Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Tanrı'nın Eriha'yı Ele Geçirme Yöntemi

    İsrail halkı kentin çevresini altı gün boyunca dolaştı. Yedinci gün geldiğinde Yeşu Tanrı halkının önüne geçti. Bu kez kentin çevresinde aynı gün yedi kez dolaşacaklardı. Son dolaşma sırasında borazanlar çalacak ve Tanrı kenti onlara verecekti.1GS 274.1

    Büyük ordu surların çevresinde sakin bir şekilde dönmeye devam etti. Ayak seslerinden başka bir ses duyulmuyordu. Surların üzerindeki gözcüler korkuyla bakmaya devam ettiler. İsrailliler altı kez çevrelerinde dolaşmıştı. Acaba bu gizemli etkinliğin hedefi ney-di?1GS 274.2

    Fazla beklemelerine gerek kalmadı. Yedinci dönüş tamamlandığında uzun alay durdu. Bir süre sessiz kalan borazanlar yeri sarsan bir gürültüyle ötmeye başladı. O anda taş duvarlar, dev kuleleri ve savaş gereçleriyle birlikte sarsılarak çöktü. Briha sakinleri dehşete düştü ve İsrail halkı kenti almak için ilerlemeye başladı.1GS 274.3

    İsrailliler zaferi kendi güçleriyle kazanmamışlardı. Ülkenin ilk meyvesi olan kent, içindeki her şeyle birlikte Tanrı'ya kurban olarak sunulacaktı. İsrailliler kenti alırken kendileri için savaşmadılar, kralları Yahve'nin yüceliği için mücadele ettiler. Tanrı şöyle buyruk vermişti: “Sakın Rab'be adanan herhangi bir şeye el sürmeyin. Adadığınız şeyleri alırsanız İsrail'in ordugahını felakete ve yıkıma sürükler-siniz.”1GS 274.4

    Kent içindeki her canlı kılıçtan geçirildi. Yalnızca sadık Rahav, ev halkıyla birlikte genç gözcülerin vaadi uyarınca esirgendi. Kent sarayları ve tapınakları, lüks konutları, zengin kumaşları ve pahalı giysileri ateşe verildi. Ateşle yanmayan gümüş, altın, tunç ve demir eşyalar tapınma çadırının hizmetine ayrıldı. Eriha bir daha asla kale olarak yapılmayacaktı. Tanrısal gücün yıktığı duvarları yeniden yapanların üzerine yargı geleceği ilan edildi.1GS 274.5

    Eriha halkının yıkımı, Kenan sakinlerine ilişkin önceden verilen bir buyruk doğrultusuna yerine getirildi: “Tanrınız Rab bu ulusları elinize teslim ettiğinde, onları bozguna uğrattığınızda, tümünü yok etmelisiniz. Bu uluslarla antlaşma yapmayacaksınız, onlara acımayacaksınız. Tanrınız Rab'bin miras olarak size vereceği bu halkların kentlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız” (Tesniye 7:2; 20:16).1GS 274.6

    Birçok kişiye, Kutsal Kitap'ta yer alan bu gibi buyruklar sevgi ve merhamet ruhuna aykırı gibi görünür. Oysa Tanrı'nın sınırsız bilgeliğini ve iyiliğini yansıtırlar. Tanrı İsrail'i Kenan'a yerleştirmeye kararlıydı. Bu halka yalnızca gerçek inanç emanet edilmekle kalmamış, bu inancın ilkelerini yeryüzüne yayma görevi verilmişti. Kenanlılar kendilerini aşağılayıcı putperestliğe vermişlerdi ve bu yüzden ülkenin Tanrı'nın hedeflerinin yerine gelmesi amacıyla temizlenmesi gerekiyordu.1GS 275.1

    Kent sakinlerine tövbe etmeleri için fazlaca fırsat verilmişti. Kırk yıl kadar önce Mısır'daki felaketler İsrail'in Tanrısının gücünü gözler önüne sermişti. Midyan'ın, Gilead'ın ve Başan'ın yıkılması, Tanrı'nın bütün ilahlardan üstün olduğunu göstermişti. O'nun kirlilikten tiksinmesi Baal-peor'daki yargısıyla açıklanmıştı. Eriha sakinleri bütün bu olayları biliyorlardı. Birçok kişi, Rahav gibi İsrail'in Rabbinin göklerin ve yerin Tanrısı olduğunu biliyor, ama buna teslim olmayı reddediyordu. Tıpkı tufandan önceki insanlar gibi Kenanlılar göklere küfretmek ve yeryüzünü kirletmek için yaşıyordu. Hem sevgi hem de adalet, Tanrı'ya ve insana düşman olan bu isyancıların yıkımını gerektiriyordu. “İsrailliler yedi gün Eriha surları etrafından döndüler; sonunda imanları sayesinde surlar yıkıldı” (İbraniler 11:30). Rab'bin ordularının komutanı yalnızca Yeşu'yla iletişim kurdu; kendisini bütün topluluğa açıklamadı. Bu nedenle Yeşu'nun sözlerine inanmak ya da onlardan kuşku duymak kendilerine kalmıştı. Meleklerin Tanrı Oğlunun önderliği altında kendilerini koruduğunu göremiyorlardı. Halk şöyle düşünebilirdi: “Kentin surlarının etrafında her gün dönüp durmak ve borazan öttürmek ne işe yarar ki! Bunların ne faydası var?” Ancak İsrailliler, kuvvetlerinin insan bilgeliğine ya da gücüne değil kendilerini kurtaran Tanrı'ya bağımlı olduğunu zihinlerine kazımalıydılar.1GS 275.2

    Tanrı kendisine güvenenler için büyük şeyler yapacaktır. Çocukları O'na tümüyle güvendikleri ve sözünü dinledikleri sürece her acil durumda onların yardımına koşacaktır.1GS 275.3

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents