görkemiyle gelecek. Onbinlerce onbinler ve binlerce binler melek her şeyi kendi sevgisinde ve azametinde birleştirmiş olan o güzel ve zafer kazanmış olan Allah Oğlu'na eşlik edecek. Sonra görkeminin tahtına oturacak ve tüm uluslar çevresinde toplanacak. Her göz O'nu görecek; hatta “O'nun bedenini deşmiş olanlar bile.”35Vahiy 1:7.Dikenli bir taç yerine görkem tacı takacak. Mor renkli kral elbisesi yerine “Yeryüzünde hiçbir çamaşırcının erişemeyeceği bir beyazlıkta”36Markos 9:3.olan beyazlardan daha beyaz bir elbise giyecek. Giysisinin üzerinde şöyle yazacak: “Kralların kral, ve Rablerin Rabbi”37Vahiy 19:16.O'nunla alay edenler ve O'na acı çektirenler de orada olacak. Hahamlar ve yöneticiler mahkeme salonunda oynanan sahneyi bir kez daha yaşayacaklar. Tüm detaylar gözlerinin önüne ateşten harflerle bir daha gelecek. Sonunda “O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!” diyenler hak ettikleri yanıtı alacaklar. O zaman tüm dünya hangi zayıf, zavallı ve ölümlü bir varlık için savaş verdiğini bilecek, anlayacak ve tanıklık edecek. Ölüm korkusu ve dehşetle dağlara ve kayalara seslenip: “Üzerimize düşün! Taht üzerinde oturanın yüzünden ve Kuzu'nun gazabından saklayın bizi! Çünkü Onların gazabının büyük günü geldi, buna kim dayanabilir?”38Vahiy 6:16-17.diye bağrışacaklar.SO 731.1

    Bu bölüm Matta 27:2, 11-31; Markos 15:1-20; Luka 23:1-25; Yuhanna 18:28-40 ve I9:1-I6'ya dayanmaktadır.SO 731.2

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents