Loading...
Larger font
Smaller font
Copy
Print
Contents

Geçmişten Sonsuzluğa - 1. Cilt

 - Contents
  • Results
  • Related
  • Featured
No results found for: "".
  • Weighted Relevancy
  • Content Sequence
  • Relevancy
  • Earliest First
  • Latest First
    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents

    Bölüm 66: Saul Kendi Canını Alıyor

    Bu bölüm 1.Samuel 28; 31'e dayanmaktadır.

    Filistliler toplanıp Şunem'e gittiler ve orada ordugah kurdular. Saul da bütün İsrailliler'i toplayıp Gilboa Dağı'nda ordugah kurdu. Saul kendisini yalnız ve savunmasız hissediyordu, çünkü Tanrı onu terk etmişti. Filistin ordusuna baktığı zaman korktu ve yüreği titredi.1GS 387.1

    Saul Yişay oğlunun bunu bir fırsat olarak kullanıp öç alacağını umuyordu. Kral büyük sıkıntı içindeydi. Tanrı'nın seçtiği kişiyi öldürtmek için duyduğu mantıksız tutku ulusu büyük tehlikeye sokmuştu. Davut'un peşinde koşarken krallığını savunmayı ihmal etmişti. Bu savunmasız durumdan yararlanan Filistinliler ülkenin ortasına kadar sızdılar. Şeytan Saul'u kullanarak Davut'u öldürtmeye çalışırken aynı düşmanca ruh Saul'u yok ettirmek için Filistinlilerde etkindi. Şeytan, kutsanmamış insanların yüreklerinde işleyerek bölünmüş kiliseyi denetimi altına alır, sonra da kendi araçlarıyla onları yıkıma sürükler.1GS 387.2

    Saul sabah Filistinlilerle karşılaşacaktı. Yaklaşan yıkımın karanlığı ruhunu gölgelemeye başlamıştı. Ne yapacağını öğrenmek istedi. Rab'be danıştıysa da, Rab ona ne düşlerle, ne Urim, ne de peygamberler aracılığıyla yanıt verdi.1GS 387.3

    Rab kendisine içtenlikle yaklaşan kişiyi asla geri çevirmez. O halde Saul neden cevap alamadı? Kral peygamber Saul'un öğüdünü reddetmiş ve Tanrı'nın seçtiği Davut'u sürmüştü. Gökle arasındaki iletişim kanallarını kendisi kesmişken nasıl cevap alabilirdi ki? Saulun aradığı, günahlarının affı ve Tanrı'yla barış değildi. O sadece düşmanlarından kurtulmak istiyordu. Tanrı'ya isyan ederek kendisini O'ndan koparmıştı. Bu nedenle, tövbe ve pişmanlık olmadıkça geri dönüş mümkün değildi.1GS 387.4

    Bunun üzerine Saul görevlilerine, “Bana bir cinci kadın bulun da varıp ona danışayım” diye buyruk verdi. Rab, büyücülükle bağlantılı olan etkinlikleri yasaklamış ve bunlara girişenlerin ölümle cezalandırılacağını ilan etmişti. Saul bütün cincilerin ve ruhçuların öldürülmesini buyurmuştu. Oysa şimdi günah diye nitelediği yola kendisi giriyordu.1GS 387.5

    Eyn-dor'da yaşayan cinci bir kadın vardı. Bu kadın, gizli bilgiler edinme karşılığında Şeytan'ın amaçlarını yerine getirmek için O'nunla antlaşma yapmıştı.1GS 387.6

    Kendisini gizleyen Saul, iki yardımcısıyla birlikte cinci kadını aramaya gitti. Ne acınacak bir manzara! İsrail'in kralı Şeytan'a tutsak olacak hale geliyor! Oysa Saul yalnızca Tanrı'ya güvenme ve O'nun sözünü dinleme koşuluyla İsrail kralı olmuştu. Bu koşullara uysaydı, krallığı yerinde duracaktı. Tanrı ona yön verecek, her şeye gücü Yeten onu koruyacaktı. Saul her ne kadar isyan ve inatçılıkla vicdanını susturduysa da tövbe etmek için elinde hala fırsat vardı. Ancak o tehlike anında Şeytan'a döndü ve Yaratıcısıyla arasındaki son bağı da kopardı. Kendisini yıllardır yıkıma sürükleyen cin kaynaklı güce tümüyle teslim oldu.1GS 388.1

    Saul ve yardımcıları Filistin ordusunu güvenle geçtiler. Dağlık araziyi de aşarak Eyn-dor büyücüsünün yaşadığı yere geldiler. Saul her ne kadar farklı bir kimliğe büründüyse de güçlü yapısı ve krala yaraşan davranışlarıyla sıradan bir asker olmadığını belli ediyordu. Getirdiği zengin armağanlar büyücünün kuşkularını güçlendirdi. Kadın, Saul'un ricasına şöyle karşılık verdi: “Saul'un neler yaptığını, cincilerle ruhlara danışanları ülkeden kovduğunu biliyorsun. Öyleyse neden beni öldürmek için tuzak kuruyorsun?” Saul, “Yaşayan Rab'bin adıyla derim ki, bundan sana bir kötülük gelmeyecek” diye ant içti. Bunun üzerine kadın, “Sana kimi çağırayım?” diye sordu. Saul, “Bana Samuel'i çağır” dedi.1GS 388.2

    Büyülerini okuyan kadın şöyle dedi: “Yeraltından çıkan bir ilah görüyorum” diye karşılık verdi. Saul, “Neye benziyor?” diye sordu. Kadın, “Cüppe giymiş yaşlı bir adam yukarıya çıkıyor” dedi. O zaman Saul onun Samuel olduğunu anladı; eğilip yüzüstü yere kapandı.1GS 388.3

    Gelen kişi Tanrı'nın peygamberi değildi. Samuel kötü ruhların yaşadığı o yerde bulunmuyordu. Şeytan, çölde Mesih'i ayartan ışık meleğine büründüğü gibi kolaylıkla Samuel'in kılığına da bürünebilir.1GS 388.4

    Samuel, Saul'a, “Neden beni çağırtmakla rahatsız ettin?” dedi. Saul, “Büyük sıkıntı içindeyim” diye yanıtladı, “Filistliler bana karşı savaşıyor ve Tanrı da beni terketti. Artık bana ne peygamberler aracılığıyla, ne de düşlerle yanıt veriyor. Bu yüzden, ne yapmam gerektiğini bana bildirmen için seni çağırttım.”1GS 388.5

    Samuel hayattayken Saul onun öğütlerini hor görüyordu. Ama şimdi göklerle bağlantı kurabilmek için cehennemden çıkan bir haberciye muhtaç kalmıştı. Saul kendisini tümüyle Şeytan'a teslim et- mişti. Şimdi de tek zevki sefalet ve yıkım olan Şeytan, mutsuz kralı yıkacak üstünlüğe kavuşmuştu. Samuel'in dudaklarından korkunç sözler dökülmeye başladı.1GS 388.6

    “Rab seni terkedip sana düşman olduğuna göre, neden bana danışıyorsun?” dedi, “Rab benim aracılığımla söylediğini yaptı, krallığı senden alıp soydaşın Davut'a verdi. Çünkü sen Rab'bin buyruğuna uymadın, O'nun alevlenen öfkesini Amalekliler'e uygulamadın. Rab bugün bunları bu yüzden başına getirdi. Rab seni de, İsrail halkını da Filistliler'in eline teslim edecek. Yarın sen ve oğulların bana katılacaksınız. Rab İsrail ordusunu da Filistliler'in eline teslim edecek.”1GS 389.1

    Şeytan Samuel'in uyarılarına ve azarlarına karşı Saul'un kendisini haklı çıkarmaya çalışmasını sağlamıştı. Oysa bu kez Saul'e günahının büyüklüğünü ve bağışlanmasının olanaksızlığını göstermeye ça-lışıyordu. Böylece onu tümüyle yere sermiş olacaktı.1GS 389.2

    Saul oruç tutmaktan, dehşetten ve sızlayan vicdanından bitkin düşmüştü. Ayakta duramayıp yere kapandı.1GS 389.3

    Büyücü dehşete kapıldı. İsrail'in kralı önünde ölü gibi yatıyordu. Biraz yemek yemesi için ona ricada bulundu. Kendisi görevini yapmıştı, Saul da buna karşılık en azından yemek yemeliydi. Saul bunu kabul edince kadın bir dana kesip ekmek hazırladı.1GS 389.4

    Ne manzara! Tanrı tarafından İsrail'e kral olarak meshedilen Saul, bir büyücünün evinde Şeytanın habercisinin huzurunda, savaşa hazırlanmak için sofraya oturuyor.1GS 389.5

    Saul karanlığın ruhuna danışarak kendisini mahvetmiş oldu. Ümitsizliğin dehşetiyle yıkıldığı için ordusunu yüreklendirmesi olanaksızdı. Bu durumda İsraillilerin zihinlerini Tanrıya döndürmesi mümkün değildi. Böylece kötülüğün kehaneti kendi işini görmeye başladı.1GS 389.6

    Larger font
    Smaller font
    Copy
    Print
    Contents